GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fikret İLKİZ
YAZARLAR
10 Eylül 2009 Perşembe

Gazeteci Ramazan mı 3 yıla mahkum oldu, yoksa biz mi?

Milliyet gazetesinin 07.09.2009 günlü birinci sayfasından ve manşetten verdiği haber bence son ayların en önemli habercilik ve gazetecilik başarısıdır.’¶
’“AB’’nin Ortak Deklerasyonuna Ankara İmza Atmadı: Özgür Medya bize uymadı!’”
 
Evet uymadı ve uymamaya devam edecek. Biz bu tür deklerasyonlara katılmak için çok yürekli ve gazetecilerini koruyan bir ülke değiliz...Gazeteci Güven Özalp’’in haberciliği ve hem de böyle bir olguyu manşetine taşıyan Milliyet’’in birinci sayfası kesilip saklanması gereken bir sayfadır. Görürsünüz çok kısa süre içinde bu sayfada yer alan haber bize lazım olacak...
 
Kazakistan’’da haftalık Alma-Ata İnfo dergisinin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Ramazan Yesergepov Kasım 2008’’de yayınlanan yazısında ’“Ülkeyi kim yönetiyor,Devlet Başkanı mı, Ulusal Güvenlik Komitesi mi?’” başlıklı yazısından dolayı 2009 yılı Ocak ayında tutuklanmıştı. Yazıya konu olan yerel bir gizli servis yetkilisiyle bir iş adamı arasındaki ilişkileri ortaya çıkaran mektuptu.. 
 
Ulusal Güvenlik Komitesi mektubun ’“devlete ait gizli belge’” olduğunu ileri sürdü ve bu nedenle gazeteciden ’“kaynağını’” açıklamasını istedi. Gazetecinin yanıtı tam tamına nesli tükenen gazeteci türünün verdiği bir yanıt: ’“ Kaynağım, ülkemiz kaderine kayıtsız kalmayan insanlar’”.
 
Gazeteci, kaynağını açıklamadı ve isim vermedi. Sonuç; gazeteci üç yıl hapse mahkum edildi.
 
Bu gelişmeler üzerine Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından düzenlenen toplantıdan sonra yayınlanan deklarasyonda ’“resmi hükümet bilgilerinin açığa çıkarılması’” konusunda gazetecilerin ’“özgür’” olduğu bir kez daha kabul edildi. 
 
AGİT açıklamasına göre; gazeteciler, devletin nasıl işlediğiyle ilgili yorumlar da dahil olmak üzere kamunun yararına olan tüm konularla ilgili haber yapmakta özgür olmalıdır. Çünkü ’“Onlar (gazeteciler) yetkililerin olası yanlışlarını ortaya çıkararak demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve temel özgürlüklere hizmet ediyorlar’”
 
İşte bu gerekçelerle; araştırmacı gazeteciler korunmalıdır. Tutuklanmalı ve bu nedenle yargılanmamalı ve haklarında hapis cezası verilmemelidir.  
 
İşte bu gerekçelerle; araştırmacı gazetecilerin haber kaynakları korunmalıdır. Gazetecinin elindeki bilgi ve belgelerin açıklanması istenirse, demokrasi zarar görür.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ’“Araştırmacı Gazeteciliğin Sağlanması ve Korunması Bildirgesi’”ne göre; demokratik bir toplumda medyanın sorumluluğunu dikkate alarak yapılan araştırmacı gazetecilikte; gazeteciler mesleki doğru davranış ve etik kuralları gereği diğer insanların haklarını da gözeterek haber yapacaklardır.   
 
Komite; Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’’nin 1506 (2001) sayılı ’“Medyada İfade ve Bilgi Özgürlüğü Tavsiye Karar’”ını ve özellikle araştırmacı gazeteciliği tehdit eden ve araştırmacı gazetecilere karşı süren şiddet uygulanmalarını da göz önünde bulundurmuştur.  
 
Komite ayrıca bu bildirisinde; R(2000) 7 sayılı Gazetecilerin Haber Kaynaklarını Açıklamama Hakkına ilişkin tavsiye kararını tekrarlamaktadır. Üye devletler, kendi mahkeme içtihatlarında, gazetecilerin kamuoyunu ilgilendiren konular üzerinde kamu otoritelerinin müdahalesi olmaksızın araştırmalar yapmalarını kabul etmelidirler.
 
