GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
25 Mayıs 2010 Salı

Bir elinde kalem, bir elinde kılıç! Kurultay’’ın İzmircesi’…

Dün, söz verdiğimiz üzere bugün tarihi kurultayın İzmir boyutunu yatıracağız masaya.
İkisi önceki dönemden, 7’’si yeni tam 9 siyasetçi partinin üst yapısında görev aldı İzmir’’den.
Aralarında ’‘Bahriyeli’’ sıfatlı Bülent Baratalı, İzmir’’in MYK Üyesi Mehmet Ali Susam, ilginç çıkışlarıyla gündemde kalan Dr. Canan Arıtman, Baykal’’a yazdığı bir mektupla başlayan süreçte iki dönem İzmir’’i PM’’de temsil eden Prof. Dr. Tülay Özüerman gibi isimler CHP’’nin A Takımı’’ndan çıkarıldı.
Kongre sürecinin en hızlı vekillerinden Selçuk Ayhan ve İzmir’’i üst üste 3 dönem TBMM’’de temsil eden, birçok konuda hızlı ama Kılıçdaroğlu’’na destek konusunda yavaş kalan Ahmet Ersin’’in de PM umudu gerçekleşmedi.
Son gelişmelerden sonra Ersin de Ayhan da hatta yukarıda saydığım dört isim de yeni dönemde olmadıklarını bilecek kadar siyasi tecrübeye sahipti aslında.
Girenler kadar beklenti sahibi olanlar da vardı tabi ki.
Başta il kongresinde ekibinden adaylık izni koparamayan Baykal mağduru, Kılıçdaroğlu’’nun ’‘Halkçı’’ kimliğini, Ecevit Kasketi ile tamamlayan Gaziemir İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy olmak üzere.
İzmir Eski Milletvekili Türkan Miçooğulları, Eski PM Üyesi, Bayraklı Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Hatice Tatlı, Karabağlar Meclis üyeleri A. Kadir Sinan, Uğur Yelekli, Menemen Eski İlçe Başkanı Serpil Ertuğ, İl Genel Meclisi’’nin Eski Grup Başkan Vekili İdris Yücel Özen gibi pek çok isim beklenti sahibiydi.
Ve Baykal’’ın gidişi, Kılıçdaroğlu’’nun gelişi sürecinde oynadığı kritik rolle Türkiye’’nin siyasi iklimini değiştiren Genel Sekreter Önder Sav’’ın listelerin kesin hakimi olacağı biliniyordu.
Yani, kalem Sav’’ın elindeydi. İzmir listeleri için de ekibin 1 numaralı ismi A. Rezzak Erten’’in’…   
Yine beklendiği üzere Sav’’ın elinde sadece kalem yoktu. Bir elinde kalem, bir elinde kılıç, hem yazdı, hem doğradı. Kimi yazdı kimi doğradı?
Kılıçdaroğlu sürecinde kendisini yalnız bırakanları, kilolarına bakmadan istifaya davet edenleri, yaşanacak değişimle CHP’’nin kaostan kurtulup iktidara koşacağını öngöremeyen basiretsizleri, yıllarca karşısında duran ve son süreçte kendisini tasfiye etmek için çabalayan Baykalcıları’…
Mehmet Sevigen, Yılmaz Ateş, Savcı Sayan, Mustafa Özyürek gibi’…
İzmir’’den de bu tanıma Mehmet Ali Susam ve Selçuk Ayhan uyuyordu.  
Susam, MYK üyeliğinin ilk aylarında Sav’’la hareket etmiş ancak sonra Baykal’’ın kılıcını taşıyıp karşısına geçmişti. Ayhan ise yıllarca yanında yer almadığı hatta bir dönem karşısında bile durduğu Baykal’’ın görevlendirmesiyle ekibi tasfiye etmeye çalışmıştı.
Son dönem Baykalcısı iki ismin kaderi bu şekilde birleşirken, Milletvekili Ahmet Ersin’’de İzmir kongresinin kırılma noktası Buca’’da oynadığı rol yüzünden Genel Sekreter Sav’’ın gözünden düşmüştü. Buca’’da ekibin Süne’’nin karşısında duran Ersin’’in bir hafta sonra mecliste elini sıkmayan Sav, Kılıçdaroğlu’’nun adaylık açıklamasına ’‘sonradan’’ destek veren Ersin’’i çizmek için daha güçlü bir gerekçe buluyordu.
Baykal’’ın dönüşü için çırpınırken, Kılıçdaroğlu’’nun adaylığını ’‘ahlaki’’ bulmayan Arıtman’’ın listeden çıkarılması siyaseti az biraz takip edenler için sürpriz bile olmadı.
Baratalı’’ya gelince; Baykal’’dan bile Baykalcı duruşunun kurbanı oldu. Yıllarca önce Eşref Erdem’’le sonra doğrudan Baykal’’la hareket eden Baratalı, Sav ekibiyle hiçbir zaman omuz omuza olmamış, Susam ve Ayhan gibi tam karşılarında da olmamıştı. Hatta son süreçte Sav’’ın İzmir siyasetinden silmeye karar verdiği, Konak adaylığından düşürdüğü Kemal Karataş’’ı Urla’’dan delege yaptırmayarak Sav’’a yakın bir duruş da sergilemişti.
