GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
11 Haziran 2022 Cumartesi

Kardeş olabilmek…

Siyaset gündeminin hızla şekil değiştirdiği yaşadığımız dönemde…

Alevilik ve Sünnilik kavramlarının yüreklere taş gibi oturduğu talihsiz beyanatlara bir yenisi daha eklendi…

İyi Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral’ın…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına adaylığı mevzubahis olması durumunda…

“Alevi kimliği Sünniler için endişedir”  sözlerinin  ardından yeniden gündeme taşınan…

Alevilik / Sünnilik fikir teatileri içinde bulunan…

İktidarı ile muhalefeti ile…Türk siyasetini izliyorum…

Ve son zamanlarda siyaset dilinde sıkça duyduğumuz “Bu kardeşiniz” sözünün manasını düşünüyorum…

Ve…”Kardeş” kelimesini zikredebilmenin omuzlara yüklediği o büyük sorumluluğu hissediyorum ta iliklerime kadar.  

***

Ve yine ATA’m düşüyor yadıma… Ayrıştırmadan, ötekileştirmeden…

Tüm renklerimizden müteşekkil T.C vatandaşlığı tanımı ile onurlandırılışımızı…

Ve böyle bir onuru Türk milletine kazandırmak için çabalanan o zorlu yılları düşünüyorum…

Cumhuriyet aydınlığının tüm yurda yayıldığı o yılların heyecanı ile…

1934 yılında yoktan var edilerek sahnelenen… Özsoy operasının o muhteşem hikayesini

Ve o hikayede yer alan, derin incelikte buluyorum…“Kardeşlik” kavramının derinliğini…

Ve o kavramın,  dimağlarımıza  yerleştirmemiz gereken…Birleştirici ve bütünleştirici manasını.

***

1934 yılının… Böyle bir Haziran ayında…

İran Şahı Rıza Pehlevi’nin yapacak olduğu Ankara ziyaretinde…

T.C Devletinin ve yakın zamanda bir bir gerçekleşen Türk devrimlerinin…

İran şahına tanıtılması ve takdim edilmesi konusunda

Atatürk maiyetindekilere soruyor…”Şah için nasıl bir program yapalım?”

Kendisine sunulan çeşitli önerileri beğenmeyen M.Kemâl Atatürk…

“İran’da olmayan farklı bir şey yaparak farkımızı ortaya koymalıyız” diyerek…

İranlıların Şehnamesini işaret ediyor…

Ve büyük bir kararlılıkla  ekliyordu…. “Opera yapacağız”…

***

Fars şairi Firdevsi’nin ünlü destanı…

Şehnâme’nin konusunu teşkil eden, hakan Feridun’un ikiz oğulları olan…

Tur(Kurt) ile  İraç( Aslan)’ın  şeytanın gazabına uğrayarak ayrı düşmesi ve birbirlerinden uzaklaşmalarını…

Yüzyıllar sonra kardeş olduklarını anlayarak tekrar bir araya  gelmelerini anlatan…

Eserin metnini/ güftesini  yazması için …Münir Hayri Egeli  görevlendirilir.

*Libretto denilen bu eseri bestelenmesi için  akıllara gelen isim ise…

Devlet bursuyla okuduğu Paris’ten yeni dönmüş olan…

Musuki Muallim Mektebi hocalarından Ahmet Adnan Saygun olur…

Büyük bir sevinçle bu teklifi kabul eden 27 yaşındaki Adnan Saygun…

Yine  büyük bir heyecanla  sorar…

“Koro var mı? “ …”Solist var mı?”…“Orkestra var mı” …

Aldığı cevap hep aynı olur …”Yok”…

“Ne kadar vaktimiz var?”… “ Bir ay!…”

Tüm engellere ve engellemelere rağmen , bir ay gibi kısa bir zamanda…

İmkansız başarılarak… Eser bestelenir ,orkestra kurulur,  solistler bulunur, koro kurulur  ve Türkiye’nin ilk opera eseri yaratılır…

***

19 Haziran gecesi Ankara Halk evinde gerçekleşen ilk temsilin son sahnesinde …

Hakan Feridun..Oğullarını arar…” Tur ve İraç’ı göremiyorum, neredeler?”

Sahnedeki oyuncular…

İki kardeşten biri olan Tur’un adı zikredildiğinde…

Cumhurbaşkanlığı locasından kendilerini izlemekte olan  Atatürk’ü …

İraç sorulduğunda ise  Rıza Şah Pehlevi’yi işaret ederlerken…

Hayranlıkla izlediği bu opera eserinde  böyle bir jest karşısında duygulanan Rıza Şah…

M. Kemâl Atatürk ‘e “Kardeşim” diyerek sarılır…

İki devlet arasındaki ilişkileri güçlendirmeye vesile olan…

Mezhep ayrılıklarının olmadığı bir dünya görüşünün altını çizen…

Sanatın dili ile kardeşlik kavramına vurgu yapan  muhteşem gösterinin ardından…

Çankaya köşkünde..Böyle bir mucizeyi gerçekleştirenleri kutlayan M.Kemâl Atatürk…

Bu mucizeyi şöyle nitelendirir … “Bu bir devrim hareketidir”

Atatürk’ün, böyle bir eser yaratılması isteğinin temelinde yer alan ana fikri ise…

Adnan Saygun şu sözleri ile izah eder…

“ Biri ekseriyetle Sünni, diğeri ekseriyetle Şii olan mezhebine bağlı iki devletin din ve mezhep konularını bir tarafa itip iki devletin öz kardeşler oldukları fikrini bir İran efsanesi ile ve sanatın dili ile anlatmasıdır.”

***

Ülke siyasetine dair…Etnik kimlikler ve mezhep ayrılıkları  kavramları üzerinden…

Ne zaman ayrıştırıcı ve  yürek yaralayıcı bir söylem duysam…

Her okuyuşumda beni heyecanlandıran Özsoy Operasının bu azim ve kararlılık hikayesi gelir aklıma…

Ve ne zaman korksam…Ülkemde, kardeşin kardeşten uzaklaşmasından…

İç ve dış politikada “Yurtta sulh cihanda sulh “ ilkesi ile …

Her daim milletine büyük bir özgüven ve kardeşlik duyguları aşılayan…

Atatürk ilke ve inkilapları olur yine pusulam…

Ve insiyaki olarak cevap bulur yüreğimin ta derinlerindeki korkular…

Umut içinde,  en içten dualarımla yine Ata’mı yad ederim…

Bir temenni cümlesi dökülür dudaklarımdan…

İlelebet yaşayacak olan TC Devletinde …

Türk Milletinin ; tüm renklerinin aydınlığı ile aydınlanmasını dilerim. 

*Libretto: Opera,operet, bale, müzikal gibi  sahne eserlerinin yazılı metinleri…