GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Eylül 2009 Çarşamba

Şeboy'la ayaküstü

Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün ben Cemil Şeboy’’u belediye başkanı olarak da siyasetçi olarak da severim. Çünkü Şeboy, yönettiği kente imzasını atan belediye başkanlarından biridir her şeyden önce.’¶
 
Ve de bir siyasetçinin ’‘iyi’’ olmasının ön koşulu budur bence. İmzasını kente atmış olmak’…
Dr. Behçet Uz, Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur, Asfalt Osman ve daha bir çok belediye başkanının imzası vardır İzmir’’in dört yanında.
O nedenledir ki, görevi bıraksalar da bu dünyadan göçseler de unutulmazlar listesindeki yerlerini alırlar. 
Aziz Başkan da kente imzasını daha görevdeyken atanlar listesinde bana göre. Bunun için Kadifekale gibi 30 yıllık bir sorunu çözmüş ya da çözmeye yaklaşmış olması bile başlı başına neden Aksini iddia edenler olsa da bu gerçek değişmez.
Şeboy da öyle olacak.
Yıllar sonra da Gölet’’e giden, Yedigöller’’i gören, Mevlana Heykeli’’ni ziyaret eden, Buca Stadı’’nda maç izleyen, top koşturan ve Yeşildere Yolu’’nu kullanıp dünyanın en büyük Atatürk Mask’’ının heybetine kapılan herkes onu hatırlayacak, anacak.
 
Gönül Soyoğul’’un Buca’’yı hatta İzmir’’i sallayacağını düşündüğüm Şeboy röportajı sonrası Mask önünde fotoğraf çekmek için buluştuk Başkan Şeboy’’la’…
Ve ayak üstü 5-10 dakikacık sohbet ettik. O kadar dolu ki.
Ne Büyükşehir adayı yapmamak için kendi partisi tarafından ketenpereye getirilmekten etkilenmiş, ne de rızası ile kenara çekilmekten gocunmuş’… Kendi isteği ile bıraktığı Buca Belediye başkanlığı sonrası plaket beklerken hapse atılmış olmaktan bile yılmamış.
Sadece biraz üzülmüş o kadar.
Ve 25 yıl önce ANAP’’tan belediye meclis üyesi olduğu ilk günü anımsıyor ve babasıyla arasında geçen diyaloğu aktarıyor’…
’“Mimarlık bürom var. İşlerim çok iyi. Meclis üyesi oldum Buca Belediyesi’’ne. Babam ofisimi ziyaret etti.
Ve ’‘Bak Cemil, Belediye Meclis üyesi olmuşsun’’
Zorladılar falan dedim.
Sözümü tamamlamama bile izin vermeden devam etti.
Namık Kemal’’in siyasetle ilgili bir sözünü hatırlattı. Devlete hizmetin cezasız kalmayacağını özetleyen kaf sin Kaflı bir söz ’… Çayını bile içmeden ofisten ayrıldı. Babamın ne demek istediğini 25 yıl anladım. Çünkü O haklı çıktı.’”
Kırılganlığı olmakla beraber geleceğe umutla bakan, kent için hala kafa yoran, Buca için de üzülen bir Şeboy gördüğümü söyleyebilirim.
Kimileri (özellikle de siyasi rakipleri) onun için ’‘Kubi’’ yakıştırmasına devam etse de O, ’‘Tabanımla birlikte hareket ediyorum’’ diyerek ANAP’’tan başlayıp DSP-YTP ve AKP ile devam eden siyasi hareketine içi dolu bir yanıt veriyor.
Ve de gelecek için belediye başkanlığı planı kesinlikle yapmıyor. Hangi planı yaptığını da Gönül Abla biliyor. Kısa süre sonra okuyabilirsiniz.
 
