İntegral Araştırma Şirketi’nin…
İzmir’in 30 ilçesini kapsayan siyasi gündem araştırması…
Bu kadim kent için “malumun (bilinenin) ilanı” gibiydi…
Nasıl bir malum?
Şöyle bir malum?
Dört kişiden üçü iktidarın değişmesinden yana…
Cumhurbaşkanı adaylığı için adı geçenler arasında…
Mansur Yavaş, aylardır lider!
Sağlam soru şu:
“Erdoğan ile Kılıçdaroğlu, Yavaş ve İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalsa hangisine oy veririsiniz?”
Açık cevap kimseleri şaşırtmıyor:
Bu üç isim Erdoğan’la seçime girerek ikince tura kaldığında…
En yüksek oranda tercih edilen kişi…
Yüzde 65,1 ile Mansur Yavaş oluyor…
Ekrem İmamoğlu yüzde 58.6’da kalırken…
En düşük oran yüzde 49 ile Kemal Kılıçdaroğlu’na ait…
***
Yarınlar ne gösterir, bilinmez ama…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın…
İzmir’de “özel bir karşılığı” olduğu kesin…
***
Peki, Mansur Yavaş’a bu “ciddi güven” nereden kaynaklıyor?
Bir yıl sonra…
Sandıkbaşı yapılığında…
(Şu sıralarda hep seçim zamanında gerçekleşecek, deniliyor ya…)
Mansur Yavaş’ın “farkı” ve “şansı” ne olur?
***
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun…
Diğer mevkidaşlarına benzemeyen bir yanı var…
Belediye Başkan adaylarını belirlerken…
Yıllardır…
Aynı yöntemi uyguluyor:
“Bir belediye başkan adayının mutlaka bir başarı hikayesi olmalı!”
Peki…
Mansur Yavaş, bu kıstasın (ölçütün) hangi noktasında?
Tartışmasız…
Zirvede!
***
Sebeplerini sıralamaya gelince…
Sanıyorum…
Mansur Yavaş’ın…
Bir değil, bi’sürü “başarı” hikayesi var…
İzmir’de…
İkinci tura kalmış bir “Cumhurbaşkanı Seçimi”nde…
Eğer…
Mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a…
Yaklaşık…
Yüzde 48’lerde fark atabilme “ihtimali” yaşıyor ve yaşatabiliyorsa…
Mansur Başkan…
Başarı hikayelerine bir yenisini eklemeye hazırlanıyor demektir…
***
Gelelim…
“Mansur Farkı”na…
Önce…
Kendisi itiraf etmese de…
“İnatçı bir politikacı” olduğu kesin…
Şu tabloya bakar mısınız?
67 yaşında…
Avukat ve siyasete MHP rozetiyle giriş yaptı…
Küçükten başladı, en kocaman hedefe göz dikti…
1994’te Beypazarı İlçesi’nın Reisi olmaya davrandı; kaybetti…
Ama beş yıl sonra kazandı…
Bi’dönem daha, dedi; 2004’te yine Beypazarı’nın başkanı oldu…
10 yılda Beypazarı…
Parmak ısırtan bir gelişim gösterdi…
Ve…
Gözünü Ankara Büyükşehir’e dikti…
MHP adayı olarak girdiği 2009 seçimini kaybetti…
CHP’ye geçiş yaptı…
Beş yıl sonra (2014) bu CHP adayı olarak Ankara’ya talip oldu…
Melih Gökçek karşısında…
Kılpayı kaybetti…
İki yıl sonra CHP’yi bıraktı…
31 Mart 2019’da bi’kez daha CHP rozetiyle yarışa girdi ama bu kez kazandı…
O, artık Türkiye başkentinin belediye başkanıydı…
***
Çok duygusal…
Çok alıngan…
Çok çabuk sinirlenen ama…
Başkanlık koltuğunda…
Sabretmeyi öğrenen bir “Mansur Başkan”…
Beypazarı’nda minicik büfe işleten muhafazakar bir ailenin oğlu…
Koyu Beşiktaşlı…
Ankaragücü’nü destekliyor, Gençlerbirliği’ne sempatisi var…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için…
Kendisine süre koyan bir reis:
