"Denize sınırımız yok ama balık hali bizim ilçemizde. Yani trafiğini ve pisliğini biz çekiyoruz.
Sebze ve meyve, et entegre tesisleri, cezaevleri bizde.
İzmir'in en büyük mezarlığını da buraya yaptılar.’¶
Başka yatırımlar beklerken, İzmir'in çöpünü de buraya atmak istiyorlar. Oldu olacak genelevi de buraya yapsınlar.
Buca'yı nedendir bilinmez Büyükşehir Belediye Başkanı ve bürokratları sevmiyor. Daha önce de sevmemişler.
Artık Bucalılar yatırım bekliyor. Asfalt, alternatif yollar, sinemalar ve alışveriş merkezleri talep ediyor.
Bize kalkıp çöplük yatırımını layık gördüler. İzmir'in en güzel hava alınacak olan adeta gözdesi konumundaki bir alana bu çöplüğü taşımak, doğaya ve Bucalılar’’a verilecek en büyük cezadır.’”
Doğma büyüme Bucalı olarak, seçmen olarak, gazeteci olarak’…
Bu sözlerin altına imzamı atarım.
Aynı mealde kim bilir böyle kaç yazı yazdım, kaç belediye başkanı ile konuşup yukarıdaki sözleri, kim bilir kaç kez soruya döküp röportaj yaptım?
Ama’…
Yukarıdaki sözler, gözlerimi faltaşı gibi açtı.
’“Nasıl yani?’” dedirtti ve beni delirtti!
Çünkü benim gazeteci olarak, Bucalı olarak, bir seçmen olarak yıllardır ’“yazdığım/söylediğim/talep ettiğim’” bu istekleri, bu eleştirileri; bu kez -ne yazık ki- ’“seçme gafletinde bulunduğumuz’” biri söylüyor: Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı!
Yeni Asır’’daki ’‘çöplük’’ beyanatında ne diyor Başkanımız?
’“Artık Bucalılar yatırım bekliyor. Asfalt, alternatif yollar, sinemalar, alışveriş merkezleri talep ediyor.
’‘Güldürme bizi Başkan’’ filan diyecek; halim de yok, havam da’…
O yüzden bodoslama soracağım.
Biz sizi niye seçtik?
’“Seçmez olaydık, elimiz kırılsaydı da oy vermeseydik’” demek için mi Sayın Ercan Tatı?
Bucalılar yatırım bekliyorsa, kimden bekliyor? Çemişgezek başkanından mı?
Siz ’‘nesi’’ oluyorsunuz Buca’’nın?
Başkanı mı, eniştesi mi?
Seçim kampanyasında, biz seçmenler mi verdik o cafcaflı vaatleri?
’“Bucayı ihya edeceğim’” diye biz mi söyledik?
Seçim kampanyasını yapan siz değil, bilmediğimiz ikiziniz miydi?
Ne yaptınız seçildiğinizden beri, 9 aydır?
Söyleyeyim.
9 ay oldu o koltuğa oturalı, yaptığınız icraat sağla solla kavga etmek, belediyeyi yandaşlarla doldurmak, ’“bir kez’” bile hayırlı bir iş için değil, hep saçma sapan işler/kavgalarla gazetelere/televizyonlara haber olmak!
Dokuz aylık icraatınızın özeti, ’‘seçmen gözünde’’ maalesef bu.
9 ayda doğurduğunuz dertlerden; bu ’‘sıfır’’ çeken karnenizden, ’“oldu olacak genelevi de Buca’’ya taşısınlar’” gibi, ’“ucuz/basit/sakil/avam’” laflarla yırtacağınızı sanıyorsanız, aldanıyorsunuz.
Bucalıyı aldatamıyorsunuz, siz aldanıyorsunuz Sayın Tatı.
80 yaşındaki, ’‘siz daha doğmadan’’ Buca’’da oturan/yaşayan, ’‘size oy versin diye kırık bacağıyla sandığa taşıdığımız’’ annem, Buca’’ya çöp tesisi yapılacağını duyunca, ne dedi biliyor musunuz?
’“B.k içinde badem kadın gibi oturuyoruz. Ha bir eksik, ha bir fazla. Getirsinler döksünler!’”
CHP içindeki dur durak tanımayan hesaplaşmalarınıza, bitmeyen delege oyunlarınıza, akıl almayan ittifaklarınıza/düşmanlıklarınıza, artık Buca’’yı karıştırmayın.
Hesaplarınızı gidin; Buca dışında, nereden tahsil edeceksiniz edin.
Biz sizi ’‘şikayetlerimizi sona erdirin’’ diye seçtik, ’‘şikayetçi olun’’ diye değil.
Ya üzerinize aldığınız, bizim de size verdiğimiz sorumluluğun gereğini yapın.
Ya da’…
İlle de şikayetçi olmak istiyorsanız; size önerim:
’“Bırakın belediye başkanlığını, gelin Egedesonsöz’’de yazar olun.’”
Birlikte yazalım,
Buca’’da ’“yapılmayanı ve de yapamayanı’” birlikte topa tutalım.
Ve son söz’…
Buca’’nın son 11 yılında en büyük talihsizliği, belediye başkanları ile Büyükşehir Belediye Başkanı arasındaki kavgaydı. Hepimiz biliyoruz ki; eski Başkan Cemil Şeboy, son iki görev döneminde; hem merhum Piriştina’’yla, hem de Aziz Kocaoğlu ile kavgalıydı.
Büyükşehir bürokratlarının Buca’’yı neden sevmediği ortada.
Tam 38 yıl sonra CHP’’li başkan geldi, ’“Büyükşehir-Buca uyumu’” sağlandı diye düşünürken’…
Özel kaleminden, ilçe başkanına, MYK üyesinden meclis üyelerine kadar’… Neredeyse ’“gölgesiyle kavga eden’” bir belediye başkanı var şu an Buca’’nın dümeninde.
Buca’’da herkesle kavgalı olduğu yetmiyormuş gibi, şimdi kendisine bir kavga alanı daha açtı. Yeni bir cephe’…
Aziz Kocaoğlu’…
Hem de kendi partisi CHP’’nin belediye başkanı.
Şeboy’’un kavga etmek için en azından ’‘partisel’’ nedeni vardı. Ve de Buca’’ya ’‘kişisel’’ gayretleriyle/çalışkanlığıyla’’ yaptığı pek çok hizmeti’…
Ama Tatı’’nın Kocaoğlu’’na açtığı cephenin anlamı yok. Hem de hiç yok!
Buca’’daki çapsızlığı Kocaoğlu’’na açtığı cephe ile yarmaya çalıştığı görülen Sayın Tatı, açtığı bu yeni savaş cephesinin, Buca’’ya önümüzdeki 5 yılda vereceği zararın farkında mı acaba?
’“Doğru’” cevap almak istiyorsa, bunu her cephedeki ’‘yağdanlıkları’’na değil, hiç değilse ’‘vicdanına’’ sormalı bence.
Ve elbette, ’“Çöplük; İzmir sınırları içinde hangi ilçeye yakışır?’” sorusuna da, tüm İzmirliler cevap aramalı. Samimiyetle’…
Buca’’ya yakışmaz elbet de’…
Kime yakışır ki çöplük?