MASK işine içerlemiş. Yeşildere Yolu üzerine kazıdığı dünyanın en büyük Atatürk Maskı’’nın CHP Lideri Deniz Baykal’’ca açılmaması, programdan çıkarılması, pahalı yakıştırmalarıyla soruşturmalara konu edilmesi kırmış biraz Şeboy’’u’…
Ancak Baykal’’a da CHP’’lilere de anlamlı bir yanıt veriyor.
’“Bu projenin açılışa ihtiyacı yok. Açık zaten. Benim hayalim Yeşildere’’den geçerken Atatürk’’ü görmekti, Kadifekale sırtlarında oturanların her sabah uyandıklarında, pencelerinin perdesini aralar aralamaz Mustafa Kemal’’le yüz yüze gelmesiydi. Özellikle de çocukların’”
Ve dünyanın en büyük Atatürk’’ünü İzmir’’e kazandırmış olmasına rağmen eleştirilerin Atatürk’’ün kurduğu CHP’’den gelmesine de ayrıca kafayı takmış.
Ve eleştirenlerin benzer bir iş yapmayı bırakın, dikili bir ağaçlarının bile olmadığına vurgu yapıyor’…
Ben derim ki Şeboy röportajını kesinlikle kaçırmayın’…
 
Not: 30 Ağustos törenlerine katılmadığı eleştiri alan CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’’nu gölge gibi izleyenler var. Dikkat etmesini öneririm.
Hafiye gibi Nalbantoğlu’’nu izleyen bir kuş, İl Başkanı’’nın Baykal’’ı gönderdikten sonra Gümüş Balık’’ta PM Üyesi A. Rezzak Erten, TBMM Başkan Vekili Güldal Mumcu’’nun ve Sav ekibinin ağırlıkta olduğu bir masada görüldüğünü, bu nedenle de 30 Ağustos sabahı uyanamadığını iddia ediyor. Nalbantoğlu’’na önerim, kongre sürecinin sonuna kadar kendisine dikkat etmesi. Çünkü kuşlar tarafından dikkatle izleniyor.
 
Not2: İl yönetim kurulu üyesi bir bayana ilişkin ilginç bir not daha ulaşmış e-postama’… Söz konusu bayan yönetici -park-bahçe işleri özellikle çocuk oyun parkları işi yapıyormuş. Ve partili belediye başkanlarının kapısını sık sık aşındırması İl Başkanı Nalbantoğlu’’na kadar ulaşan şikayetlere konu olmuş. Bornova ve Kemalpaşa’’dan yükselen şikayetlerin ana konusu işi değerinin üzerinde yapması ve partinin gücünü avantaja dönüştürmek istemesiymiş. Bu iddiayı araştırıyorum.
 
Not3: Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın ve bazı meclis üyeleri merak etmesinler. Grupta konuşulanları kaleme almayacağım. Çünkü, Bornova’’nın CHP Grubu’’nun çok değerli zamanını ’‘Konuştuklarımız yarın Sonsöz’’de yayınlanacak mı?’” sorusuyla meşgul etmek istemiyorum. Çünkü kent kendilerinden hizmet bekliyor. Bizi konuşacaklarına Bornova’’ya ilişkin projelere kafa yorsunlar istiyorum. Ama Mustafa Tosunlar ile Başkan Sındır arasındaki ’‘stratejik plan’’ tartışması da bir meclis üyesinin Sonsöz’’e ilişkin ’‘ilginç tanımı’’ da dikkatimden kaçmış değil.
 
Not4: AKP İl Başkanı Ömür Kabak’’ın yönetim listesinin yedekler bölümüne kongre sonrası dikkat çekmiştim. İlçe başkanlarının 5-6’’sının yedek listenin ön sıralarında olmasının anlamını çözmeye çalışmıştım. Ve düğüm çözülmeye başlandı. AKP yönetimine girip istifa eden TSYD İzmir Şube Başkanı Mehmet Ali Okumuş’’un yerine il yönetimine Balçova İlçe Başkanı Fırat Aytekin girmiş. İlçe başkanlığını bırakarak tabi ki’… Şimdi yeni soru şu. Bir siyasetçi ilçe başkanlığı gibi önemli bir görevi bırakıp, İzmir il yönetimindeki 50 kişiden biri olmayı neden tercih eder? Vekil olmak için mi’…?