“İki dönem, fazlası yok…”
***
İnce çizgi bi’ayrıntı…
Yıllar önce…
Ankara’nın Reisliği için aday gösterildiğinde…
CHP tabanında…
Bi’rahatsızlık yaratmıştı…
Ne de olsa MHP rozeti takıyordu…
Kılıçdaroğlu…
O’nun için müthiş direndi; aykırı sesleri susturdu…
Seçimleri kazanınca…
Farkı ortaya çıktı…
İlk işi “Devlet Protokolü”ndeki yerini almak oldu…
Cumhurbaşkanını karşılama ve uğurlamada…
Ankara’nın Reisi olarak yerine aldı…
Eleştirenlere cevap bile vermedi; polemiğe de girmedi…
Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ndeki…
Söz dalaşmalarının “dozu”nu aşmasına hiç izin vermedi…
Kendini tamamen…
Belediye Başkanlığı’na odakladı…
Melih Gökçek cephesinden esen “aykırı sesleri” duymamazlıktan geldi…
Tamamen belediye başkanlığına odaklandı…
Pandemi sürecinde…
Dar gelirli ailelerin “baba”sı oldu…
Son sel baskında bile hiç polemiğe girmedi; işine odaklandı…
Devlet’le ve iktidar partisiyle tartışmaya girmedi…
Kendisine…
Sosyal Belediyecilik’ten çok…
Toplumcu ve katılımcı belediye yönetimini Türkiye’ye aşıladı…
Hep halkın yanında yer aldı…
Sakin yapısı ve duruşu güven yelleri estirdi…
Meclis toplantılarını halka açık yaparak…
“Bakın, her şey ortada!” mesajı verdi…
Dikkat edin…
Bazı CHP’liler bile O’nu benimsedi, “Bizim başkan!” demeye başladı…
.jpg)
Sizce Mansur Yavaş, “ne kadar” CHP’li?
Yıllar önceki bir röpotajında o soruya şöyle yanıt veriyor:
“Ben neysem oyum… Şimdiye kadar yaptıklarım ortada... Giydiğim takım elbise, tuttuğum takım kimseyi ilgilendirmez... Bir kamu görevlisi gibi sadece Ankara’ya odaklanacağım ve herkesin belediye başkanı olacağım…”
***
Mansur Yavaş’ın, en temel özelliği…
Şeffaf belediyecilik anlayışı…
Her röportaja açık ama söyleyecekleri “sınırlı”…
Billboard’lara asla fotoğrafını koydurmuyor!
Bi’özel ayrıntı daha…
Dar gelirliye yardım paketi verirken tek kare görüntüsü yok!
Eski Ankara Başkanı Gökçek ne söylediyse…
Bi’kere bile cevap vermedi…
Bağırıp, çağıran yaptığıyla kalıyor…
O’nun için sükut altın kadar değerli…
***
Dikkat edin!
Mansur Yavaş, asla siyasi konulara girmiyor…
O sadece “işini” yapıyor…
TV’den izliyorum…
Azınlıkta olmasına karşın…
Belediye Meclisi’nde “kükreyen aslan” gibi…
Son örnek geçen Mayıs ayından…
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde hareketli saatler…
Başkan Mansur Yavaş’ın konuşurken…
Melih Gökçek döneminin…
Meclis Grup Başkanvekili AK Partili Ali İhsan Ölmez…
Dakikalarca sırayı yumrukluyor…
“Konuşturmam…” diye bağıran Ölmez’e…
Kim tepki gösteriyor, dersiniz?
AK Partili Meclis üyeleri!
***
Bitiriyoruz…
Bu Pazar seçim olsa…
İntegral’in son araştırmasına göre…
Bir; AK parti’de gerileme var…
Dört CHP’liden biri kararsız…
Ve seçmen, CHP – İYİ Parti arasında kararsızlık yüksek…
Özeti…
Mansur Yavaş’ın…
Bu yüksek tempolu yarışta…
Şansı yüksek!
Farkı ortada…
Nokta…
Sonsöz: “Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene; kabahati ne Ay’da ne Güneş’te ara… Gözlerindeki perdeyi arala… / Hz. Mevlana…”
2 Ek