GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
12 Mayıs 2013 Pazar

Doğal SİT’lerin korunması Bakanlar Kurulu’na mı bırakılacak!

Bugünlerde Meclis gündemine alınması beklenen  “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı”var. Tasarı ile ülkemizin kara, kıyı, sucul ve deniz alanlarındaki ulusal ve uluslararası öneme sahip doğal değerlerin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının amaçlandığı bildiriliyor. Bu amaca yönelik olarak Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu ve Tabiatı Koruma Bilim Heyeti’nin kurulması öngörülüyor.
Buna karşılık Kanun Tasarısı’nın TBMM’den geçmesi durumunda, yurdumuzdaki ormanların, sulak alanların, kıyıların ve bütün diğer doğal alanların geri dönüşü olmayacak tahribatlara karşı savunmasız kalacağından büyük endişe duyulduğu belirtiliyor.

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı Onaylanırsa Neler olacak?
·         Türkiye’de doğayı koruyan bir yasal yapı kalmayacak. Tasarıda;biyolojik çeşitliliğin korunması hedefiyle oluşturulmuş “sürdürülebilirlik”, “koruma kullanma dengesi”, “üstün kamu yararı” ve benzeri terim ve kavramlar,doğayı tahrip edebilecek yatırımlar da dâhil her türlü kullanımın önünü açmaya hizmet edecek yönde şekillendirilmiş. 

Bu bağlamda tasarının 15.maddesi, en sorunlu maddelerden birisini oluşturuyor. Koruma altına alınan “Mutlak koruma bölgelerinde hiçbir kullanıma izin verilemez, intifa ve irtifak hakkı tesis edilemez” tümcesi, ‘ancak’ ile devam ediyor, “Bu alanlarda ülke düzeyinde, üstün kamu yararı ve stratejik kullanımı gerektiren kullanma izni, intifa ve irtifak hakkı Bakanlar Kurulu kararı ile verilebilir” ile tamamlanıyor. Açıkça korunacak alanların nereler olduğu, ne derece korunacağına Çevre Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu karar verecek.

·        
Yurdumuzdaki 1134’in üzerindeki “doğal sit” statüsü kaldırılarak tahribin önü açılacak.Şimdiye değin bir ölçüde Hes’ler başta olmak üzere doğal sit alanlarında gerçekleştirilen ve doğaya zarar veren birçok müdahale, koruma kurulları ve mahkemelerce engellenebilmektedir.  Bu düzenlemeyle doğal sit alanlarının kaderi ağırlıklı olarak kamu kurumu yetkililerinden oluşan yeni bir kurula terk edilecektir.

·        
Yasal olarak maden, kentleşme, enerji vb yatırımlar, doğayı ne ölçüde tahrip ederse etsin ayrıcalık kazanacak.

·        
Bütün bu sakıncalarının yanı sıra Kanun Tasarısı, Milli Parklar Kanunu’nu yürürlükten kaldırıyor. Anılan kanunun yürürlükten kaldırılması, ciddi baskılarla karşı karşıya kalan Milli Park alanlarımızı olumsuz biçimde etkileyecek.

Tasarı İle Doğanın Korunması Hükümetin İradesinden Çıkamayacak Yeni Kurullara Devrediliyor.
·         Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu(UBÇK) oluşturulacak. Bu kurul,Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı ya da müsteşar yardımcısının başkanlığında, doğrudan Bakanlık tarafından atanan bürokrat,akademisyen ve stk üyelerinden oluşacak. Ayrıca UBÇK’ya gerekli yöresel çalışmaları yapmak üzere mahalli biyolojik çeşitlilik kurullarının oluşturulması öngörülüyor. Tasarıda,Mahalli Biyolojik Çeşitlilik Kurulları da valinin denetimi altında olacak şekilde düzenlenmiş.
·         Tabiatı Koruma Bilim Heyeti Bilim Heyeti kurulacak. Bu heyet, tabiatı koruma politikası konularında bilimsel çalışmaları belirlemek, yönlendirmek ve izlemek amacıyla Bakanlığın denetiminde danışma organı niteliğinde olacak.