Yaklaşık iki yıldır dünyayı kasıp kavuran pandeminin sekteye uğrattığı kültür/ sanat hayatının
Yeniden canlandığına şahitlik ettiğimiz, şehrimizde düzenlenen çeşitli etkinlikler sosyal hayata can suyu niteliğindeydi…
1-2 Haziran tarihlerinde…
Kültürpark İzmir Sanat salonlarında iki akşam üst üste sergilenen EBSO Vakfı Kadınlar Birliği dönem başkanı İpek Özçelik koordinasyonunda çalışmalarına devam eden…
EBSOV Kadınlar Birliği Tiyatro Topluluğu sahneledikleri muhteşem bir oyunla…
İzleyenleri hem güldürdü, hem düşündürdü, hem eğlendirdi…
Turgut Özakman’ın 1987 yılında kaleme aldığı “Deliler Bayramı” adlı eserinden uyarlanarak …
Serkan Kunter’in usta yönetmenliği ile sahneye koyduğu, dekor ve kostüm tasarımını Ebru Çulpan’ın yaptığı…
“Bir Cinnet Herşeyi Çözer” adlı oyunu muhteşem bir performansla sahneleyen…
EBSOV Kadınlar Birliği Tiyatro Topluluğu oyuncularından…
Aylin Pala, Burçin Sağcan, Dikmen Yakalı, Fatma Otan, Güliz Cansabuncu, Melike Binoğlu ve Nazan Yılmaz’ın …
Amatör yüreklerine sindirdikleri profesyonel anlayışları ile sergiledikleri oyunculukları ayakta alkışlandı…
Çiçek açmış manolya ağaçlarından yayılan mis kokulu bir fuar akşamında…
Böylesi güzel bir oyunu izlerken…
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın en canlı zamanlarının yaşandığı…
Bir tiyatrodan çıkıp bir başka tiyatro gişesinde bilet kuyruğuna girdiğimiz seksenli yıllarda…
Devekuşu Kabare’den izlediğimiz, çok güldüren ve çokça düşündüren bu skeçlerin Merkezi / yerel yönetimleri hicveden her bir repliğinin hoş görüldüğü demokratik yıllar…
Biz yaştakilerin hatıralarında yeniden canlanıyordu…
Bugünkü ülke şartlarına uyarlanarak tekrar sahneye konulan bu muhteşem oyun…
Aklımıza mukayyet olmaya çalışarak yaşadığımız günümüz zor hayat şartlarını…
Ve ne yazık ki… O gün bugün değişmeyen toplumsal gerçekleri…
Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntıları, toplumsal sorunları ve yitirdiğimiz değer yargılarını…
Gözler önüne seren, mizahın sanatın içindeki önemine vurgu yapan bu şahane kabare örneği ile…
Sahnede muhteşem bir profesyonel performans sergileyen …
Bir çoğu bu oyunun yazıldığı yıllarda doğup büyümüş…
Bugün hayatın sorumluluğunu üstlenmiş , sanat sevdalısı bu gençler…
Ülkenin yaşamakta olduğu süregelen sıkıntılarına…
Hayatın içinde şahitlik ederek sahneledikleri usta oyunculukları ile …
Ünlü filozof William Shakespeare’in “Tiyatro; insanı , insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır” sözlerini bir kez daha hatırlatıyorlardı.
Maddi / manevi büyük özveri ve yoğun emeklerle ortaya çıkan başarılı bir oyunu daha geride bırakırken…
EBSO Vakfı Bursiyerlerine kaynak yaratmak amaçlı bir sosyal sorumluluk projesi olarak her yıl sahnelenen bir oyunla; şehrin kültür / sanat hayatına dokunmak…
Ve de…
Ülkemiz acı gerçeklerinden olan.. Eğitimde fırsat eşitsizliğine farkındalık yaratmak üzere 2004 yılında ateşlediğimiz EBSO Vakfı Tiyatro Toplululuğu meşalesini elden ele taşıyanlara bin selam olsun…
Sanatı yüceltenlere, sanatı yaşatanlara ve sanata destek olanlara yürekten alkışlarımla.
Bir başka umutları tazeleyen etkinlik de…
3-4-5 Haziran tarihlerinde Bayraklı Belediyesi tarafından düzenlenmekte olan…
1. Bayraklı Uluslararası Homeros Edebiyat/ Sanat Festivali kapsamında…
Homeros Kentine Dönüyor/ Homeros Smyrna’ya geri dönüyor başlıklı afişleri görmekle M.Ö 700-750 yıllarında İzmir’in bağrında doğmuş yaşamış…
Dünyaca tanınan ve bilinen, Batı edebiyatının ilk ve en ünlü eserlerinden…
İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı…
“Ünlü tarihçi ve ozan Homeros’a İzmir sahip çıkabildi mi?” sorusuna…
İzmir’in bir marka şehir olması yollarını anlatan bir konferanstan alıntılarla cevap bulmak mümkün…
İzmir’in EXPO ya aday olduğu bir dönemde Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Marka Şehir Olmak” konulu konferansa konuşmacı olarak davet edilen…
Kophenhag, Stockholm, Saint Petersburg gibi ünlü Avrupa kentlerinin marka danışmanı…
İsveçli Chrıster Asplund: “Dünyanın en büyük ozan ve tarihçisi bu kentte doğdu, yaşatamıyorsunuz. Diğer şehirler kahramanları üzerine tiyatro binaları inşa ettiler” diyor
Ve ekliyordu.. “İzmir markalaşmak için ünlü tarihçi ve ozan Homeros’u kullanmalı.”
İzmir’in dünyada tanınır olmadığının önemle altını çizerken, sözlerine şöyle devam ediyordu.
“İzmir’e gelmeden önce şehir hakkında on kişiye soru sordum. Ancak İzmir’in tanınmadığını gördüm.”
“10 iş adamına sordum, üç tanesinden cevap aldım. Aldığımız cevaplardan biri ise , İzmir’i noelde yenilen bir yiyecek olarak tanımladı…”
“Homeros’un şehrinde Homeros’u anlatan hiç bir veri göremedim… Kentte Homeros’u ve o dönemi anlatan bir canlandırma yapılabilirdi… Homeros bu şehir için çok önemli…”
İzmir’in marka şehir olması için sahip olduğunuz “Dünyanın en büyük ozanını yaşatamıyorsunuz” diyordu…
***
EBSO Meclis tutanaklarında yer alan bu konuşma metninden yaptığım alıntılarla…
Dünyanın tanıdığı büyük bir değer olan Homeros’a sahip çıkmak için…
Onun… “Derin dalgaların okşadığı kutlu Meles’in denizle birleştiği İzmir’in kucağında doğdum” sözleri…
Bu şehrin Homeros ismi ile anılmasının gerekliliğini…
Yüzyıllar öncesinden tarih sayfalarına kayda geçiyordu…
Bu yıl ilki düzenlenen…
Bayraklı Uluslararası Homeros Edebiyat / Sanat Festivali’nin yarattığı sinerji ile…
İzmir’i bir marka şehir olarak dünyaya tanıtacak bu değerimizin farkına varmak…
İzmir’de yaşamaktan onur duyan her İzmirlinin…
En büyük farkındalığı olsun.