GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fikret İLKİZ
YAZARLAR
4 Ekim 2009 Pazar

Pabuç pahalı

Ekim ayında, pabuç pahalı’….’¶
 
’“1989’’dan Bu Yana Bir Çok Ses - Tek Bir Dünya’” başlıklı MacBride Raporu’’nda yazılı’… Gazeteciler çoğu kez bir olaya tanık oldukları için sıkıcıdırlar ve bu sebepten saldırılara hedef olurlar. Çatışma dönemlerinde fiziksel tehlikelerle karşılaşırlar. O yıllarda Kamboçya’’da kaybolan ve asla bulunamayan sekiz gazeteciyi, Nikaragua’’da Milli Muhafızlar diye bilinen örgütün bir subayı tarafından soğukkanlılıkla kurşunlanan televizyon muhabirini gazeteciler unutmadı’…
 
Geçen yıllar bazı gerçekleri değiştirmedi. Gerçekler sessizdir ama gerçekler acımasızdır’…
 
Anımsayın, bizim ülkemizde de gazetecilik yapmak pek o kadar kolay değildir’…Güneydoğu’’da öldürülen 12 gazetecinin faili bulunamamıştır. Güneydoğu’’da gazeteci olmak, ya da yaptığın haberden, yazdığın yazıdan dolayı canına kastedilen gazeteci olmak’…Bizde ve dünyada gazeteci olmak biraz zordur’…Gazetecilikte, pabuç biraz pahalıdır’…
 
Bu günlerde Rusya’’da gazeteci olmak, vahimden de öte dehşet vericidir’… 
Çarlık Rusya’’sının Jülyen takvimine göre tarih 24 Ekim 1917, miladi takvime göre 7 Kasım 1917’’yi gösterdiği gün; Rusya’’da Vladimir İlyiç Lenin önderliğinde Kışlık Saray’’ı ele geçiren Bolşevikler ’“Bütün İktidar Sovyetlere’” sloganıyla ’“Ekim Devrimi’”ni başlatmışlardı.
92 yıl geçmiş üzerinden...Bu gün, dağılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden geriye kalan Rusya’’nın başında Putin var’…
Ekim Devrimi’’nden 92 yıl sonra 1 Ekim 2009’’da Avrupa Parlamentosu’’nda Rus aktivistlerin de katılımıyla, Rusya’’da ve Kuzey Kafkasya’’daki insan hakları konusu tartışıldı.  Video konferansla bağlantı kurulan ’“Pravo-zaschita’” (İnsan Hakları Koruma) gazetesinin baş editörü Stanislav Dmitryevski, Çeçenya’’daki askeri operasyonlar sırasında insanlığa karşı işlenen suçlar ile savaş suçlarının yargılanması amacıyla özel bir mahkeme kurulması için çağrıda bulundu. Kuzey Kafkasya’’da yaşananları araştırmak üzere daimi bir komisyon kurulmasının Avrupa Parlamentosu tarafından desteklenmesini istedi.
 
Bu toplantıda, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı Heidi Hautala sözlerine, ’“Bugünkü tartışmaların arka planı oldukça iç karartıcı. Bu yaz insan hakları savunucuları Natalya Estemirova, Zarema Sadulayeva, Alik Dzhabrailov, Stanislav Markelov ve asistanı öldürüldü’” diyerek başladı’…
 
Öldürülen ödüllü insan hakları savunucusu Natalya Estemirova, hak ihlallerini belgelendirerek kamuya açıklıyordu. Gazeteci Lucy Ash’’e ’“Bizi koruyan kimse yok’” diyen Natalya, 15 Temmuz 2009 günü işe gitmek için çıktığı apartmanının önünden kaçırılmış, aynı gün, ikisi başından, ikisi de kalbinden kurşunlanarak öldürülmüş olarak bir yol kenarında cansız bedeni bulunmuştu’…
 
Onunla son röportajı yapan ’“batılı’” gazeteci Lucy Ash’’in, 19 Eylül 2009’’da Daily Mail Gazetesi’’ndeki yazısının başlığı şöyleydi:  ’“Bizi Koruyan Kimse Yok’”: Bir İnsan Hakları Savunucusunun Tüyler Ürperteci Son Röportajı’…
 
Batılı gazeteci son röportajda Natalya’’yı ve söylediklerini şöyle anlatıyordu:   ’“O esnada, kadınların bulunduğu noktadan ayrılırken, arabanın içinde Natalya’’nın söylediği bir şeyi hatırladım: ’“Nüfusun tek bir ferdi başına düşen çok sayıdaki üniformalı adama rağmen, hala bizi koruyacak birisi yok!’”. O an için söylediği sözün doğruluğunun nasıl kanıtlanacağının farkına varamamıştım.’”
 
Gazetecinin farkına varamadığı sözün doğruluğunu, Natalya ’“öldürülmek’” suretiyle kanıtlamıştı.
 
