GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
7 Ağustos 2012 Salı

Galiptir bu yolda mağlup ya da kaybederken kazanmak...

Epeydir yazmıyordum. Yazamıyordum.
         
Yazmak kaçmış bir trenin arkasından bağırmak gibi geliyordu. Yaşam öylesine akıyordu işte.
         
Çivisi çıkmış düzenin yerinden kaymaması, daha büyük zayiatlar vermemesi için omuz veriyorsunuz, tek kaldığınızı, ya da çok az kişinin çaba gösterdiğini görüyorsunuz. Kahroluyorsunuz.
         
Vasatın her şeye hakim olduğunu biliyorsunuz, elinizden bir şey gelmiyor.
         
İşte böyle bir ruh hali içindeyken telefonum çaldı.
         
“Ben Muammer Karabulut”, dedi.
         
Buyurun dedim.

Doğrusu isim aşinaydı ama çıkaramadım.
“Ben dedi Ergenekon davasında tutuklu yargılanıyordum. Senin sayende tahliye ettiler beni. Aramak teşekkür etmek istedim” dedi.

Bir an afalladım. Yanlış kişiyi aramış olmayasınız dedim. Çünkü ben bu davada avukatlık yapmamıştım.

Hayır dedi ve anlattı.

Hikaye şu:
Bu Ergenekon davasıyla ilgili soruşturma sürerken bir kısım medya Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt uydurmuştu. Ağızlarından salya akar gibi ballandıra ballandıra ETÖ den bahsediyorlardı.
Bir Türk olarak, “onların tabiri ile Kemalist olarak, Ulusalcı olarak, Milliyetçi olarak” Ergenekon’un terör örgütü ismi olarak kullanılması zoruma gitmişti. Nasıl ki Fin’lilerin Kalevala’sını, İran’lıların Şeyhname’sini, Yunan’lıların İlyada’sını O ülkelerde bir terör örgütü ile bağdaştırmak mümkün değil ise bizde de mümkün olmamalıdır.
Ayrıca tutuklananların göz altına alınanların çoğunluğunun Atatürk’çü kurumlara mensup olması da bir başka üzüntü kaynağı idi.

İşte bu duygularla 9.7.2008 tarihinde İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinde “Ergenekon Terör Örgütü” isminin dava sonuçlanıncaya kadar kullanılmasının yasaklanması için bir dava açtım. Sulh Ceza Mahkemesi yetkisizlik kararı verdi ve dilekçeyi Özel Yetkili İstanbul  13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

Davaya bakan bu mahkeme 20.9.2008 tarihinde “ her ne kadar Av. Mahmut Yılmaz Ergenekon Terör Örgütü isminin kullanılmasını tedbiren yasaklanmasını talep etmiş ise de; her şeyden önce Av. Mahmut Yılmaz’ın dosya ile ilgili herhangi bir sıfatının olmadığı tüm dosya kapsamından çok açık olarak anlaşıldığı üzere dosya delilleri arasında bulunan temel belgenin Ergenekon başlığı altında kaleme alındığı ve diğer yan belgelerde ana belgede bahsi geçen örgütten Ergenekon diye bahsedildiği bir kısım sanıkların aralarındaki yazışma ve konuşmalarda bu ismi kullandıkları dolayısı ile bu ismin soruşturma veya kovuşturma aşamasında yeni tespit edilen bir isim değil aksine süregelen aşamalarda kullanılan bir isim olduğu dikkate alındığında Ergenekon Terör Örgütü isminin kullanılmasının yasaklanması konusundaki talebin yersiz olduğu anlaşıldığından bu konudaki talebin reddine” gerekçesi ile talebimi reddetmişti.

Mahkemenin de dediği gibi dosyada başka bir sıfatım olmadığından benim açımdan yapacak bir şey kalmamıştı.

Fakat davada yargılanan Muammer Karabulut, benim talebimi reddeden mahkemenin kararındaki temel belge ve yan belgelerin kendisine verilmesini istemiş. Mahkeme ya hiç cevap vermemiş ya da talebi reddetmiş. Böylece 10 – 11 defa talep yinelenince Mahkeme ilgili yerlerden sormuş ve gelen cevaplarda Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasının olmadığına karar vermiş.

