GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ender ALDANMAZ
YAZARLAR
31 Ağustos 2022 Çarşamba

Kopan kasırga ve yorgun muhalefet

Memleketin gündemi saman alevi gibi…

İktidarın son günlerde gündemini Gülşen olayında olduğu gibi yaşam tarzı üzerinden belirlemeye çalıştığı görülüyor. Ancak bu 10 gün sonra unutuluyor.

Muhalefet ise Kılıçdaroğlu’nun performansının dışında ortalıkta yok.

Türkiye’nin gündemini ne iktidar ne de muhalefet belirleyebiliyor. Türkiye'nin gündemini sadece ve sadece Sedat Peker belirliyor.

İktidarın da muhalefetin de ciddi sorunlar yaşadığı, gündem belirleyemediği bir ortamda Peker, ilgiyi olabildiğince üzerine çekmiş ve kendisine çok ciddi bir takipçi –hatta hayran- kitlesi oluşturmuş durumda… 

Cumartesi günleri haftanın panoramasını yaptığımız Çarşı Karışık’ta seçim sürecinin olağanüstü bir ortamda ilerleyeceğini ve özellikle kış aylarında Türkiye’yi döviz, sağlık, işsizlik ve enflasyon şokunun oluşabileceğini tartışmıştık. Sedat Peker’in ifşalarının yaşanan ekonomik krizin siyasal bir kriz ile birleşmesini sağlar mı sağlanmaz mı bilinmiyor. Eğer ki sağlarsa bu kasırga önüne aldığı ne varsa söküp atar. Bu kasırganın nereye/kime vuracağı ise belirsiz… Peker dünkü paylaşımında ise elindeki bilgi ve belgeleri ortalığa saçacağını açıkça söylüyor.

Muhalefetin tam anlamıyla gündem belirleyememesi sebebiyle ki Peker konuştukça Türkiye konuşuyor, sustukça Türkiye susuyor. Peker’i çıkar konuşulacak pek bir şey yok. Bu gerçekten ülkemiz için üzücü bir durum. Organize suç örgütü lideri olduğu iddiası ile yargılanan ve suça bulaşan bir kişinin kendini imha etmek pahasına dünyada eşine az rastlanan bir biçimde giriştiği hareket her gün büyük bir skandal iddiasını da beraberinde getiriyor. Ülkede neredeyse her gün bir Susurluk kazası oluyor.

Peker’in son hamlelerini özetlersek;

-Peker’in yolsuzluklar, uyuşturucu ticareti, faili meçhul cinayetler ile ilgili iddiaları yeni bir evreye geçmiş duruyor. Peker içinde iktidarın da desteklediği bürokratından milletvekiline kadar geniş bir sarmalda rüşvet iddiasını gündeme getirmeye başlamış durumda. Ayrıca bazı önemli isimlerin cinsel içerikli videolarının elinde olduğunu söylüyor ve bunu da ortalığa saçacağını da belirtiyor. Bazılarını da saçtı. Hatta Doğu Perinçek'in İmralı Cezaevi'ne gidip Abdullah Öcalan'la görüştüğünü bile iddia etti. İddialar çok büyük. Kasırga resmen koptu. İşin ucu kime/nereye kadar gider ise bilinmiyor. Özellikle geçmişte Peker ile yan yana gelmiş olan kişiler hayli tedirginlik yaşıyor. Hedef artık dolaylı yoldan AK Parti iken şimdi doğrudan AK Parti…

-Kamuoyunun pek de tanımadığı bazı isimlerin Peker’in iddiaları eğer ki doğru ise iktidara yakın bazı kesimlerin güçlerinin çok üzerinde ilişki ağları kurdukları ve yaşam tarzı gibi konular kamuoyu önünde tartışılırken ideolojik bir paravanın arkasına sığınarak büyük dümenler döndürdükleri görülüyor.

-Eğer ki rüşvet iddiaları doğru ise bu durum ülkede bir nevi derebeylik rejiminin oluşmaya başladığını gösterir. Adı sanı pek bilinmeyen milletvekillerinden rektörlere, iktidara yakın bürokratlardan danışmanlara kadar bir rüşvet çarkı kurulmuş ise bu her yerde mikro düzeyde derebeyliklerin kurulduğunu ve bu grupların çıkarı için hak, hukuk ve adalet gibi önemli erdemleri elinin tersiyle iterek kendi ceplerini doldurmaya kalktıklarının göstergesidir. Muhtemelen daha büyük çapta rüşvet çarklarının olabileceği de olasıdır… Buradan daha fazla pay almak isteyen ama alamayan grupların ise elindeki belge ve evrakları ulaştırabileceği artık bir Sedat Pekerleri var. Yine eğer ki iddialar doğru ise yolsuzluk ile mücadelede karnesi kırık olan iktidardan nemalanmak isteyenlerin bir gün olur da yargılanırız düşüncesinin çok uzağında oldukça ve rahat davrandığı da görülüyor.

MUHALEFETİN DAĞINIKLIĞINI AŞAMAMASI
Bu sürece kadar Peker’in ifşalarını dışarıdan izleyen muhalefet ise artık topa girmiş durumda. Muhalefet, Peker’in iddialarını pazartesi günü savcılığa taşıdı. Yani seçim sürecinde Peker’in anlatmak istediği kadar anlattığı olayları muhalefette epey işleyebilir. Sedat Peker ise durumdan oldukça memnun… İlerleyen safhalarda Peker ile muhalefetin hamlelerini daha paralelde göreceğiz.

Peki bu ifşalar yaşanan ekonomik kriz sebebiyle “kararsız” hale gelen seçmen üzerinde bir karşılık bulabilir mi?

Yaşananları 17-25 Aralık sürecindeki tapelere benzetiyorum. Geçmişte tape bekleyenler, bugün tweet/video bekliyor. Kendini muhalif olarak konumlandıranların takip ettiği, öfke duyduğu, bazen de geyik yaptığı tapeler –ki o ifşaların kalibresi daha büyüktü- karşı tarafta bir gedik açmadığı gibi sandıkta oya da dönüşmemişti. Çünkü muhalefetin kazanmaya yönelik bir gayreti olmadı. Bu kadar dökülmenin, ifşanın olduğu/yaşandığı bir ortamda sandıkta kazanan Erdoğan’dı.

O günlerden bu yana muhalefet dağınık, hazırlıksız ve yorgun halden kurtulabilmiş değil. Muhalefetin Peker’in yarattığı gündemin gerisinde kalması durumu bile durumun iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Şu bir gerçek ki Peker’in anlattıkları sadece kayda giriyor. Bu da önemlidir ancak anlatılanların gündelik yaşamda pek etkisi görünmüyor. Ortalık Peker’in ifşaları ile inlemiyor, anlatılmak istenenler sosyal ağların dışına çıkamıyor. Savcılar ise suskun, düzen işleyişine devam ediyor.

Çünkü muhalefeti yorgun bu ülkenin… Ekonomik krizden bitap düşmüş bir iktidarı silkelemekten aciz bir muhalefet…

Halbuki kasırga koptu, duymayan da çok…