GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
28 Mayıs 2013 Salı

Buyurun cenaze namazına…

Başlığa bakınca pek çoğunuz IV. Murat dönemine ilişkin bir menkıbe anlatacağımızı düşünmüş olabilir.
Düşünmüş olanlar ve bilmeyenler için hatırlatma babında bir kuble anlatalım.
 
IV. Murat koyduğu içki/tütün yasağını denetlemek için sık sık tebdili kıyafet dolaşır. Aldığı bir istihbaratı değerlendiren Padişah, bir kahvehanede gizlice tütün içildiği haberi üzerine derviş/müşteri kılığında olay mahalline gider.
Kahvesini söyler ama devamını getirmez.
Durumdan işkillenen kahveci ‘Derviş, tütün almaz mısın?’ diye sorar ama olumsuz yanıt alır.
Kahveci iyice işkillenmiştir. Çünkü mekânına sadece gizlice tütün içmek isteyenler gelmektedir.
Ondan sonraki tahmini diyaloglar şöyledir:
—Baba erenler ismini bağışlar mı?
—Murat.
—Peki, isimde sultanda var mı?
—Var.
İşte o anda kahvecinin beti/benzi atar. Başlar zangır zangır titremeye…
—Öyleyse buyurun cenaze namazına diyerek oracıkta yığılıp kalır.
 
Kolay değildir, koskoca cihan padişahının fermanına karşı gelinmiştir sonuçta. Ve ferman açıktır. Yasağı ihlal edenin kellesi…  
Hikâye odur ki Padişah bu münferit olayda kahvecinin canını bağışlamıştır.
Ve gelelim son günlerin flaş meselesi içki yasağına…
Dumansız hava sahası uygulaması ve alkol kanunun birlikte düşündüğümüzde Başbakan Erdoğan’ın IV. Murat’tan yaklaşık 500 yıl sonra bu alanda yasak getiren isim olduğu söylenebilir. Dumansız hava sahası uygulaması toplumun her kesiminden destek gördü.
Çünkü doğru temellere oturuyordu.
Hatta iddia ediyorum AK Parti’nin yaklaşık 11 yıllık icraatlarını alt alta yazsak, toplumsal kabul sıralamasında Dumansız Hava Sahası tartışmasız ve uzak ara birinci gelecektir.
Peki, alkol yasağında neden kıyamet koparıldı o zaman…
Alkol düzenlemesini pek çok açıdan irdelemek mümkün…
İdeolojik açıdan AK Parti’nin çekirdek kadrosunun kafasındaki planını ya da gizli ajandayı açığa çıkardığını iddia edenler de oldu.
Yasağın Türkiye’yi alkol satışı konusunda dünya standartlarına taşımayı hedeflediğini iddia edenler de… Çünkü başta ABD olmak üzere dünyanın her yerinde alkole ulaşmak bizdeki kadar kolay değil.
Hatta ağırlıklı olarak CHP yasağa karşı ayaklanırken bazı CHP’lilerin de içinde bulunduğu grup yasağın toplumun bilhassa da genç neslin korunması adına doğru bir adım olduğunu savundular.
Yasağın ideolojik içeriğine ilişkin tartışmalara bugün girmeye niyetim yok.
Elbette ki yasağın her türlüsüne karşıyım. Ama beni daha çok rahatsız eden alkollü içki satışına getirilen saat sınırı oldu.  
Yani saat 22.00 sınırı rahatsız etti.
Önceki gün televizyon ekranlarında da söyledim.
22.00 Türkiye’de hipermarketlerin kapanış saatidir.
Ve Türkiye Cumhuriyeti, her çeşit küçük esnafını bitiren, ağırlıklı olarak yabancı sermayeli hipermarketlere karşı bir düzenleyici bir yasa çıkarmaktan bile ne yazık ki aciz kalmıştır.
Hipermarket zincirleri mağazalarını kentin her yerine gelişigüzel serpiştirmiş, devletin anayasal görevi olan ‘esnafı koruma’ görevi kâğıt üzerinde kalmıştır.
İğneden ipliğe hatta AVM kültürüyle birlikte yemek sektörüne kadar 60’a yakın sektöre karşı haksız rekabet yaratan, raflarda daha çok yer alan ithal ürünlerle birlikte yerli sanayi ve çiftçimize karşı da giderek büyüyen bir tehdit olan hipermarket zincirleri anlaşılan o ki değneksiz köyde köteksiz gezmeye devam etmektedir.
Diyeceksiniz ki hipermarketlerle içki yasağının ne ilgisi var?
Bence var. Yukarıda da anlattım. TBMM’den geçen alkollü içki kanununda getirilen sınır saat 22.00…Yani sanki hipermarket lobisi diyor ki; “Biz kepenkleri indirince bakkal da indirsin, büfe de…”
İstedikleri gibi at oynattıkları perakende sektörünün tüm kurallarını belirleyen, bakkal-manav-kasap 60’a yakın küçük esnafı ölüm döşeğine iten hipermarketler, büyük darbe vurarak komaya soktukları bakkal-bayii esnafına son darbeyi de alkol yasağı üzerinden vurmuştur bana göre…
Çünkü iki hafta içinde büyük tartışmalarla hem komisyonlardan hem meclisten geçen düzenlemede saat sınırı son anda önergeyle getiriliyor. Yani saat 22.00 sınırı komisyondaki üyelere bile sürpriz oluyor.
Hipermarketlerle girdiği rekabette küçülen bakkal amca çarkı çevirecek ciroyu onların kapanış saati olan 22.00’den sonra yapmaya başlıyordu. Özellikle de 22.00-24.00 arası…
Ve alkollü içki o saatten sonra esnafı (bakkal-büfe)  kurtaran bir can simidine dönüşüyor. İçkinin kar marjı düşük olsa da müşterinin beraberinde yaptığı alışveriş nefes almalarını sağlıyordu.
Zaten hipermarket baskısı yüzünden gazete, ekmek, sigara dışında bir şey satamayan bakkal-bayii esnafı, hipermarketlerin uyuduğu zaman diliminde içkinin sürüklediği ciroyu da bu düzenleme ile kaybedecek.
Çok sıkı denetim, suçüstü olmadığı takdirde bu yasağın uygulanabilir tarafı yok.
Muhtemelen esnaf da bu yasağa karşı direnecek.
Peki, ya yasak sıkı şekilde uygulanırsa…
IV. Murat’ın fermanını ihlal eden kahveci esnafının dediği gibi…
‘Buyurun cenaze namazına…’ sözü 500 yıl sonra tekerrür edecek.
Öyle 3-5 kişinin cenaze namazından söz etmiyoruz.
Kılınacak olan 100 bini aşkın bakkal-bayii esnafı ve ailelerinin cenaze namazı olacaktır.