Demokrasiye hizmet amacıyla araştırmacı gazeteciliğin desteklenmesi gereklidir. Komite; üye devletleri, araştırmacı gazeteciliği korumaya ve sağlamaya, AİHS’’nin 10. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ilgili içtihatlarına ve diğer Avrupa Konseyi standartlarına uygun davranmaya davet etmektedir.
 
’“Araştırmacı Gazeteciliğin Sağlanması ve Korunması Bildirgesi’”nin yaşama geçmesi için, üye devletler, medya çalışanları ve özellikle gazeteciler  için araştırmacı gazeteciliğin gerektirdiği kişisel güvenliği sağlamak amacıyla uygun önlemleri almalıdır.
 
Gazetecilere karşı şiddet uygulanan ya da onları tehdit içeren olaylar derhal gözden geçirilmelidir. Gazetecilerin hareket özgürlüğü kısıtlanmamalı ve üye devletler bilgiye ulaşma özgürlüğünü Avrupa Konseyi standartlarındaki çizgide garanti altına almalıdır.
 
Ayrıca eleştirel ve derinlemesine haber yazmayı demokrasiye hizmet için kolaylaştırmak üye devletlerin görevidir.Gazetecilerin bilgi/haber kaynaklarının korunması garanti altına alınmalıdır.
 
Özellikle araştırmacı gazetecileri tehdit amaçlı olarak özgürlükten yoksun bırakmak, haklarında açılan davalarda orantısız para cezaları vermek,  gazetecilik mesleğini yapmalarını yasaklamak, mesleki araç gereçlere el koymak ya da çalıştığı bina ve eklerini aramak gibi hak ihlallerinin önüne geçilmesi gereklidir.
 
O halde; gazeteci Ramazan Yesergepov’’un tutuklanması ve üç yıl hapse mahkum edilmesi demokratik toplum ilkelerine. Hukuka aykırıdır. Haber kaynağını açıklamadığı için özgürlüğünden yoksun kılınması; hükümetlerin saklayacakları çok şeyleri olduğunu  göstermektedir.
 
Uygun zamanlarda iç hukuk düzenlemelerinde AİHS’’nin 10. maddesinin sadece yayınlama özürlüğünün değil aynı zamanda araştırmacı gazetecilik için zorunlu bir aşama olan gazetecilik araştırmalarını da kapsadığını belirten AİHM yorumları dikkate alınmalıdır.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, üye ülkelerin dikkatini son zamanlardaki gazetecilik faaliyetine ve özellikle araştırmacı gazeteciliğe karşı endişe verici gelişmelere dikkat çekmiştir.
 
Bunların başında; kamu güvenliği ve terörle mücadele adına ifade ve bilgi özgürlüğündeki sınırlandırmaları artırmaya yönelik eğilim gelmektedir.
 
İkincisi ise; kamu yöneticileri ya da diğer yetkililerin ellerinde bulunan ve ifşa edilmemesi için kamu yöneticilerinin haklı veya iyi bir neden gösteremedikleri ama yayınlanmasında kamu yararı bulunan ve gazeteciler tarafından elde edilen ve/veya medyada yayınlanan bilgiler nedeniyle gazetecilere karşı davalar açılmaktadır. Haklarında dava açılan bu gazetecilere karşı hoşgörüsüzlük yayılmaktadır.
 
Üçüncü tehlikeli gelişme ise; gazetecilerin iletişimlerinin takibe alınması ve gazetecilerin gözetimine dair vakaların artmasıdır.
 
Dördüncü olarak bir devlet memurunun çalıştığı bölümdeki yolsuzlukları kamuoyuna duyurmasının önündeki yasal önlemler arttırılmaktadır ya da devlet memurunun korunması minimum sınırında tutulmaktadır.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 26.09.2007 tarihli; ’“Araştırmacı Gazeteciliğin Sağlanması ve Korunması Bildirgesi’” ile medyayı, gazetecileri ve örgütlerini insan haklarına saygı duyarken ve yüksek etik standartları uygularken, araştırmacı gazeteciliği cesaretlendirmeye ve desteklemeye davet etmektedir.
 
Türkiye bu davete uyar mı? Hiç sanmıyorum.
 
Nitekim uymadığını gazeteci Ramazan Yesergepov’’un üç yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karşı çıkmamış olmakla kanıtlamıştır.