GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
13 Mart 2012 Salı

Anneme örgüt üyesi olduğumu söylemeyin o beni belediyede memur sanıyor

Oda TV davasında Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer bir kısım gazeteciler serbest bırakıldılar ya, siyasi cenahtakiler bu güne kadar niye içerideydiler sorularına cevap veremedikleri için hukuk sistemindeki düşünce özgürlüğünü sınırlayan maddelerin ayıklanacağını söylediler.
Bir kısım yazar çizer takımı da benzer yazılar yazıyorlar
Sanki Ahmet Şık, Nedim Şener (ve diğerleri) düşüncelerinden dolayı tutuklandılar!
İşin özü elbette bu olmakla birlikte teknik olarak tutuklamada kullanılan maddeler TCK 220 ve CMK 250. maddeleridir.
Eskiden Şeriat kamçısı vardı, kime kızarsak 163 şaklatılırdı. Diğer tarafın kamçısı ise komünizm idi kızdıklarında 141 ve 142 şaklatırlardı. Gençler yıllarca süründürüldü bu kamçı maddeleri ile.
Neyse ki Özal zamanında kalktı bu maddeler.
Tam rahata erdik denirken örgüt kamçısı üretildi AKP tarafından. Öylesine bir korku yayıldı ki 220 ve 250 kamçıları ile ne oluyoruz diye bakar olduk etrafımıza. 
Somut olaylara dayanmadığından herkese denk gelebiliyor. Mesela yılların komünistleri ile onlara kan kusturmuş askeri cenah aynı örgüt içerisine girebiliyor. Kamçı bu. Belli hedefi yok. Salla, kime denk geldiyse içeri.
Bu kamçı bakıyorsunuz azılı katillere, silah kaçakçılarına, mafya babalarına denk geliyor. Sonra bir daha sallıyorlar, hukukçular gazeteciler içeri. Bir bakıyorsunuz belediye hizmetlerine dalmış, bir bakıyorsunuz kamu ihale kurumlarına…
Bu örgüt kamçısı öyle kötü kullanılıyor ki gerçek örgütçüler, katiller, uyuşturucu tacirleri, darbeciler kamu vicdanında aklanıyorlar. Çünkü kötü kullanılan kamçı masumların canını yakarken ister istemez kamçıyı yiyenlerin aklına ötekilerde masum olabilir kuşkusu geliyor.
 Kamçı sayısı fazlalaştıkça da kamçının adaleti temsil etmediği birileri tarafından kullanılan zalim bir silah olduğu kabul ediliyor.
Elbette düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yasalar var. Ancak asıl sorun kafa yapısıdır. Dünyanın en özgürlükçü yasalarını da yapsanız, kafa iansan haklarına aykırı çalışıyorsa birilerini içeri tıkacak bir şeyler bulursunuz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilgili olarak yapılan operasyonun akabinde düzenlenen iddianameyi okumanızı tavsiye ederim. Bu operasyondan dahi örgüt çıkardılar ya artık denecek bir şey kalmıyor.
 
İşte mevcut durum budur…………..
 
Bir şiir (taze fırından çıktı)
 
DOSTLUK
 
Dostluğumu ister bir dost.
Sevgimi isteseydi, sunardım bir gülü sular gibi,
Merhametimi isteseydi verirdim en zalimi kalsam da çıplak alemin.
İyiliğimi isteseydi verirdim 
Kötüler kötüsü olmaya hazırdım.
Kendimi isteseydi ellerimle mezarımı kazardım
Aşkımı isteseydi unutulmaz şiirler yazardım
Güller olmazdı içinde bir gül olurdu
Bir gül olurdu yalnız yorgun
Şehrin bayırında muhteşem bakışlı
Şehrin bayırında ilk yaz muştulayan kırmızı
Dostluğum içimdeki sızı
Dostluğum bensizlik
Dostluğum istemezsen yok olur istersen varınım
Ben ki geçmişte bu gün değil gelecekte yarınım
Ben ki kendimden koparılmış sende olan yarınım