GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Mayıs 2010 Cuma

Demokrasi kılıfı ve Ekrem Bulgun gerçeği

Demiş ki Gandi Kemal, İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun’’a’… ’‘İşinizi yapın, işinize bakın’’ İstifa edip etmemeyi sormuş olmalı İl Başkanı Bulgun. Böyle bir yanıt aldığına göre!
*
Genel Sekreter Önder Sav’’ın İl Başkanı Bulgun’’u yerinden oynatmak istemesi normal ve de beklenen bir durum. Her ne kadar 24 Şubat’’taki İl Kongresi’’nde Sav grubu, Baykal’’ın emrine uyup, Bulgun’’u desteklemişlerse de, hatta bunu yaparken de kendi ekiplerinden bir isme (Yüksel Demirsoy) adaylığa taşıyacak birkaç imzayı çok görseler de, Bulgun’’un alınması, düşürülmesi, istifaya zorlanması önümüzdeki süreçte İzmir siyasetindeki birinci konusu olacaktır.
O nedenle 8. kez İzmir İl Başkanlığı koltuğuna oturan Sayın Ekrem Bulgun’’a yakışan, geldiği gibi gitmesini de bilmektir.
Son ana kadar Baykal’’ın kılıcını elinden bırakmayan, alternatif liste için isyan bayrağı çeken Gürsel Tekin’’in geceyarısı toplantısına bile katılmakta beis görmeyen, aynı toplantıda ’‘Ekrem Bulgun İzmir’’i teslim etmiyor’’ diye bağıran ilçe başkanlarına ’‘çıtını’’ bile çıkaramayan Bulgun, İzmir siyasetinin önünü açmak adına artık kenara çekilmelidir.
Tabi ki hizmet etmek istediği CHP ise’… Hayır, hizmet etmek istediği halen Baykal ise onu bilemem. O da bundan sonra Sayın Kılıçdaroğlu’’nun sorunudur.
**
77 İl Başkanı ’‘Kılıçdaroğlu’’ dedi Ankara’’da’… Antalya, Samsun, Ağrı ve İzmir İl Başkanı hariç. Bu tavrıyla İzmir’’i Türkiye’’nin ayrık otuna dönüştürdüğünü, partinin yüzde 1,5 aldığı Ağrı ile aynı kefeye koyduğunu düşünemedi Sayın Bulgun.
CHP’’nin başkenti/kalesi İzmir’’dir. Büyükşehir’’de yüzde 57, İl Genel Meclisi’’nde yüzde 49,5 oy almış, Büyükşehir artı 28 ilçede seçim kazanmıştır bu ilde.
Antalya’’nın Baykal’’a sahip çıkması kadar doğal bir şey yok. Savcı Sayan’’ın kontrolündeki Ağrı’’nın da’…
Samsun’’u bilemem. Ama CHP’’ye iktidar umudu aşılayan, Sarıgül’’ü ilk günden çökertip/durduran, DSP’’yi çökerten, solu birleştiren, Başbakan’’ı Recep Bey’’e dönüştüren Kılıçdaroğlu gerçeğini görememek, net tavır alamamak, liste konusunda son ana kadar kıvırtmak Bulgun’’un siyasi hayatındaki en büyük günahıdır.
YDK Başkanı olduğu dönemde Genel Sekreter Baykal’’dan aldığı emirle, Paris’’teki konferansa izinsiz katılan Kürt kökenli vekilleri ihraç ederek bugünkü BDP’’nin temelini atmasından bile büyük bir günah hatta. Görünen köyü göremeyen Bulgun’’un reflekslerin yavaşladığının da delilidir ayrıca.
**
Şimdi birileri diyor ki; ’“Seçimle gelmiş il başkanı, neden istifa etsin?’” Ya da ’‘Seçimle gelmiş il başkanını görevden almak demokrasi ile bağdaşmaz’’
Aziz Başkan bile aynı şeyi söylüyor’…
Şimdi soruyorum ben de’… Hangi demokrasi beyler, hangi demokrasi’…
Birikimine saygı duyduğum, partiye ömrünü, servetini vakfetmiş biri olmasına karşın Sayın Bulgun seçimle mi gelmiştir?
