GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ali SÖZER
YAZARLAR
28 Mart 2012 Çarşamba

Belediye Başkanı mı? Belediye Reisi mi?

İzmir metropolünde başta Büyükşehir, Karşıyaka, Konak, Bayraklı, Karabağlar, Narlıdere belediye başkanları arkadaşımdır. Gaziemir, Buca, Balçova, Güzelbahçe, Bornova, Çiğli belediye başkanlarını da tanırım.

Son çıkan Büyükşehir yasası ile ilçe belediye başkanlarının yetkileri tırpanlanmıştır. İlçe belediye başkanlarına çöp toplama, imar durumu ve ruhsat verme, emlak vergisi toplama, esnaf ve küçük işletmelere açılış ruhsatı verme, sokakların yapımı - bakımı, küçük parklar vs. bırakılmıştır. Diğer bütün hizmetler, büyükşehir yetkisindedir. Onun için ilçe belediye başkanları kendi çaplarında bu alanlarda dönüp durmaktadırlar.

Daha önceki Bayındırlık Bakanı ve şimdiki Çevre Şehircilik Bakanı, ilçe belediyelerinin yetkisinde olan inşaat ruhsatını, kendi bakanlık yetkisine alma konusunda kıvranıp durmaktadırlar. Gerekçe de; vatandaşa verilen inşaat ruhsatlarının uzun zaman almasıdır. Ama ilçe belediyeleri de bu gerekçeyi ortadan kaldıracak önlemi cesurca alamıyorlar. Oysa herşeyin bilgisayarla yapıldığı bu çağda 15 dakikada imar durumu, bir günde inşaat ruhsatı verilebilir. Bu gerekçe de ortadan kalkar.

İzmir cadde, sokak ve meydanlarına iner, teknik gözle bakarsanız; kalite, estetik ve düzen göremezsiniz. Kent ne kadar kaliteli, estetik, düzenli ve temiz olursa olsun; çıkarcılar, yalakalar, hödükler, güdükler ve zübükler bu manzarayı bozar. Bunlar, sanki mahlukat yaratılmadan önce bugünmüş gibi yaşayanlardır.
Silsilelerinin seceresinin sahtesini yapanlardır. Ama herkesçe görülmekte ve çok gedik vermektedirler.

Eğer İzmir tarihini okursanız, 19. yüzyılda İzmir belediyesinin yan aktörlerinin, günümüz 21. yüzyıldaki aynı yan aktörlerin torunları olduğunu görebilirsiniz.

Bütün bu bozgunculara ve kuşatmalara rağmen belediye başkanlığı yerine BELEDİYE REİSLİĞİNİ yeğlerim. Sizce bu kadar belediye başkanından hangisi BELEDİYE REİSİDİR? İzmir’de İhsan Alyanak, Bornova’da Naşit Kılıç örneğinde olduğu gibi...