GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Mayıs 2010 Pazar

Başbakan’’ın Baykal planı!

Sayın Başbakan dün Manisa’’daydı, bugün İzmir’’de’…  
Yani CHP’’nin kalesi İzmir’’de.’¶
Yerel seçimde İzmir’’den adeta süpürülen partisinin 3 oyla seçim kazandığı Bayındır’’a uğrayacak, Halkapınar Spor Salonu’’ndaki MFÖ’’lü gençlik şölenine katılacak.   
Başbakan muhtemelen Baykal ve kaset konusuna İzmir’’de de girecektir.  
Yunanistan’’a giderayak yaptığı  açıklamalar zaten toplumun belleğinde yerini aldı.  
Ne yapmaya çalışıyor?  
Amacı Baykal’’ın önünü  tıkamak mı yoksa geri getirmek mi?  
Olaya nereden baktığınıza bağlı bu biraz da. Ama ciddi bir danışman kadrosuyla çalışan, gün be gün anketlerle toplumun nabzını tutan Erdoğan, ’‘Eşini aldatanı mağdur sayamayız’’ açıklamasını da bilinçsiz yapmamıştır.  
Konuştuğum çok Baykalcı  bir milletvekilinin dediği gibi ’‘duygusal anında, boşta bulunup’’ yapmamıştır bu açıklamayı.  
İddia ediyorum ki;
Şu anda Erdoğan’’ın elinde Baykal ve kaset olayının toplumsal yansımasına dönük en az iki anket vardır.  
Ve yine iddia ediyorum ki;
Aynı anket Baykal’’ın ya da CHP üst yönetiminin önünde yoktur.   
Açıklamayı dinleyenlerin ilk tepkisi Erdoğan’’ın Baykal’’ın önünü kesmeye dönük bir hamle yaptığı şeklindeydi.  
Ama tersi de mümkün.  
Erdoğan özellikle kurultaya bir hafta kala özellikle Baykal’’a vurup, geri getirmek de istiyor olabilir.  
Çünkü, Erdoğan’’ın ’‘Başbakan ve AKP genel başkanı’’ sıfatıyla Baykal’’a yönelik ’‘bel altı’’ vuruşlarının gittikçe dağılma, yeni genel başkanı tespit etme noktasına gelen CHP tabanının Baykal’’a sahip çıkış refleksini güçlendirecektir.  
Erdoğan’’ın saldırıyı  arttırması, göreceli olarak istifa etmiş  bir liderin halen dikkate alındığı, siyaseten ’‘tehdit’’ olarak göründüğü  sonucun da doğurabilir.  
Ve hatta acımasızca ezildiği gerçeği, CHP’’lilerin Baykal’’a sahip çıkışını arttırabilir.  
Erdoğan bu açıklamasından bir gün sonra Ankara’’da ’‘İnadına Baykal’’ toplantısının yapılacağını biliyordu.  
Ve yaptığı bel altı  saldırıyla toplantıya olan ilgili arttırdı. En az 10 bin kişi Erdoğan’’ın saldırışı karşısında Baykal’’a destek mitingine gitmiştir.   
Yani,  
Yanisi, Başbakan Erdoğan en sevdiği muhalefet liderini kaybetmek istemiyor. Kaset komplosuyla aldığı yaralı haliyle savaşmak istiyor hatta onunla.   
Çünkü; Baykal’’ın yerine geçecek her hangi birinin ’‘değişim’’ olgusuyla ondan daha çok oy alacağını görüyor. Yaptırdığı anketlerde bunu da sorguladığı şüphesiz.  
Diğer taraftan biri var ki Erdoğan’’ın tüm planını  alt üst edecek nitelikte.  
Komplo ya da şantajla değil, belgelerle iki adamı harcayan, İstanbul’’da tüm çabalarına rağmen tarihi bir oy oranına ulaşan Kemal Kılıçdaroğlu’…  
