GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
25 Haziran 2022 Cumartesi

Düşüncelerin kıymet-i harbiyesi

Bir gün de… Oh desem derdi eskiler…

Bir gün de… Dünyanın gidişatı ile bir ferah etsem… 

Bir gün de…  Tüm dertlerden (*)felaha ersem… 

Ne mümkün efendim? 

Düşünenlerin ızdırabı çok olurmuş… İşte o hesap!

Alsancak sokakları çöpten geçilmiyor… 

Her köşede birikmiş öbek öbek çöp yığınları günlerce kaldırılmıyor …

Bütün şehre yayılan bu kesif kokunun sebebi ne ola ki? 

İzmir’in bunca sorunu ne zaman çözülecek?…

Düşünceleri içinde kentin sokaklarından geçerken… 

Ülke gündemine dair haberler düşüyordu… Ana haber bültenlerinden… 

Şehit ateşi düşen yuvalara ay yıldızlı bayrak asılmış…

Pınar Gültekin davasında; tahrik unsuru var diyerek katile ceza indirimi uygulanmış…

Danıştay İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının iptali talebini yinelemiş… 

Ve…

Cennet Marmaris ormanları yine yeniden ateşler altında kalmış…

Günlerdir küle dönen o güzelim ormanların yanmasının müsebbibi aranıyormuş… 

İçişleri Bakanlığının açıklamasına göre suçlunun kimliği tespit edilmiş…

Yangın ile mücadelede kaç uçak kaç helikopter devredeymiş… 

Orman Bakanının ifadesine göre…

Yangın büyük ölçüde kontrol altına alınmış…

Yangında kullanılacak gece görüşlü helikopterler…

Bir kaç gün içinde envantere kaydedilecekmiş… 

TC Tarım ve Orman Bakanlığı envanterine kayıtlı 4 bin 500 hektarlık ormanlık alan… 

Öyleydi böyleydi derken… Yanmış bitmiş kül olmuş.

***

Ülkenin iç ve dış güvenliğine…

Kamu düzenine ve genel sağlığına zarar verecek…

Bilgi kirliliğinin önüne geçmek saiki ile TBMM’nde gündeme getirilen…

“Dezenformasyon yasası” geri çekilmiş… 

Ancak, yangınlarla ilgili duygu ve düşünceleri dile getiren paylaşım yapmak…

‘Tahrik’ olarak değerlendirilerek suç sayılacakmış… 

***

Hani… Anayasamızın 26. Maddesinde yer alan… 

Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkımız vardı bizim…

Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber ya da fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.

Diyen bu satırları…

Biz aklımız erdiğinden bu yana… Böyle öğrenip, böyle bellememiş miydik?

*** 

Sümme haşa dedim kendi kendime…

Bundan böyle… Düşüncelerine ket vur!..

Şehri çöp götürüyormuş…Orman yangınlarıymış…

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararıymış… Enflasyonmuş ya da hayat pahalılığıymış…

Şairin dediği gibi… “Söylesen tesiri yok… Sussan gönül razı değil” 

 

Saçını başını yolsan ne çare?…  Bu zamanda… Delirmek işten değil…

 

Geçtim aynanın karşısına… “Köy yanarken deli kız saçlarını tararmış…”


Sözünü hayatın içinde gerçekleştirircesine… Bir güzel taradım saçlarımı…


Sağdan ayırdım, beğenmedim… Soldan ayırdım beğenmedim… 

Her şeyin orta kararı makbuldür dedim… Ortadan ayırdım bir güzel…

Zihnimin derinlerinde… Umarsız bir ses biteviye söyleniyordu… 

“Bu dünyayı sen mi kurtaracaksın?” 

 

Ormanlık alanlar… Yanar yanar da sonra söner!…


Günü gelince, kim bilir neye döner!

Kadın cinayetleri mi dedin?…

Kadın cinsi bu… Böyle böyle, tahrik etmemeyi öğrenir!… 

Pahalılık mahalılık diyecek olursan… Sus ! 

Bu millet, nasıl olsa ezelden beri şükretmeyi bilir!…

Ya… Gelecek nesiller dedim… Ya torunlarımızın geleceği ?… 

‘Her şey olacağı yere varır… Sen bu cihetten hiç (**)kasavet çekme…’

***

Kasavet çekmemek mi? Ülkem bu haldeyken mi? 

Dağıttım yeniden saçlarımı, darmadağın ruh halim gibi… 

Bir şiir çıktı geldi, yerleşti dudaklarıma ötelerden… 

Kestim kara saçlarımı diyordu Gülten Akın, zamanın bir yerinden… 

“Uzaktı dön, yakındı dön, çevreydi dön
 Yasaktı, yasaydı, töreydi dön
 Bu nasıl yaşamaydı dön 
 İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı 
 Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi ?”

***

Sahi…  N’olacak şimdi? İçimizde; gittikçe artan, gittikçe artan bunaltı ile…

Yeşil vatanın yok oluşunu izliyoruz, çaresizliğin ızdırabı içinde…  

Yaban hayatının yanıp, kavrulup kül oluşu gibi… Yüreklerimiz de yine yandı  kül oldu! 

Yitirdiklerimizin;  haddi hesabı , tesellisi ve telafisinin olmadığı gibi…

Düşüncelerimizin (***)kıymet-i harbiyesi yoksa eğer… 

Taş mı basalım yanmış, yıkılmış yüreklerimize?… 

Gem vurup düşüncelerimize, susturalım mı çalışan  zihinlerimizi?…

Bir, iki, üç tıp denilince… Susalım mı ? 

Dünyadan bi haber, oyun oynayan çocuklar gibi.

 

*Felah: Kurtuluş 

**Kasavet: Dert, üzüntü ,kaygı

***Kıymet-i harbiye.. Geçerlilik,değer,önem