Lütfen bu soruya ’‘doğru’’ yanıt veriniz. Evet. 24 Şubat’’ta Kültürpark’’taki Celal Atik Spor Salonu’’na bir sandık konulmuştur.
Ve de Bulgun da o sandıktan bir şekilde çıkmıştır. Ama seçilmek ayrı şeydir, seçimle gelmek ayrı. Ekrem Bulgun o gün Baykal’’ın talimatıyla seçilmiştir. Yani atanmıştır, atanmış.
Bunun lamı, cimi yok!
Cebinde yaklaşık 450 delegenin imzasını, 25 ilçe başkanının açık desteğini taşıyan dönemin İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, şu veya bu gerekçeyle yine Baykal’’ın talimatıyla kenara çekilmedi mi? Sayın Bulgun da Baykal-Sav çatışmasında o günkü denkleme denk düşen isim olduğu için tercih edilmedi mi?
Aslında İzmir siyaseti ve CHP açısından 24 Şubat, il başkanının seçildiği değil, demokrasinin alenen katledildiği bir tarih değil midir?  
Şimdi kalkıp hangi demokrasiden bahsediyor, neyin arkasına sığınıyorsunuz?
**
Herkesin hesabı tabi ki kendine’…
Aziz Başkan Bulgun’’un alınmasından sonra bu makama talip olacak siyasi yakınlarına madara olmaktan korkuyor/çekiniyor olabilir.
Tasfiye edilen Baykal ekibi ise ’‘demokrasi kılıfı’’ ile il başkanlığı gibi önemli bir ’‘Mevzi’’yi’’ korumak istiyor da olabilir.
Hatta Genel Sekreter Önder Sav da gönülden/yürekten onaylamadığı bir denklemi, gücü eline almışken bozmak, İzmir’’deki siyaset terazisini 24 Şubat öncesine çevirip, örgütsel adaleti sağlamak istiyor da olabilir.
Hatta İl Başkanı Bulgun da ’‘geri getiremediği’’ eski genel başkanından hala talimat alıyor ve ’‘Mevziyi sakın terk etme Ekrem’’ emri karşısında her zaman olduğu gibi ’‘Emredersiniz’’ duruşu sergiliyor olabilir. Dedik ya, herkesin hesabı kendine diye’…
Ama bir de İzmir siyasetinin yeni dönemdeki gerçekleri var.
Yaşı nedeniyle zaten alay konusu edilen, son gelişmelerle siyaseten altı tamamen boşalan Sayın Bulgun, hangi örgüte, hangi ilçe başkanına başkanlık edecek?
Tüm gücünü Baykal’’dan alan Bulgun, Genel Sekreter defansıyla İzmir siyasetinin patronu koltuğunda ne kadar rahat oturabilecek?
Örgütsel sorunlarla uğraşmayacağına ilişkin mesajı kurultaydaki tavrıyla net şekilde ortaya koyan Sayın Kılıçdaroğlu, Bulgun’’u ne kadar koruyabilecek?
Ve referandum ve genel seçim öncesi Bulgun, kimin il başkanı olabilecek? Enerjisiyle hangi köyü, kasabayı gezip, kime ne mesaj, enerji verecek?
Hesap kitap sahipleri bu sorulara kendi doğrularıyla değil partinin doğrularıyla yanıt vermeli’…
Sayın Bulgun’’un yerinde olsam, tüm bu sorulara doğru yanıtlar verip, kendi isteğimle kenara çekilir, partinin, İzmir’’in önünü açarım.
Sav ekibinin de yerinde olsam, Bulgun’’a ’‘Onursal il başkanlığı’’ makamını teklif eder, incitmeden kenara çekerim.
Her ne kadar bu sıfatı Baykal’’a bile vermeseler de Sayın Bulgun, 78 yıllık hayatında 8 kez bu önemli koltuğa oturarak ’‘onursal’’ sıfatını hak etmiştir.
