GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Mayıs 2010 Perşembe

İzmir ve Türk siyaseti açısından Kılıçdaroğlu dönemi

Kemal Kılıçdaroğlu yangınının iki günde örgütü sarmasıyla bu iş bitti. CHP’’de 18 yıllık Genel Başkan Deniz Baykal dönemi kapandı. ’¶
Genel Sekreter Önder Sav’’ın desteği, Kılıçdaroğlu’’na kapalı olan örgüt damarlarını iki günde açtı. Partide ve ülke siyasetinde büyük değişimin/dönüşümün yaşanmasına, 30 yıllık iktidar özleminin son bulacağına kesin gözüyle bakılıyor artık.
Tabi ki örgütten başlayacak büyük değişim ya da büyük temizlik.
Peki, bu nasıl, hangi kriterlere göre olacak?
Bu soruların yanıtlarını doğru bulmak zorundayız.
Sanıyorum Kılıçdaroğlu’’na direnen yapıların önemli ölçüde tasfiyesi kaçınılmaz.
Görünen o ki, kurultayda çok sayıda ağır topun defteri dürülecek.
Yalnız, Kılıçdaroğlu ismine direnenlerle, Baykal’’a sahip çıkanlar arasında ayrım yapılmak zorunda.
Baykal’’a sahip çıkanlar da ikiye ayrılmalı bence.
a.Duygusallıkla genel başkanlarına yürekten sahip çıkanlar.
b.Timsah gözyaşlarıyla kendi geleceklerine, giden koltuklarına ağlayanlar.
B şıkkında yer alanların tasfiyesi kaçınılmaz.
MYK’’da yer alan 20 ismin en 15’’i bu çerçevede değerlendirilebilir.
Yangın Türkiye’’yi sarmışken, il başkanları toplantısında hala ’‘Baykal dönmeli’’ diyen 4 il başkanı da öyle. Kılıçdaroğlu’’nun adaylığına ilk planda imza atmayan, destek vermeyen vekiller de. Bazıları gibi, iş bittikten sonra ’‘teslim’’ olanlar da.
Yani, Firavun imanıyla dönenler...  
Bence, bu isimlerin tasfiye nedeni Kılıçdaroğlu’’na muhalif olmaları olmamalı.
 Tek kelimeyle basiretsizlikleri olmalı.
Geliyorum diyen büyük gerçeği göremeyen, CHP’’nin içine düştüğü çukurdan nasıl çıkacağını algılayamayan, körü körüne, klişeleşmiş/köhneleşmiş argümanlarla siyaset üreten, kriz yönetimi dersinde sınıfta kalanlar iktidara yürüyen partiye katkı koyamaz.
Tasfiye nedeni bu yüzden muhalif duruşları değil, basiretsiz/kör duruşları olmalı.
**
Sanıyorum Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen, Mustafa Özyürek, Onur Öymen ve Savcı Sayan gibi isimler de bu çerçevede değerlendirilecektir.
En azından İzmir kongre sürecini karıştıran Sayan’’a ’‘Ağrı’’ yolu göründü.
Diğerleri de sabah sporu ekibine katılarak süreci daha sağlıklı atlatabilirler kanımca.
Ya İzmir?
İzmir’’de de büyük bir temizlik bekleniyor. Öncelikle mevcut vekiller arasında ardından kentin hakim siyasi yapısında.
Kurultay bu harekata ilişkin önemli ipuçları verecek bize. Kimler PM, MYK’’ya girecek, kimler dışarıda kalacak birlikte göreceğiz.
İl Başkanı Ekrem Bulgun bugün yarın istifa edebilir. Etmezse de görevden alınması kaçınılmaz.  Yerine arayışlar şimdiden başladı çünkü.
Diğer taraftan katıksız/doğrudan Baykalcı rolündeki siyaset kumarbazlarını da zor bir dönem bekliyor. Ceplerindeki tüm parayı bastıkları at, finişe 5 metre kala ayağını kırdı çünkü.  
Baykal’’dan mektup getiren, Baykal’’ın kılıcıyla mahalle delege seçimlerine müdahale eden vekillerin işi zor’… Şimdi karşılarında partinin Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Önder Sav’’ı bulacaklar.
Vekillik hayali kuran eski topraklar, ’‘proceci’’ eski il başkanı, kongre öncesi saf değiştiren kimi ilçe başkan ve adayları, dün geldiği partide Baykalcılık oynayıp eline yüzüne bulaştıran bazı belediye başkanları, boş bulduğu her koltuğa aday olup, basiretsiz bir hamleyle ilçesinde seçim kaybettiğini unutarak ’‘genel başkanlığa’’ soyunma cüreti gösteren, sevgi adamı kılığında dolaşanları da aynı kaçınılmaz son bekliyor.