Bir başka aktivistin kaderi hiç farklı olmadı’… 30 Ağustos 1958 doğumlu Anna Stepanovna Politkovskaya, ’“Novaya Gazeta’” muhabiri, Rus gazeteci ve yazar’… Putin tarafından Çeçenlere karşı yürütülen savaşa karşıydı. Bu savaşı ’“Kirli Savaş’” olarak nitelendirdi, aynı adla kitap yazdı.  Beslan okul baskınına giderken uçakta zehirlendi. Birkaç defa öldürülmek istendi. Üç yıl önce, 7 Ekim 2006’’da evinin asansöründe ölü bulunduğunda 48 yaşındaydı. Kim öldürdü bilinmiyor ama öldürüldü.  
 
2002’’de Moskova’’daki tiyatroyu basıp 700 izleyiciyi rehin alan Çeçen eylemciler Rus ordusunun ülkelerinden çekilmesini ve derhal barış yapılmasını talep etmişlerdi. İşgal üç gün sürdü. Rusya Federasyonu eylemcilerle görüşmeye yanaşmadı bile..
 
Çeçenistan’’daki süreci hayatı boyunca izleyen gazeteci Anna Politkovskaya bu baskında da oradaydı’… Yaptığı haberlerle Rusya’’nın en önemli insan hakları savunucularından olan  gazeteci Anna Politkovskaya olay yerine sadece haber yapmak için değil; hem gazeteci ve hem de insan hakları savunucusu olarak, sürece müdahil olmak, katliamı engellemek için gitmiştir’… Tiyatro baskını sırasında rehin alınanlar, cep telefonlarından kendi devletlerinin operasyon düzenlememesi için yalvarırlar. Çünkü, korktukları kendi devletleridir’…Ama boşuna’…Alfa timleri, 26 Ekim Cumartesi günü sabaha karşı saat 5’’te katliam yaparlar’…Bütün operasyon bir saat sürer. 120 rehine ve 50 eylemci öldürülür, yüzlerce rehine yaralanır. Anna Politkovskaya Alfa timlerinin operasyonunu ve onca ölünün arasında ’‘zaferlerini’’ votka içerek kutlayışlarını dünyaya duyurdu.
 
Putin ve yönetimi gazeteci Anna Politkovskaya’’’“yazdıklarından’” ve ’“haberlerinden’” ve ’“yaptıklarından’” dolayı hiç sevmedi’…Anna’’da, Putin’’den nefret etti’…
 
Bütün bu olup bitenler Radikal 2’’de yayınlanmış olan Karin Karakaşlı’’nın enfes yazısından alındı. Ben sadece etkilendiğim bu yazıdaki gazeteci Anna Politkovskaya’’nın sözlerini alıntılayarak sizlerle paylaşıyor ve çoğaltmakla yetiniyorum:  ’“Sonradan Putin’’in Rusyası başlıklı kitabında (Anna Politkovskaya) şöyle haykıracaktı: ’“Çeçenistan Savaşı, Moskova’’daki tiyatro baskını, Beslan’’daki okul katliamı ve benzeri trajedilerle beslenen otoriterizm, mafyatik kapitalizm, siyasal ve ahlaki çürüme, yoksulluk ve yalnızlaşma: İşte, Sovyetler Birliği sonrasında Rusya’’nın geldiği yer. Ve tüm bu süreci idare eden, bütün politikasını özgürlüğü bozmak ve özgürlük isteyenleri ezmek üstüne kuran, ülkenin zorba istihbarat servisinin yetiştirmesi, eski bir KGB yarbayı olan Putin... Benim Putin’’den nefret etmemin sebebi, onun halkını hor görmeyi sürdürmesi, bizleri kendi amaçlarına ulaşmakta kullanıp atacağı araçlar olarak, kişisel iktidarını sağlama almak ve korumak için sırtına basılacak piyonlar olarak düşünmekte ısrar etmesidir. Benim Putin’’den ölesiye nefret etmemin sebebi, Çeçen Savaşı’’nda, tiyatro baskınında ve okul katliamında insan hayatını hiçe sayıp bombardımanları ve infazları sürdürerek, bileşimini kimsenin bilmediği zehirli gaz kullanmaktan kaçınmayarak ve ’‘küresel terörizme karşı mücadele’’ kisvesi altında ölümüne sebep olduğu insanların dramlarına asla saygı göstermeyip, vahşi suçlar işleyen kendi yetkililerini korumaya devam etmesidir.’” (Can Hakkı, Canlı Hakkı. Katledilen Rus Gazeteci Anna Politkovskaya. Karin Karakaşlı yazısından 27/09/2009 Radikal 2)
 
Ekim Devriminden sonra SSCB ve Rusya’…92 yıl sonra eski bir KGB yarbayı Vladimir Putin tarafından yönetilen Rusya’’da insan hakları savunucularının katledilişi ve gazeteci cinayetleri’…

Rusya’’yı yöneten yarbay Vladimir Putin dahil, yönetenler gazetecileri sevmemeye devam ediyor’…
 
Oralarda gazetecilik yapmak konusunda, pabuç bir hayli pahalı’…Pek atmaya gelmiyor’…