GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Mayıs 2013 Pazartesi

Atatürk’ü an(la)ma meselesi…

Bazen konuşmaktan da yazmaktan da yılıp bir süre susmanın en iyisi olduğunu düşünüyorum.
Ama olmuyor işte! Serde gazetecilik var ya… Rahat bırakmıyor, gıdıklıyor. Bildiğim değilse de her şeye rağmen keyif alarak yaptığım tek iş bu. Gazeteci kılığında dolaşanlara inat, gücüm yettiğince, bildiğim doğruların arkasında durmaya devam edeceğim.
*
19 Mayıs’ı kutladık! Başbakansız bir 19 Mayıs’ı… Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı… Bir yanda okul bahçelerine sıkıştırılmış sönük törenler…
Öbür tarafta meydanlardaki ‘zoraki’ çelenk merasimi…
Devlet de var, okul da var, öğrenci de...
Ama halk yok! Milli bayramlar yönetmeliğini bir gece yarısı operasyonuyla değiştirenlerin amacı buysa eğer, başardılar diyebilirim.
*
Ama halk bir şekilde mesajını veriyor.
İstanbul Şişli’de 80 bin kişi Başkan Sarıgül’ün arkasından yürüyor.
Ankara’da Anıtkabir kendiliğinden dolup taşıyor.
Karşıyaka’da neredeyse 5-6 bin kişi Demokrasi Meydanı’nda toplanıyor.
Konak’ta 2-3 bin kişi CHP şemsiyesinin altında yürüyor.
Urla’da neredeyse 5 bin kişi gece geç saatlere kadar kalıyor.
Narlıdere’de, Selçuk’ta, Balçova’da…
Binlerce kişi meydanlara akıyor.
*
Milli Bayramlar ve Günler Yönetmeliği’ni değiştirenlerin amacı bayramları halka açmaksa (eleştiriler karşısında bunu söylüyorlar çünkü) bunu da başardıkları söylenebilir.
19 Mayıs 1919’a sahip çıkan on binlerce İzmirlinin mesajı çok netti. ‘Zoraki, sönük devlet törenleri yerine halk kendi bayramını yarattı’ diyebilirim.
*
Resmi törenlerde beni en çok rahatsız eden unsur çelenk koyma merasimleri oldu.
Resmi adında ‘Atatürk’ü an(la)mak’ diye bir ibare bulunan bayramda devlet adına sadece ‘spor müdürlerinin’ çelenk koyması düşündürücüydü.
Milli Bayramları farklı kesimlere mal etmek için 19 Mayıs’ı gençliğe emanet eden Mustafa Kemal sanki Samsun’a spor olsun diye çıkmıştı.
Yönetmeliğin bu manada gözden geçirilmesi biraz daha revize edilmesi şarttır.
En azından meydanlara inen on binlerin verdiği mesajın özü buydu.
Tabi ki anlayana ve de anlamak isteyene…
*
Can sıkan, göze bakan ikinci mesele yine Atatürk’ü anlama cümlesinde gizliydi.
Devlete göre ‘spor’ bayramı olan ve spor müdürüne zimmetlenen 19 Mayıs kimi CHP’li belediyelere göre de ‘gençlik bayramından’ ibaretti.
Atatürk’ü an(la)ma kısmını dikkate alanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Reyhanlı’daki hain saldırıdan sonra ulusal yas ilan edilmesini bekleyenlere inat ‘Show Must Go On’ prensibiyle ABD’ye uçanlardan beklemese de…
İzmirliler oy verdikleri belediye başkanlarından ‘Reyhanlı hassasiyetini’ bekleyecekti.
Beklemekte de haklıydılar.
Büyükşehir Belediyesi’nin gençliği ‘Pinhanı’ konseriyle coşturduğu gecenin en can alıcı, en renkli etkinliği Bayraklı Belediyesi’ne aitti. Başkan Hasan Karabağ, uyarılara rağmen Bayraklılı gençlere bayram hediyesi vermekte kararlıydı. Çeyrek milyona mal olsa da Hadise Bayraklılı gençlere kurban olsundu.
Getiriyordu da fena mı ediyordu yani…

Tam da bu noktada yoruma ara veriyorum.
Doğan Haber Ajansı’nın abonelerine Yusuf Yavuz imzasıyla ‘Hadise İzmir’de yürek hoplattı’ başlığıyla servise koyduğu habere dikkatinizi çekiyorum: “Mini şortu ile yürek hoplatan güzel sanatçı, erkek hayranlarının çapkın bakışlarından kurtulamadı. Özellikle erkek hayranlarının nefes almadan izlediği güzel sanatçının dans gösterisi de göz doldurdu. Yaklaşık 1 buçuk saat sahnede kalan Hadise, İzmir'de bulunmaktan dolayı mutluluğunu dile getirdi. Gecenin başında atılan havai fişek gösterimi vatandaşları büyüledi. Ayrıca konsere gelenlere bayrak dağıtıldı

Vur, patlasın… Çal, oynasın…

Reyhanlı’da 51 vatandaşımızı kaybettiğimiz saldırıdan sonra yurt genelinde pek çok konser iptal edildi. Başta üniversite şenlikleri olmak üzere yüzlerce konser, eğlence içerikli program… Ama Atatürk ve Atatürkçülük konusunda mangalda kül bırakmayan İzmir’de de bu görüntüler yaşanıyordu. Hadise mini şortuyla yürek hoplatıyordu yani.  
15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edildi.
Ve 19 Mayıs’ta yani 4 gün sonra Atatürk Samsun’a çıktı.
Samsun’a çıkışın İzmir’in işgaliyle doğrudan ilgisi vardı.  
Ama Atatürk’ü An(la)ma bayramının Hadise’nin mini şortuyla ilgisini çok çabaladıysam da bulamadım. Hem de Türkiye’nin 11 Eylül’ü diye tanımlanan Reyhanlı felaketinden günler sonra…
Anlaşılan ve görünen o ki habere göre Hadise’nin çapkın hayranları o ilgiyi hemen kurmuşlar.
Başta MHP İlçe Başkanı Taşkın Işık olmak üzere uyarılara kulak asmayan ve konseri iptal etmemekte direnen Başkan Hasan Karabağ’ı tebrik etmek düşüyor bize de.
Atatürk’ü anlama meselesine getirdiği derin ve orijinal perspektif nedeniyle…
 
 
 
Meraklıları için haberin linki… Tıklayınız!