Ama tüm bunlar toplu tasfiye sürecinde işe yaramadı. Belki genel seçimde işe yarayabilir. Baratalı çizilen vekiller arasında yeniden TBMM’’ye gitme konusunda en şanslı olanıdır yine de. Birileri gibi sürekli değişen değil yıllara dayanan ’‘dik’’ duruşu, kartların yeniden karılışında işe yarayabilir.
**
Sav adına İzmir listelerinde etkili olan A.Rezzak Erten de kılıcı kuşanmış, İzmir il kongresi sürecinde yaşadıklarının hesabını soruyordu listeyi hazırlarken.
İzmir’’in siyasi dengesini tersine çevirenleri doğruyor, dengeyi yeniden 24 Şubat tarihine getirmek için o sürecin kahramanlarını ’‘Parti Büyüğü’’ noktasına yükseltiyordu.
Buca İlçe Başkanı Mehmet Süne gibi mesela’…
10 Ocak’’taki Buca kongresi, Sav-Kocaoğlu ittifakı için kırılma noktasıydı ve o kritik günün kahramanı kurultayda PM’’deki yerini aldı.
Bir bakıma da o gün karşısında duran Belediye Başkanı Ercan Tatı, MYK Üyesi Mehmet Ali Susam, Savcı Sayan, Milletvekili Ahmet Ersin, rakibi Hüseyin Yüzer gibi isimlerin parti büyüğü oldu.
Kurultay sürecinin en çok bağıran ismi kuşkusuz Savcı Sayan’’dı. Ne demişti kürsüden Baykal’’a bir önceki kurultayda Sayan?  
’“Senin gözlerine bakınca Deniz’’i görüyorum’”
Baykal’’ın gururunu okşayan, o kurultayın unutulmazı olarak hafızalara kazınan bu söz Sayan’’ı MYK üyeliğine kadar yükselmişti.
Belki de o söz, Sayan’’ın en tepeden en dibe vuruşunun da nedeniydi. Çünkü, Sayan Sav’’ın gözlerine bakınca Kılıçdaroğlu’’nu görememiş, Kılıçdaroğlu’’nun gözüne hiç bakmamıştı.
**
Ben de PM ve YDK listelerindeki İzmirlilerinin gözlerinin içine baktım kurultay salonunda.
En az 6’’sında (A. Rezzak Erten, Rıfat Nalbantoğlu, Mehmet Süne, Semra Tanülkü, Kemal Cengizoğlu, Murat Haluk Öncel) doğrudan Genel Sekreter Önder Sav’’ı gördüm. Diğer üçünde de Sav’’ın görüntüsü vardı ama biraz fluydu sanki.  
Prof. Dr. Hülya Güven ile Eski İl Başkanı Yüksel’’in gözlerinde kesinlikle Kocaoğlu görünüyordu.
**
CHP’’nin İzmir siyasetinde bu sürecin devleştirdiği tek bir isim vardı. A.Rezzak Erten. 8 yıl önce ithal geldiği kentte tutunmakla kalmayıp, kentin tartışmasız siyasi patronu olmayı başardı Erten.
Kim ne derse, ne düşünürse düşünsün, bir ıslıkla 100-200 kişilik toplantı yapabilen ve yerli vekilleri, kendilerini kentin sahibi sananları dize getiren, pek çoğuna ’‘pes’’ dedirten Erten, İzmir siyasetinin yeni ve tartışmasız en güçlü aktörü oldu.
Ve birkaç gün içinde yapılacak MYK seçiminde şanslı tek isim de yine Erten gibi görünüyor, Genel Sekreter Yardımcısı olması da olası.
Kurultay’’da bir kez daha gördüm ki Erten sadece İzmir’’i değil, Türkiye’’nin önemli bölümünü yönetiyor.
**
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’na gelince;
Sav ekibiyle yaşadığının sadece ’‘ittifak’’ olduğunu kurultay salonunda ortaya koydu. Öne çıkmayan, fotoğraflarda yer almayan Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu-Sav ikilisinin uzun süre yanlarına oturduğu İzmir grubunda da yer almadı.
’‘Gavur İzmir burada, Recep Bey nerede’’ sloganıyla salonu inleten İzmirliler Büyük Başkanlarını göremedi. Bu bana göre önemli bir eksiklikti. Birilerinin mütevazi Başkan Kocaoğlu’’na kurultayların siyasette şov yeri olduğunu hatırlatmasında yarar görüyorum.
Ama il kongresi sürecinde olduğu gibi ’‘dik’’ durdu Kocaoğlu. Gürsel Tekin’’in ’‘alternatif liste’’ çağrısına İl Başkanı Bulgun gibi koşa koşa gitmek yerine yerinde durdu.
Ankara’’ya ayak basar basmaz Sav’’la görüşüp Hülya Güven-Alaattin Yüksel talebini iletti. Prof. Oğuz Oyan’’ın PM üyeliği ise Kocaoğlu için ballı kaymak oldu.
Güven’’i PM’’ye sokarak bir bürokratının ilk kez siyaseten önünü açan Aziz Başkan, Piriştina’’nın vefatı sonrası oynadığı kritik rolle altı yıl önce kendini bugün oturduğu koltuğa taşıyan dönemin il başkanı Yüksel’’e de vefasını gösteriyor, siyasi açıdan borcunu ödüyordu.
*
Karabağlar İlçe Sekreteri Semra Tanülkü’’de ise ’‘ekibin’’ dolayısıyla da Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm’’ün etkisi çok büyüktü. Çünkü Kürüm, eczacı eşine önerilen PM teklifine teşekkür etmiş, kadın kotasından Tanülkü’’yü önermişti.
 