Halkçı kimliği ile varoşlarda ses getiren Kılıçdaroğlu’’nun etnik ve dini kimliği Erdoğan’’ın son iki yılda yaptığı iki önemli açılımı yerle bir edebilir.  
Hem Kürt hem de Alevi açılımı’…  
Romanlardan da destek alacağından eminim Kılıçdaroğlu’’nun’…  
Son iki yılda başta Dersim Krizi olmak üzere çeşitli platformlarda Kılıçdaroğlu’’nun mezhepsel kimliğinin altını bizzat çizen Erdoğan, CHP lideri olarak Kılıçdaroğlu’’nun umulanın çok ötesinde bir halk desteğine sahip olduğunu görmüş olmalı ki; Baykal’’a saldırıp geri getirmenin derdine düşmüş gibi davranıyor.  
En azından söylemlerinden bu sonuç çıkıyor.  
CHP’’lilerin sahiplendiği ama halkın uzaklaştığı Baykal, AKP’’nin yeniden yüzde 40 duvarını aşmasını sağlayabilir.  
Ama üzerindeki mağduriyet gömleği ile Baykal’’ın kenarda durup, yerine ’‘Alevi ve Kürt’’ kimlikli, halk adamı Kılıçdaroğlu’’nun geçmesi, hem ’‘açılım’’ planlarını suya düşürür hem de AKP’’nin oy deposu varoşlardaki pozitif çözülmenin önünü açar.   
Peki, Baykal’’ın Kılıçdaroğlu’’na örgütü/üst yönetimi işaret edip ’‘uzlaş gel’’ demesinden sonra yaşanan gelişmeler hangi paralelde.  
Dün kaleme aldığımız Sav-Kılıçdaroğlu uzlaşması için olumlu sinyaller var.  
Ama Yılmaz Ateş/Mehmet Sevigen cephesi halen ’‘İnadına Baykal’’ direnişini sürdürüyor.   
Ankara’’dan İzmir’’den çok sayıda etkin CHP’’li ile konuşuyorum.  
En Baykalcısı bile olayın partiye vereceği zararın farkında. Ama kimilerinde halen ’‘Baykal’’ı koruma refleksi’’ hakim. 
Kılıçdaroğlu’’na da çoğunun itirazı yok.  
Yalnız, ’‘Keşke böyle olağanüstü  bir durumda değil de, olağan bir kongre ile göreve talip olsaydı?’” diyenler var.  
Hatta aynı görüşün sahipleri Kılıçdaroğlu’’nun bu dönem Baykal’’ın yanında ’‘ikinci adam’’ olup, genel seçimin ardından liderliğe oynaması gerektiğini savunuyor.  
Ve Kemal Kılıçdaroğlu’’nun adaylık için nabız tutmayı  bırakıp, ’‘Baykal’’ı geri getiren adam’’  rolüne soyunması gerektiği vurgulanıyor. 
 
İzmir’’deki potansiyel lider adayları cephesinde neler var?  
Aziz Başkan’’a yönelik değerlendirmelerimde yanılmışım. En küçük bir hareketi yok. Liderlik umurunda bile değil. Ya da karda yürüyüp izini belli etmiyor.  
Dr. Hakan Tartan ise kartvizitindeki tüm özellikleri kullanıp, kulislerde yer almaya çalışıyor.  
Ve Ankara’’ya giden İzmirliler’…  
Baykal’’ın evine girdiği, hatta girebilen tek İzmirli olduğu iddia edilen Eski İl Başkanı  Kemal Karataş’’ın ’‘eve girmediği’’, cenaze için çıkan Baykal’’ı, açlık grevi çadırlarında bekleyip, tecrübelerinden yararlanarak ’‘fotoğrafa’’ girdiği kaydediliyor.  
Genel Başkan adayı Hakan Tartan’’ın bile koruma bariyerine takıldığı noktada Karataş’’ın  ’‘eve girmesi’’ zaten çok uzak bir ihtimaldi.  
Konuyu detaylıca araştıran birkaç İzmir milletvekili, Karataş’’ın ’‘eve değil, fotoğraf karesine’’ girdiğini iddia etti. Ben de onların yalancısıyım.