GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
8 Aralık 2009 Salı

İklimler’… Sonbahardan kara kışa’…

İzmir’’den bindiğimde uçağa, hava muhteşem değildi.
Kış kokuyordu ve gitmemekte ısrarlı sonbaharın, son esintileri vardı.
Buca’’dan Gaziemir’’e ulaşana kadar sürdü o kararsız hava.’¶

İzmir’’den İstanbul’’a beni ’“ahmak ıslatan’” yağmur uğurladı.
İstanbul’’da karşılamayı ise ’“kış’” yaptı’… Bir sürprizle birlikte’…
İstanbul’’a ayak basıp röportaj yerine doğru giderken, Ece Temelkuran’’ın telefonu değiştirdi istikameti.
Röportaj, ’“acil işi’” nedeniyle ertesi güne kalmıştı.
Yönümü, daha arabada, Ece’’den sonra planladığım/randevulaştığım Celal Başlangıç’’a çevirdim dosdoğru. 
O ’“hadi gel’” dedi.
Sonra şahit oldum ki, ben de onun yolunu/yönünü kaydırmışım.
Tüm planlarını, benim erkene aldığım röportaj bozmuş/değiştirtmiş. 
 
Celal’’le röportajı bitirip telefonu açtığımda, bir başka sürpriz daha bekliyordu beni.
Günler öncesinden sözleştiğimiz Uğur Dündar, yarın sabah gerçekleştireceğimiz röportajı, ’“acil toplantılar dizisi’” nedeniyle açığa almıştı. Tıpkı benim dönüşüm, açığa alınmış uçak biletim gibi’…
İzmir’’e ne zaman döneceğim belli olmadığı gibi, Uğur Bey’’le yapmayı planladığım röportajın zamanı da belirsizleşmişti.
 
Celal’’le ’“Kürt açılımını/İzmir’’i’” konuşurken karmaşık olan süreç, aradan iki saat geçtikten sonra; röportajımız bitmiş, sohbetimiz Fikret İlkiz’’in de katılımıyla devam ederken’…
Karışmış kafalara, zamanın yetmediği gündeme; Tokat’’tan ’“7 Mehmet’’in ölümleri’” yerleşti. İçimiz cız etti, kahkahalı sohbetimizin yüzü asıldı.
 
’“Kara iklimi’”ne geçmiştik iki saat içinde.
’“Kara kış’” yerleşmişti Türkiye’’ye artık’…
Kimbilir kaç yol kapanmıştı, kaç yol kapanacaktı kardan, az sonra.
 
Ece Temelkuran’…
Şiir gibi bu İzmirli genç kadınla, şiir gibi kısa, şiir gibi derin bir konuşma/röportaj yaptık. Susam Sokağı’’nda, Susam Cafe’’de, Cihangir’’de.
Ne o sokak Sesame Street’’di, ne de Ece ile ben, Bert and Ernie.
Konuşmalarımız da masal tadında, muppet karakterlerininki gibi olmadı zaten.
İki endişeli İzmirli, iki kadın, iki gazeteci, iki sosyalist nasıl konuşursa’… Öyleydi.
 
O, yeni yılda yapacağı sürprizin hazırlığına doğru koşar adım uzaklaşırken Susam Sokağı’’ndan, ben de uçarak İzmir’’e dönmenin hazırlığına giriştim.
İklim gibi, hızla değişiyordu gündem.
Elimdekilerin gündemi değişmeden yetişmeliydim.
 
’“Ahmak ıslatan’” yağmurun uğurladığı ’‘Paradise Lost-Smyrna’’ya/İzmir’’ime, ’“sulu kar’”ın uğurladığı İstanbul’’dan dönüyorum.
Yine değişmiş, yine zenginleşmiş ve yine içlenmiş olarak’…
Ve gelecek için daha endişeli’…