GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
30 Haziran 2023 Cuma

Guernica’da bir gün

Geçen hafta Bask Bölgesi gezimiz sırasında Franco ve İtalyan faşistleri ile Alman Nazilerinin 26 Nisan 1937’de kana, ateşe boğdukları, çoluk çocuk herkesi katlettikleri Guernica’ya da zaman ayırdık. Öncelikle belirtmeliyim, mükemmel bir İspanya ve Fransa Bask turu yaptık. Teşekkürlerimiz öncelikle oradaki sevgili acentemiz Mösyö Akad - Gerardine’e ve Captain Franck’a…

Aslında Guernica kentinden hemen önce Bilbao Guggenheim Müzesi’nde geçen hafta açılan Oskar Kokoschka sergisinde Guernica’nın çığlığını duymuştuk. Oskar Kokoschka, önce bir tablo yapmış ardından da afişe yazmıştı dileklerini: “Bask çocuklarının imdat çığlığını duyun”.

Guernica, Bask Bölgesi’nde yer alan bir kasaba ve o dönemde İspanyol hükümetine bağlı olan Faşist General Franco’ya karşı mücadele eden Cumhuriyetçi güçlerin kontrolünde bulunuyordu. 26 Nisan’da Nazi Almanyası’nın Hava Kuvvetleri olan Luftwaffe, İtalyan Faşistlerinin yardımıyla Guernica’yı bombaladı. Bu saldırı sonucunda, Guernica’daki sivil halk büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı ve kasaba neredeyse tamamen yok edildi.

Guernica katliamı, sivillere yönelik bir saldırı olarak büyük bir kınama ve öfke uyandırdı. Bir çok sanatçı gibi Pablo Picasso, bu olay üzerine derinden etkilendi ve “Guernica” adlı ünlü tabloyu yaratmak için ilham aldı. Tablo, savaşın korku ve acısını ifade eden sembolik bir eser olarak tarihe geçti. Bu tablo halen Madrid’de Reina Sophia’da sergileniyor.

Guernica katliamı, İspanya İç Savaşı’nın en ünlü ve trajik olaylarından biri. Bu saldırı, sivillerin hedef alındığı ve acımasızca öldürüldüğü bir örnek olarak hatırlanırken, aynı zamanda savaşın dehşeti ve masum insanların yaşadığı korkunç sonuçlarını hatırlatması açısından da önem taşıyor. Bu dehşet günün unutulmaması için özel bir müze kurulmuş, özel bir meydan düzenlemesi de yapılmış…

Alman vatandaşlarının Guernica bombardımanında rol oynamalarının yarattığı utanç duygusu, Almanya’nın yeniden birleşmesi sonrasında, 1990’larda ortaya çıktı. Hadisenin altmışıncı yıldönümü olan 1997’de Almanya Devlet Başkanı Roman Herzog, olayda hayatta kalanlara bir mektup yazarak Alman milleti ve devleti adına özür diledi. Bu duyarlılık 1998’de Alman Parlamento’sunun, lejyon üyelerinin isimlerinin tüm birleşmiş Almanya üslerinden kaldırılmasına yönelik kararıyla daha da pekişti. Bu karar o dönemde uygulandı. Ancak 2005’te pilot Werner Mölders’in İspanya’da görev almak üzere gönüllü olduğu medya tarafından ortaya çıkarılınca, bu konuda yeni tartışmalar başladı.

Guernica bombardımanında görev almamış olsa da, yasayı uygulamayı sürdüren Savunma Bakanı Peter Struck’un kararıyla Mölders’in ismi, Visselhoevede’deki kışladan ve Neuburg an der Donau’daki 74. Luftwaffe Filosu’ndan kaldırıldı.

Yüzleşme böyle olur…

Olayın 70. yıldönümünde Bask Parlamentosu’nun başkanı, politikacılar, Nobel Barış Ödülü sahibi Adolfo Pérez Esquivel, saldırıdan sağ kurtulanlar ve Hiroshima, Volgograd, Pforzheim, Dresden, Varşova ve O?wi?cim’den gelen temsilcilerle Guernica’da buluştu. Bu tören sırasında bombardımana ait resimler ve filmler gösterildi, ölenler anıldı ve Guernica’nın “Dünya Barış Başkenti” olması gerektiğini savunan “Guernica Barış Manifestosu” okundu.

Ve biz de geçen hafta dostlarımızla bu metni bir kez daha okuduk. Sanatsever dostumuz Ayşegül Kurtel de çok önemli bir bilgiyi paylaştı: Peter Paul Rubens’in “Savaşın Dehşeti” tablosu 1636-1639 yılları arasında yapılmıştı. Picasso’nun “Guernica” tablosu ise 300 yıl sonra 1937 yılında yapıldı. İki resme bakanlar açık etkilenmeyi görebilirler. Ayşegül Kurtel bize “Rubens’in resminin orijinal halini, “Guernica” yı ise aynadan yansır gibi paylaşıyorum. Benzerlikleri siz de görebilirsiniz” dedi. Gerçekten de öyleydi.

Şu bayram gününde barışı vaz etmek için fırsat oldu Guernica..

Dünyanın hiçbir köşesi böyle acıları yaşamasın bir daha…

ALTAMİRA MAĞARASI

Bulunduğumuz Bask coğrafyası antropolojik olarak da benzersiz. Bask insanının sosyolojik dokusu tartışmalarını başka bir yazıya bırakarak bugün Altamira mağarasından söz etmek istiyorum.

Bu mağarayı bize seyahatte sevgili Ender Selçuk dostumuz anlattı.

Guernica’ya pek yakın paleolitik çağlardan kalma mağara 1879'da bulunmuş. Tarih öncesinden kalma duvar resimleriyle ünlü. Girişe yakın tavanda yer alan canlı renkli büyük hayvan figürleri, daha çok bizon figürleridir. Çizimlerin amacının yapılacak olan bir sonraki avın daha bol ve bereketli geçmesi olduğu düşünülmektedir. Bir çeşit av büyüsüdür. Hayvan resimlerinin çizilmesiyle ruhlarının bu resimlere hapsedildiği ve avın daha kolay geçeceği inancı vardır. Bunların bir çeşit av büyüsü olmasının kanıtı çizilen figürlerin mağaranın ulaşılması zor yerlerinde olmasıdır.

Betimlenen figürlerde o zamanın şartları için avlanması zor ve büyük hayvanlar bulunur. Betimlemelere bakıldığında hayvanlar gayet gerçekçi ve hareketlidir. Bu da çizen kişinin bu hayvanları çok iyi tanıyan ve gözlemleyen kişiler olduğunu gösteriyor.

İnsanlık tarihine ışık tutan bu eserlerin günümüze ulaşmasının sebebi ise zamanla toprakla dolan mağarada ışık ve hava gibi yıpratıcı etkisi bulunan doğal etmenlerin ortamdan kesilmesidir.