GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
20 Ekim 2011 Perşembe

İptalim bugün

Arabayla işe giderken Bitlis’in Güroymak İlçesinde polislere yönelik bombalı saldırıda ölenlerin acısı içimi kemiriyordu.
        
Gazetelerin haber başlıklarını televizyondan izlemiştim. Bazı gazeteler Güroymak diye yazmıştı. Özellikle yandaş medya dediğimiz gazeteler daha büyük puntolarla Norşin diye başlık atmıştı. Öylesine dikkat çekiciydi ki sanki Güroymak’ta bir şeyler olsa da Cumhurbaşkanına yağcılık olsun diye Norşin diye yazsak diye düşünülmüştü.
        
Bunları düşünürken bir arkadaşım aradı. Haberleri izledin mi? Yine saldırmışlar 24 şehit 18 yaralı…
        
Cevap veremedim telefon elimden düştü.
        
Adliye ye gidiyordum gitmedim. Devam ettim. Kendim Ankara yolunda gider buldum. Durmadım.
        
Daha fazla bilgi almak için radyoyu açtım. Bir haber kanalı buldum. Olayın özünden çok başbakan ne yapıyor, bakanlar nereye gidiyor türü haberler vardı. Daha geniş bilgi alırım diye  TRT’ yi buldum.
        
Sanırım saat 10.00 a geliyordu. Proğramla ilgili anons yapılıyordu. Önce beyaz et ile ilgili bilmem ne derneği başkanını konuk edeceklermiş, daha sonra saç bakımı ile ilgili bilmem kimi konuk edeceklermiş.
        
Biraz önce haberi aldığımdan daha büyük bir yıkıntı. Nasıl yani…24 şehit.. 18 yaralı… beyaz et… saç bakımı… TRT… kelimeleri defalarca beynimde kaynadı.
        
Beyaz et ve saç bakımı ile ilgili soruları olanların aramaları için 444 le başlayan bir telefon verdiler. Gayri ihtiyari elim telefona gitti. Aradım. Sonra bire bastım çıkan adama sizi protesto ediyorum diye başlayan vatan millet Sakarya şehit yazık günah türü bir sürü konuştum. Bağırdım daha doğrusu. Adamın ne yapalım… hayat devam ediyor… ağlayalım da hainlerin ekmeğine yağ mı sürelim türü bir şeyler söylediğini hatırlıyorum benden fırsat buldukça…
        
Sonra proğram başladı. Bayan sunucu sesi titreyerek, şehit dedi, hayat devam ediyor dedi, baş sağlığı dedi. Anladım ki konuşmamı sunucuda dinlemişti. Zor durumdaydı. Kelimeler görev gereği ağzından çıkıyordu. Konuğu bilmem ne derneği başkanına bağlandı. Kapattım radyoyu…
        
Keşke kendimi kapatmakta radyoyu kapatmak kadar kolay olsaydı olaylara.
        
Sonra o malüm siyasi nutuklar geldi. Yani önleye kadar sürdü yas. Biraz daha sen ben kavgası yaparlar sonra unutur gideriz…
        
Unuttuğumuz için unutuluyoruz aslında…
Olan o çocuklara oluyor.
Çünkü onlar ölüyor….
 
 
Eski bir şiirim..
 
ÜZGÜNÜM ÇOCUKLAR ÖLDÜNÜZ
Öyküler dolusu umutlarım var
Sıkı bir karanlık kıvamında
Yargılanıyorum
Yargılanıyorum uykumu seyrettim
Silahsız
Ve imansız bir savaşın tutkularıyla
Okşadım yapraklarını ceviz verdi
Omuzlarımda
Hatırı sayılır kitap sayfası
Bütün taraflara tarafsızım
Ayrılıklar aynı toprağı kazdı yarım boy
Aynı kapıdan gönderildi şehitler
Acılarını öptüler birbirlerinin
Bilimin düşünde kucaklaştı kalanlar
Marşlar şafakta söylenir
Ki askerler görmesin karanfilleri
Saraylar maskesine sığınmış
Sığınaklarda kuşluk korkusu
Kayıplar
Kayıplar
Kayıplar
Yıllar ölümleriyle ünlü
Utancını övüyor tarih
Çocuğum
Çocuklarım
Çocuklar
İştah kabarıyor masumluğunuz
Top oynadığınız sokaklarda
Demir toplar patlıyor
Trafiğe kapatıldı sessizlik
Tükenen dönüşler üzgünüm
Üzgünüm
Çocuklar
Öldünüz