Mahkemenin 23,1,2009 tarihli ara kararında “Bu dava açılıncaya kadar “Ergenekon terör örgütü” isimli herhangi bir örgütün olup-olmadığı hususu ilgili birimlerden sorulmuş ve bulunmadığı yönünde cevap verildiği anlaşılmış, bu hale göre böyle bir örgütün varlığı ancak yargılama sonucu açıklığa kavuşacağından, böyle bir örgütün var olduğu yönündeki ifadeler yerine, iddia olunan tabirinin kullanılması konusunda (CMK 250 Maddesi İle Yetkili Birimi) İstanbul C. Başsavcılığına müzekkere yazılarak Emniyet Genel Müdürlüğü resmi web sitesi, yazılı ve görsel basın-yayın organları ve TİB Başkanlığı nezdinde gerekli yasal girişimin yapılmasının istenilmesine,

Bu dilekçesindeki suç ihbarı ile ilgili olarak kendisinin ilgili mercilere suç duyurusu yapmakta muhtariyetine” şeklinde karar kurulmuştur.

Yani benim talebimi reddeden mahkeme daha sonra haklı olduğuma karar vermiştir.

Telefon açan Muammer Karabulut benim dilekçemin davanın seyrini değiştirdiğini ve kendisine tahliye yolunu açtığını mahkemenin kararının aslında böyle bir örgüt olmadığının kabulü anlamında olduğunu diğer sanıklarında bundan faydalanabileceğini söyledi.

Davayı herkes gibi medyadan takip ettiğim için gerçekten söylenen anlamda bir katkım olup olmadığını bilmiyorum. Ancak hukuka, adalete çorbada tuz kabilinde bir katkım olduysa bu ancak sevinç kaynağı olur.

Bu arada benim için kötü düşünenler umutlanmasın. Çünkü o kararda ETÖ üyesi olmadığım da mahkeme kararıyla sabit olmuştur.
 
Meşhur Deniz Yıldızı hikayesindeki çocuk gibi hissettim kendimi. Birisini denize atmıştım ve O kurtulmuştu.
 
Yazıya uyar mı bilmem.

Bir şiir…
 
TABULAR YALANLARI DA MUMYALAR
 
Seni sen gibi isterim bende
Yosun yapışmamış göl taşı gibi
Değil mi ki çıtkırıldım olmalı çırpı
Su yürümeli fidana doğasından
Gök mavi olmalı temmuzda
Güneşi görmeli biçerdöverci
Köpek ulumalı çoban uyursa
Dağ suyunu sancıyla doğurmalı
Seni sevmeliyim ben olmalısın
Dudakların sızlamalı öpülmekten
Zaman durmalı yaşam durmalı
Ben çıldırmalıyım seni bulmaktan
Tabular yalanları da mumyalar
Yürek vermeli kavgaya/ akıl örmeli
Usta bir dantelist gibi doğruya
Saati kurmalı Pazar mitingine
Darağacını asmalı köknara
Törenle iki namaz arasında duasız
Korkmadan yırtınmalı aykırı
Sen olmalı ben olmalı biz olmalıyız
Sıkı sarılmalı toprağa sıkı
Ellerimi tanımalıyım dizelerimde
Heykelim dikilmeli beynime
Sıkı okunmalı ustalar sıkı
Tökezlenmeli aydınlığından akşam
Sorulmalıyım olmayan adreslerden
Kartalın peçesinden serçeyi
Çekip almalı insan yanım almalı
Yarım uyanmalı yarım uyurken
Az biraz deli olmalı insan
Özgürlüğün öz suyunu içmeli
Katmalı katıksız gerçeği katmalı
Sarhoşluğumuz sağnak olmalı
Sen olmalısın olduğum yerde
Yayılmalı hücrelerime kıvancın
Ben süzülmeliyim gözlerinden
Yarmalı toprağı belince çiftçi
Diken olmalı bostan çitine
Kavrulmalı kuşluk sevişmesinde
Dik oturmalı toprağa kavak dik