Ve de her dönemin adamı olanlar’… Boş gördüğü her koltuğa aday olanlar.
Özetle CHP’’nin vitrininde ciddi bir yenilenme bekliyorum.
Kılıçdaroğlu yönetiminden bu nedenle umutluyum.
Küskünler, parti içi demokrasi mağdurlarının da dönüş bileti aynı zamanda Kılıçdaroğlu. Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel gibi mesela’…
Aziz Başkan’’la tavla oynamayı bırakıp, il başkanı olarak düşünülebilir. Sanıyorum düşünülüyor da.
Dışa dönük vizyonu, halkın dilini konuşan, kendine güvenen, kendisiyle/partisiyle barışık yapısıyla her geçen gün daha da içselleştirilen Kılıçdaroğlu, genç/dinamik ekibiyle Anadolu’’yu turlarken, örgütsel sorunları yılların deneyimi Önder Sav çözecek.
Kılıçdaroğlu ise iktidar yolunda tüm enerjisini rakiplerine karşı kullanacak.
Şu anda görünen köy bu’…
**
Yenilenme sadece CHP’’de değil Türk siyasetinde de önemli bir deprem yaratıp yeni bir dönem başlatacaktır.
Başbakan Erdoğan’’ın son ana kadar mücadele ederek ’‘Bel altı yüklenmelerle, Baykal’’ı örgüte/delegeye sahiplendirme’’ planı Sav’’ın kritik desteğiyle suya düştü, Kılıçdaroğlu silahı olarak ters tepti.  
Belki de Sav, bir hamleyle sadece genel başkan değil ’‘başbakan’’ belirlemiş oldu. Bu yönüyle sadece CHP’’nin değil, Türkiye’’nin de makus talihini yendi.
Ve referandum ve genel seçim öncesi Başbakan Erdoğan’’ın iyice köşeye sıkıştı.  
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu portresine biraz yakından bakarsak; ne demek istediğimiz daha net anlaşılacaktır.
Bir yanda 9 yıldır tek başına iktidar, eskiyen yüzü, artık klişeye dönüşen sözleriyle Erdoğan.
Külhanbeyi duruşu, Kasımpaşalı yapısı, kırıcı sözleri, başta işsizlik olmak üzere çözemediği yığınla sorun, devletle kavgası, diktatörvari baskısı, suni gündemleri’…vs.
Diğer yanda yepyeni bir yüz. Kemal Kılıçdaroğlu’…
Halkın dilini konuşan, dürüstlüğün, adaletin timsali haline gelen, kendine güvenen, son derece nazik ve sabırlı, Gandhi’’ye, Obama’’ya, Karaoğlan’’a benzetilen, şimdiden önemli kesimlerin umudu haline gelen isim.  
Kılıçdaroğlu hamlesiyle CHP, sadece iyi/doğru bir genel başkan seçmekle kalmamış, aynı zamanda Erdoğan’’ın iki önemli açılım projesini de bir hamlede ele geçirmiştir.
Bir taşla kuş sürüsü vurmuştur yani.
Kimi AKP’’lilerin ’‘eksi’’ gibi gördüğü Kılıçdaroğlu’’nun ’‘Alevi ve Zaza’’ kimliği, Erdoğan’’ın açılımlarını önemli ölçüde bitiren, CHP’’yi sahil partisi olmaktan kurtaran, Türkiye partisine dönüştüren bir faktör olarak kendini gösterecektir.
Alevicilik, Kürtçülük ayarı düzgün yapılmak kaydıyla tabi ki’…
**
Alt kimlikleri, suni gündemler üzerinden değil, halkın sorunları, ülkenin meseleleri üzerinden siyaset üreten Kılıçdaroğlu, CHP ve Türk siyaseti için acil kaydıyla ’‘aranan kan’’dı bana göre.
AKP’’ye, Sarıgül’’e hatta BDP’’ye bile darbe vuracak önemli bir silahtı bir bakıma.
Siyasetini ağırlıklı olarak Baykal üzerine kurgulayan Sarıgül ile etnik kimlik üzerine bina eden BDP bu değişimden zararlı çıkacak, alt kimliklerini üste çıkarmayan Kılıçdaroğlu, belki de Türkiye’’nin kronik sorunlarına da ilaç olmayı başarıp tarihe adını yazdıracaktır.
Kanımca Sarıgül’’ün ’‘sol’’ kadroları CHP’’ye dönebilir, Kılıçdaroğlu ise Doğu ve Güneydoğu’’da yumurta/taş yerine ’‘oy’’ alan bir lider olabilir.  
Yolu açık olsun.