Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bu kez yine…
Ulu Önder’in az bilinen üç sevdasını paylaşalım…
Bunu yaparken de...
O günlerle ilgili…
Son derece değerli özgün notları bugünlere taşıyan…
“Atatürk ve Unutulmaz Anıları” başlıklı kitabın yazarları…
Ahmet Gürel ve Bülent Türker’i…
Saygıyla analım…
***
Atatürk, doğaya ve su sporlarına aşıktı…
Denize yakın olmak…
Yüzmek, kürek çekmek O’nun için büyük keyifti…
Denizin sakin güzelliği karşısında…
Uzun kış aylarının yorgunluğunu çıkarabilmek için…
Florya’ya…
Cumhurbaşkanlığı Deniz Köşkü’nü yaptırmıştı…
Zaten bu çabasıyla…
Florya’nın…
İstanbul’un en gözde plaj merkezi olmasında büyük rol oynamıştı…
Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün inşaatı…
Tam 43 gün sürdü…
Ahşap köşk, 1935 yılının temmuz ayında tamamlanarak…
Atatürk’ün emrine tahsis edilmişti…
Ulu Önder…
Uzun kış aylarının yorgunluğunu…
Yaz aylarını geçirdiği bu deniz üzerindeki köşkte çıkarır…
Halkın arasında denize girer…
Bol bol kürek çekerdi…
İstanbul’da geçirdiği yaz tatillerinde neredeyse denizden çıkmazdı…
Üstelik…
Vatandaşla birlikte deniz keyfi yapmayı çok severdi…
***
Kürek ise…
Vazgeçemediği sporların başında gelirdi…
Yazın Florya Köşkü’nde dinlendiği günlerde…
Tek başına sandala binerek…
Saatlerce kürek çekerdi…
Ayrıca…
Moda Koyu’nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını…
Ya “Acar” motorundan…
Ya da “Ertuğrul” yatından izlemekten büyük keyif alırdı…
Atatürk ve dostları…
Gazi Paşa…
Kazananları küpeşte kenarından alkışlar…
Onlara takdirlerini böyle sergilerdi…
Özellikle Kabotaj Bayramı yarışmalarında…
Anadolu ve Rumeli fenerleri kurtarma istasyonlarının…
Kürek ekipleri arasındaki ezeli rekabetten doğan…
İddialı ve çekişmeli yarışmayı izlemek Atatürk’ün pek hoşuna giderdi…
***
Ve olmazsa olmazlarından biri de…
Ata binmekti…
Atatürk için, at sadece sadık bir dost değil; kıymet ve değerdi…
Kişnemeleri…
Geri çekilmeleri…
Durmaları…
Başlarını sallamaları…
Hepsi…
Farklı işaretlerdi…
Kurtuluş Savaşı sırasında…
Dumlupınar’da, Büyük Taarruz’da, İnönü savaşlarında…
Çok kıymetliydi atlar…
Hem çekici…
Hem yönlendirici…
Hem koruyucu…
Hem kollayıcı…
Hem de ısıtıcı özellikleriyle…
O’nun için güzel varlıklardı atlar…
Yeri geldi; hatırlatalım…
Atatürk’ün…
Çok yakın arkadaşı Fikriye Hanım’a ilk hediyesi…
Bir küheylandır ve adı da “Zafer”dir…
***
Bitiriyoruz…
Atatürk’e göre spor…
Her şeyden önce “ulusal” bir görevdi…
Her çeşit spor faaliyetini…
Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından sayan Atatürk…
Sporun her dalı ile uğraşılmasını istemişti…
Nokta…
Sonsöz: “Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”