GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Haziran 2024 Perşembe

Onun adı artık: İklim Cehennemi!

Önceleri iklim değişikliği diyorduk, sonra adı iklim krizi oldu, derken küresel kaynama çağı… Geçen Cuma BM Genel Sekreteri işin adını sert koydu: İklim Cehennemi!

Bu yaz tam da bu cehennemin ortasındayız Ege kıyılarında yaşayan insanlar olarak…

Kötü haberi Haziran’dan vereyim: Çölleşmeye doğru hızlı değil uçan adımlarla gidiyoruz…

Bugün İzmir’de yine 40 derece olacak sıcaklık yarın ise 43 derece…

***

İklim krizi, Sanayi Devriminden günümüze uzanan bir gerçek. Ama sanıyorum hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Sanayi Devrimi ile birlikte fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) kullanımı hızla arttı, bu da atmosferdeki karbondioksit (CO?) ve diğer sera gazlarının birikimine neden oldu.

İnsanlık aslında o günlerden beri durumun farkında. İlk kez 1850'lerde, bilim insanları atmosferdeki karbondioksitin sera etkisini ve bunun küresel sıcaklıklar üzerindeki potansiyel etkisini fark etmeye başlamış. 1896'da İsveçli kimyager SvanteArrhenius, atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin artmasının küresel ısınmaya yol açabileceğini öne süren ilk bilimsel çalışmayı yayımlamış.

Ama kimse ciddiye almamış!

Ta ki 1988'de Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ni (IPCC) kuruncaya kadar. 1992'de BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Rio de Janeiro'da imzalandı, 1997’de Kyoto Protokolü, sera gazı emisyonlarını azaltmak için yasal olarak bağlayıcı hedefler belirleyen ilk uluslararası anlaşma olarak kabul edildi…

Bugün geldiğimiz noktada küresel düzeyde iklim değişikliği farkındalığı arttı, genç aktivistler ve sivil toplum örgütleri güçlü iklim eylemleri yapıyorlar ama ne fayda!

Küresel Isınma iklim cehennemine dönüşmüş durumda… Ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi seviyelere göre yaklaşık 1.2°C artmış. Bilim insanları, 1.5°C sınırının aşılmasının ciddi ekolojik ve sosyo-ekonomik etkiler yaratacağı konusunda uyarıyorlar ama başta Çin ve ABD asla bu durumu ciddiye almıyor. Buna karşın Aşırı Hava Olaylarına her gün tanık oluyoruz. Kasırgalar, devasa orman yangınları, kuraklıklar artıyor.

BM Genel Sekreteri Guterres hafta başında "İklim cehennemine giden otobandayız" diye tarihi bir konuşma yaptı New York’ta…AntónioGuterres, insanlığı "fosil yakıt mafyası"na karşı ayağa kalkmaya çağırdı. BM lideri, insanlığın doğa tarihindeki dinozorlar gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmadığını meteorlar gibi bizzat kendisinin tehlike olduğunu anlattı. Ama "çözüm de biziz" dedi.

Guterres, “İklim söz konusu olduğunda dinozor değiliz. Meteoruz. Sadece tehlikede değiliz; tehlike biz kendimiziz. Ama aynı zamanda çözüm de biziz” diyor ama anlayan kim?

Geçtiğimiz ayın tarihin en sıcak Mayısı olduğunu ortaya koyan son Avrupa Komisyonu Copernicus İklim Değişikliği Servisi raporuna göndermede bulunan BM lideri, 1,5°C'lik sıcaklık artış sınırını sanayi öncesi düzeylerin üzerinde canlı tutabilmek için küresel salımların her yıl yüzde dokuz düşmesi gerektiğini söyledi. Oysa karbon salımları geçtiğimiz yıl yüzde bir oranında arttı.

Guterres, "Gezegenimizle Rus ruleti oynuyoruz" dedi. “İklim cehennemine giden otobandan bir çıkış rampasına ihtiyacımız var. Ve gerçek şu ki, direksiyonun kontrolü bizde.”

Dünyayı kurtarmak için 18 ay

Guterres, eşikten geri çekilmek “hala mümkün”, ama savaşırsak diye konuşmasını sürdürdü. Her şeyin siyasi liderlerin bu on yılda ve "özellikle önümüzdeki 18 ayda" alacağı kararlara bağlı olduğunu söyledi.BM Genel Sekreteri, "İklim eylemine eşi benzeri görülmemiş ihtiyaç var, ancak sadece iklimi iyileştirmek için değil, aynı zamanda ekonomik refah ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için fırsatlar da var" dedi.

Fosil yakıt mafyası

Guterres dünyanın dört bir yanında milyarlarca insanın, iklim değişikliği nedeniyle hayatlarının pahalılaştığını görürken, "İklim kaosunun mafya babaları - fosil yakıt holdingleri - rekor kârlar elde ediyor ve vergi mükelleflerince finanse edilen sübvansiyonlarla kendilerine trilyonluk ziyafetler çekiyorlar"  diyor.

Pek kimse ciddiye almıyor BM Genel Sekrteri’ni ama iş kötüye gidiyor.

Ben de burada anımsatmış olayım…