Rıfat Nalbantoğlu’’na gelince;
24 Şubat’’ta noktalanan İzmir kongre sürecinde ekibin siyasi namusuydu. Sav ekibinin cebine 450 delege imzası koymasına rağmen Baykal baskısıyla adaylıktan çekilmiş, Ekrem Bulgun’’un gelişini kolaylaştırmıştı.  Adaylıktan çekilerek bugünkü konjonktürde çok daha önemli bir noktada olmayı da kaçırdı Nalbantoğlu aslında.
Çekilmemiş olsaydı Sav ekibi, Baykal’’la ilk kez İzmir’’de meydan muharebesine girecek, büyük ihtimalle de kazanacaktı.
Kocaoğlu ve Sav grubunun adayı olarak güçlü olduğu süreçte Baykal’’ın doğrudan tavrıyla karşılaşan, arkasına baktığında Kocaoğlu’’nu göremeyen Nalbantoğlu, İzmir’’deki son Baykal mağduru olmanın avantajıyla PM’’deki yerini aldı.
Baykal tarafından ters-yüz edilen İzmir’’in siyasi dengesinin 24 Şubat öncesine döndürmeye kararlı olan Sav grubu, o dönemin siyasi namusu Nalbantoğlu’’nu yeniden il başkanı olarak görmek istiyor.
Nalbantoğlu büyük ihtimalle ilk PM toplantısından sonra istifa edip, İzmir örgütünün başına geçecek. Sav, kendisini istifaya davet eden Mustafa Özyürek’’i çizerken, onun öz evladı Nalbantoğlu’’na sahip çıkarak siyasi vefasını da ortaya koymuş oldu.
 
Ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri Kemal Cengizoğlu, Murat Haluk Öncel’…
Bornovalı Cengizoğlu, sanıyorum dördüncü kez aynı göreve seçildi. YDK’’nın gediklisi Çerkez Kemal’’in tek farkı, bu kez en yüksek oyu alarak seçilmesiydi.  
Murat Haluk Öncel ise ekibe olan sadakati, Kurultay salonunda Sav’’la olan fiziki yakınlığıyla bir görev alacağını ilk günden haber veriyordu dosta düşmana.  
PM olmadı YDK oldu. Eski il yöneticisi Öncel’’in de siyaseten önü açıldı.
 
Günün son sorusu’…
PM listeleri genel seçim sürecine etki eder mi? Yani bu isimler milletvekili adayı olur mu?
Tamamı için bir şey söyleyemem. Ama 7 kişilik PM listesinden en az 4 ismin vekil adayı hatta vekil olmasına kesin gözüyle bakıyorum. Erten, Süne, Nalbantoğlu banko. Yüksel ya da Oyan belki’…
Kadın kontenjanından da Güven ve Tanülkü’’nün yolu açılmıştır. Diğerlerini bilemem’…
 
*İzmir’’in belediye başkanları açısından tarihi kurultay’…
Kimlerin siyaseten altı boşaldı, kimler kazançlı çıktı?
 
DEVAM EDECEK’…