Baykal ve tasfiye edilen Baykalcıların yerinde olsam, metezori getirdiğim, ’‘kukla’’ gibi gördüğüm sadık bir CHP’’liye daha fazla eziyet etmem.
Kılıçdaroğlu’’nun yerinde olsam, siyaseten altı boşalmış bir il başkanı konusunda ısrarcı olarak, örgüt iradesini yansıtmayan, zoraki seçilmiş, bana göre atanmış, yaşı nedeniyle reaksiyonları, öngörüleri zayıflamış bir ismi zaman geçirmeden görevden alır, 24 Şubat tarihinde Baykal tarafından İzmir örgütünün iradesine konulan ipoteği çözerim.
Tabi ki ben olsam’…
Neler olacak, neler yaşanacak birlikte göreceğiz.
 
Sındır’’dan ’‘atama’’ açıklaması
 
Ve rahatlatan bir açıklama’…
Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’’dan. Kemal Kılıçdaroğlu’’nun yakını olduğu gerçeği çok az kişi (biri benim) tarafından bilinen Meclis Üyesi Zeynel Abidin Fidan ile kardeşi Zeki Fidan’’ı kurultay öncesi önemli makamlara atamasıyla hedef haline getirilmesini açıklıyor Sındır.  
Avrupa basınında, ulusal gazetelerin Ankara eklerinde bile verilen atama haberi ve siyasi çevrelerden gelen eleştirilerin yargısız infaza dönüştüğünü savunuyor Sındır ve ekliyor; ’“İki atamaya ilişkin kararı da iki-üç ay önceden aldım. Hem Zeynel Abidin’’e hem de Zeki’’ye ilettim. Ama resmi kararı bazı nedenlerden ötürü ertelemiştim. Kurultay süreci geldiğinde Sayın Kılıçdaroğlu’’nun Genel Başkan adaylığı söz konusu olunca, bu atamayı kurultay sonrası yapmanın daha da yanlış anlaşılacağını düşünerek, kurultay öncesi resmi kararı taraflara tebliğ ettim’”
Yani atama konusunda yavaş davranmasıyla birden bire ortaya çıkan Kılıçdaroğlu sürecinin kesişmesinin kurbanı olmuş Başkan Sındır.
Kılıçdaroğlu ile akrabalığını ’‘meclis üyesi adaylığında’’ bile kullanmayan, siyaseten bu yakınlığa hiç başvurmadığını yakından ve çok iyi bildiğim, son atamayla Başkan Yardımcılığı’’na getirilen dostum Zeynel Abidin Fidan da Başkan Sındır’’ı teyit ediyor.
**
Bornova’’da yaklaşık 20 yıl belediye basın danışmanlığı yapan, Sındır’’la birlikte 5 belediye başkanıyla çalışan, kenti ve belediye bürokrasisini çok iyi bilen, atandığı koltuğu dolduracağına yürekten inandığım, dürüstlüğüne, çalışkanlığına en baştan kefil olduğum Fidan, talihsiz bir tesadüfün kurbanı olmuş görünüyor.
Diğer taraftan 24 yıllık zabıta kardeşi Zeki de aynı Zeynel Abidin gibi atandığı koltuğu dolduracak nitelikte bir isim.
Her iki kardeşe de yeni makamlarında başarı diliyorum. Başarılı olacaklarına da inanıyorum.
Sındır’’ın atamayı neden geciktirdiğine gelince; İki başkan yardımcısını aynı anda atamak istiyor Başkan Sındır. Fidan’’la birlikte Ramazan Akyurtlaklı’’yı başkan yardımcılığına atamaya karar veriyor üç ay önce.
Akyurtlaklı’’nın yurtdışındaki işleri yüzünden atama Temmuz ayına sarkıtılıyor. Kılıçdaroğlu süreci de bir anda patlak verince ’‘daha fazla yanlış anlaşılmamak’’ için Sındır, elini çabuk tutuyor.
Olay bundan ibaret’… İlgililerine duyurulur.