GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
1 Haziran 2024 Cumartesi

Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir

Antik dönemden bu yana önemli bir liman kenti olarak İzmir, geçmişteki adıyla Smyrna, 17. yüzyılın başında Doğu Akdeniz’in etkili ticaret merkezlerinden biri olmuş; 19. yüzyılın başında ise Gayrimüslim nüfusun çoğunlukta olduğu kozmopolit bir yerleşim yeri haline gelmiştir.

Smyrna’nın Osmanlı İmparatorluğu ve Batı Avrupa arasında, dünya sistemi içerisindeki ekonomik hinterlandı 19. yüzyılda doruk noktasına ulaşmıştır.

İzmir’in 17. yüzyılın başında Akdeniz liman kenti olarak belirginleşmesinde en çok üzerinde durulan etkenlerin başında, dünya ticaretinde yaşanan değişimlerle buna bağlı yeni bir bölgesel işbölümünün İzmir’i öne çıkarmasıdır.

Avrupalı şirket ve tüccarların İzmir ve hinterlandında, özellikle 1581’de ticaret tekeline sahip İngiliz Levant Company’si altında faaliyet göstermesi İzmir’in pazar limanı rolünü artıran önemli bir gelişmedir.

Daniel Goffman’a göre, İzmir artık İstanbul ve iç pazarın ihtiyacını karşılayan bir transit merkez değildi; çünkü Batı, İzmir’in hinterlandında yetişen başta pamuk, yün ve tütün gibi Osmanlı yerel ürünleriyle ilgileniyordu.

Avrupalı tüccarların talepleri ekonomik ürünleri çeşitlendirmiş, dönüştürmüş ve merkezileştirmişti. Bu gelişmelere bağlı olarak İzmir, ticari açıdan Halep’i de geride bırakarak Doğu Akdeniz’de ticari üstünlüğünü sağlamıştı.

İzmir, böylelikle 1650-1750 yılları arasında transit limandan kolonyal limana geçiş evresini tamamlamıştır. Neslihan Ünal, Goffman’a da atıfta bulunarak, İzmir’in denetlenemez hızlı büyümesini Batı Anadolu’daki iaşe sisteminin çözülmeye uğrayarak merkezi otoriteden bağımsız gelişmesine, kapitalist rekabetin kente nüfuz etmeye başlamasına ve de Fransa ve İngiltere arasındaki ticari rekabette İngiliz hegemonyası altında İzmir’in liman kenti olarak öne çıkarılmasına bağlar.

İzmir’in dünya ekonomisine eklemlenmesinde sermaye ve işbölümünde yaşanan değişimlerin yanı sıra iklimsel dönüşümün de etkisi olmuştur.

1550’lerden 1870’lere kadar Küçük Buzul Çağı’nın gelişi ile Akdeniz havzalarında yaşanan ekolojik dönüşüm ekonomik ve demografik etkilerde bulunmuş; artan yağış miktarı ve yükselen akarsu debileri kıyı kesimlerde yaşayan nüfusun dağlık bölgelere doğru göç etmesine neden olmuştur.  Ege’de Ephesos Aya/Solug kasabasının tarımsal alanları Menderes ırmağının taşmasıyla sular altında kalarak bataklıklara dönüşmüş, sıtma hastalığı yayılmış ve kasabanın ticari faaliyetleri sönümlenmiştir. Öte yandan gerek Ceneviz’in antreposu Sakız’ın 1566’da Osmanlıların eline geçmesi, gerek akarsu ve ırmak felaketlerine maruz kalmamaları nedeniyle Karaburun ve İzmir limanları ekonomik açıdan ön plana çıkmışlardır.

***

Bu sözleri son Kitap Fuarı sırasında çıkan ve son derece kapsamlı bir İzmir çözümlemesi olan Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir adlı kitabı derleyen Selin Önen’in giriş yazısından aldım. İzmir Büyükşehir Belediyesi- İzelman bu yayınlarla çok kıymetli bir kent hafızası hizmetini yerine getiriyor.

Kitaptaki çok değerli yazarların konu başlıkları ise şöyle:

Bir Gezginin Gözüyle “Güzel İzmir” Fatma Tanış

İzmirli Bir Ailenin Albümünden Erken Cumhuriyet Dönemi’nin Ege’deki İzlerini Sürmek Eyüp Özveren

İzmir Kent İçi Kıyı Mimarlığı Bağlamında Kamusal Deniz Banyoları Burkay Pasin

Tekinsizlik, Hayalet Mekân Ve Göçmenler: İzmir Kortejo Evleri Selin Önen

Cumhuriyetin 100. Yılında Gecekondunun Tarih Yazımına Alternatif Yaklaşım Leyla Bektaş Ata

Bir Hafıza Mekânı Olarak İzmir Halkapınar Bitpazarı Ömer Karahan

Kent İmgeleminde Tarihi Mekânlar ve Sanat Festivalleri: Uluslararası İzmir Festivali ve Abacıoğlu Han Esnafı- Hasan Işıklı

Toplumsal Bellek ve Sinema: 1990-2016 Arası İzmir Kent Mekân Temsilleri Hilal Eyecioğlu ve Işın Can Traunmüller

Girdap: Kent Altkültürünün Yüzü Orkun Destici

Hepinizin eline sağlık…