GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fikret İLKİZ
YAZARLAR
7 Eylül 2009 Pazartesi

Benim sinemalarım, benim romanlarım’…

9 Eylül 1984 Pazar günü Yılmaz Güney öldü’… Üzerinden 25 yıl geçmiş.’¶
’“Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri’” adlı öyküsü yüzünden bir buçuk yıl ağır hapis cezasına çaptırılmış, sonra da altı ay Konya’’da sürgün ve ömür boyu amme haklarından yoksun kalma cezası almıştı’… ’¶
1960’’lı yıllarda cezalar o zamanlar öyleydi’… Hapis cezası ve sürgün’…
 
15 Haziran 1961 tarihinde ’“Tatlı Bela’” isimli filmin çekimi sırasında gözaltına alınarak Üsküdar Paşakapısı cezaevi ve ardından Nevşehir Cezaevine nakil’…
 
’“Çirkin Kral’” Nevşehir cezaevindeki günlerini anlatırken; ’“..hayatımın akışı değişti’” diyor. ’“Benim ilkokulumdur’”  dediği Nevşehir Cezaevi’’nde kendine program yapar. Roman yazmaya karar verir. ’“Boynu Bükük Öldüler’” adlı ilk romanını cezaevinde yazar. 11 Aralık 1962’’de serbest kalır ve sürgün cezasını çekmek üzere Konya’’ya gider. 1963’’de sürgünden İstanbul’’a döner’…
 
Anadolu Yayınları tarafından 1966 yılında yayınlanan ’“Boynu Bükükler’” adlı romandaki ’“Remzi’”, Yılmaz Güney’’in çocukluğudur. ’“Halil’” ise gençliği’…
 
Tam o yıllarda Yılmaz Güney ’“Çirkin Kral’” olarak ünlenir’…’“Boynu Bükük Öldüler’” adıyla Güney Filmcilik tarafından Kasım 1975’’de yeniden yayınlanan kitabın önsözünde Yılmaz Güney şöyle yazar:
’“Boynu Bükük Öldüler, Nevşehir Cezaevinde, siyasiler koğuşunun en dip köşesinde, rutubetli bir duvara komşu ranzada, geceli gündüzlü on altı aylık bir çalışmanın ürünüdür. Ranzamdan hiç indirmediğim küçük bir masam vardı. Yatma zamanı gelince, ayakucuma çeker, ayaklarımı altına sokar uyurdum. Çoğunlukla, anlattığım insanları görürdüm düşlerimde, onlarla yaşardım.’”(Yılmaz Güney. Bir Çirkin Kral. Turhan Feyizoğlu. Ozan Yayıncılık. Ekim 2003)   
 
Yılmaz Güney’’in doğduğu bildiği yer olan Adana-Yenice ile insanları konu alan ’“Boynu Bükük Öldüler’” adlı romanına 1972 yılında ’“Orhan Kemal Roman Ödülü’” verildi.  
 
Çetin Altan, ’“Büyük Gözaltı’” kitabı ile aynı ödülü 1973’’de aldı.
 
1974 yılında ise  Orhan Kemal Roman ödülü; ’“Yenişehir’’de Bir Öğle Vakti’” romanıyla Sevgi Soysal’’ın oldu.
 
Orhan Kemal ve onun adına verilen roman ödüllerini kazananlar’…
 
Şimdiler de ise; Orhan Kemal adı, televizyonda ’“en çok rayting getiren’” dizilerin jeneriklerinde yazılı’…
 
Sorsan; desen ki ’“Orhan Kemal’” kim? Ya da Sevgi Soysal’’ı tanır mısınız? Kaç romanını okudunuz? Çirkin Kral kimdi?  Torpido Yılmaz’’ın filmine gittin mi?
30 Eylül 1936’’da İstanbul’’da doğan Sevgi Soysal kanserden öldü’…
Yılmaz Güney’’de 9 Eylül 1984’’de Paris’’te kanserden öldü’…
 
Eylül’’de doğan romancı ile Eylül’’de ölen sinemacıdan geriye kalan romanlar ve sinemalar’…
 
Bir de geriye kalan; romancılarını ve sinemacılarını kanser ederek ölüme gönderen ülkede yaşamak’…
 
Benim sinemalarım, benim romanlarım, benim şiirlerim, benim hikayelerim, benim masallarım’…
 
Yılmaz Güney öleli 25 yıl olmuş’…
 
’“Bir Çirkin Adam’”, ’“Belanın Yedi Türlüsü’”, ’“Aslan Arkadaşım / Kuduz Recep’”, ’“Piyade Osman’”, ’“Pire Nuri’”, ’“Benim Adım Kerim’”, ’“Kasımpaşalı Recep’”, ’“Tilki Selim, ’“At Avrat Silah’”, ’“Eşrefpaşalı’”’…
 
Bütün bu filmler Yılmaz Güney’’in vurdulu kırdılı, piyasa filmleriydi’… Çoğunun  o yıllardaki senaristi Aydın Engin’’di. Jenerikte adı yazılmazdı, ama senaryoların maaşlı yazarıydı. Yılmaz Güney, oyunu Yeşilçam’’da kuralına göre oynuyordu’…
 
Aydın Engin; 31 Ocak 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısında o günleri şöyle anlatmış:
’“’…İçimizden biriydi. Herhangi birimiz kadar ’“herhangi biri’”.
İstanbul’’un Yenikapı kahvelerinde, Yenikapı’’nın hızarcı tezgahlarının arkasındaki berbat meyhanelerde geceler ve geceler boyu tartışan edebiyat tutkunu aydınlardan biriydi. Adı henüz Yılmaz Güney bile değildi. Birkaç kişi, adının Yılmaz Pütün olduğunu bilirdi. Ama çoğuları için Adanalı Yılmaz’’dı’” 
 
’“Seyyit Han’” filminde, tabi ki zengin bir ağa vardır ve onun karşısındaki kahraman da yoksul ve yalnızdır. Çoban Ali, aşiret reisinin kızına aşık olmasa ’“Kızılırmak  Karakoyun’” filmi olmazdı’…
’”Aç Kurtlar’” filmindeki öğretmenin hayatımızdaki yeri, namus cinayetlerine karşı çıkışımızla aynıdır belki de’…
 
’“Sürü’”, ’“Yol’” ve ’“Düşman’” filmlerini unutmamız mümkün mü?
 
’“Umutsuzlar’”, umutsuz bir aşk filmiydi. Ama ’“Umut’” filmi unutulmadı. ’“Endişe’” ve ’“Acı’” filmlerini bir değil birkaç seyretmiş olanımız çoktur’….
 
Yıl 1974’…’”Arkadaş’” filmi’…İki eski arkadaşın öyküsü. Yıllar sonra bir araya gelen iki arkadaştan biri sosyalist, diğeri ise burjuva’… Melike’’ye duyulan duygusal yakınlık belki de bizim, yaşanmamış aşklarımızın filmi’…
 
İçimizden biriydi. Herkes gibi, herhangi biri’…
 
Onu en çok; memleketini çok seven insanlar sevdi’…
 
12 Eylül 1980’’de Yılmaz Güney’’in bütün filmleri yasaklandı’…