GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
19 Ocak 2012 Perşembe

Üzüldüler… Örgüt yokmuş

Hrant Dink davası nihayet sonuçlandı. Tetiği çeken ile azmettirici ceza aldı.
Örgüt üyeliğinden beraat ettiler.
Manşetlere bakıyorsunuz adeta yastalar. Neden örgüt çıkmadı diye.
Son altı yedi senedir o kadar örgütten bahsedildi ki çıkmaması hayal kırıklığı yarattı.
Bu olayda örgüt olup olmaması önemli değil.
 Verilen veya verilmeyen cezalarda kimsenin umurunda değil.
Hazmedilemeyen yıllarca örgüt örgüt dedikten sonra şimdi örgüt çıkmamasıdır.
İşin garip tarafı yazan çizenlerin çoğunluğu dosyayı bilmiyor. Medyada çıkan haberler yegane dayanakları, kaynakları.
Oysa medya doğruyu söylemiyor çoğu kez. Herkes meşrebine göre yazıp çiziyor.
Düzenlemeleri Ak Parti yaptı. Cinayet Ak Parti döneminde işlendi. Karar yine AK Parti döneminde verildi.
Cumhurbaşkanı memnun değil, Başbakan memnun değil, Adalet Bakanı memnun değil, sağcısı solcusu memnun değil. O zaman bir yerde hata yok mu?
Hata toplumun beklenti içerisine sokulmasıdır. Hata hayali örgütler yaratmak, her olayda örgüt parmağı aramaktır.
Yerleşik hukuk ilkelerine göre örgütten bahsedebilmek için,
Suç için birleşen irade olmalıdır
En az üç kişi olmalıdır.
Gevşekte olsa hiyerarşik yapı olmalıdır.
Suça elverişli araç ve gereç sahibi olunmalıdır.
En önemli unsur da suç işleme iradesinde devamlılık olmalıdır.
Demek ki bir kereliğine üç kişiden fazla kişinin suç işlemiş olması örgütü gerektirmiyormuş.
Demek ki suça elverişli araç ve gerece sahip olmak gerekiyormuş.
 Demek ki Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın kitapları ile bu koşulu gerçekleştirdiğinden halen tutuklular.!!!!!

TOPLUMSAL FIRSAT
Bazan kötü olaylardan iyi sonuçlar çıkarılabilir. Hiçbir sonuç Hrant’ı geri getiremez ve ailenin acısını dindiremez.
Ama mahkemenin bu kararı toplumsal kaosa son verebilir. Yargının etkilerden uzak, sadece adalet için çalışması ortamı sağlanabilir mesela. Birbirini bitirmek hedefinin konulduğu kutuplaşmalar son bulmasa da gevşeyebilir.
Güven denen O birliktelik tutkalı yeniden ortaya çıkabilir belki.
Tutuklamalar yapılmayabilir, seher korkusu kaldırılabilir muhaliflerin üzerinden.
Olabilir diye hayal ediyorum ama olmayacak biliyorum.
Çünkü hedefe kilitlenmiş birileri…

O SAVCILAR SINIFTA KALDI
Kararı veren mahkeme başkanı örgüt yoktur diyemem ama yeterli delil yoktu diye açıklama yaptı.
Mahkeme yargılama yapar. Delilde toplar ama aslı görevi yargılamadır.
Yani tez ve anti tezden sonuç çıkarmaktır hakimin görevi.
Oysa tez, yani iddia savcının görevidir. Herkesin gördüğü ya da görmek istediği örgütü dosyaya savcı koyacaktır. Dosyada örgüt bulunamamışsa ya gerçekten örgüt yoktur ya da savcı iddiasını kanıtlayacak delilleri dosyaya koyamamıştır.
Her halükarda o savcılar sınıfta kalmıştır. Çünkü örgütün varlığını iddia edipte kanıtlayacak delilleri dosyaya koymamak nasıl hata ise delil olmadığı halde örgütün varlığını iddia etmekte o kadar hatadır.
Mahkemeye hakimlere kızalım da…
Savcıları da unutmayalım…