GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Ocak 2024 Pazartesi

Beklemek, komplo teorileri üretir

Pandemi döneminde aşı karşıtı andavallılar üzerine bir “komplo teorisini kim üretir?” yazısı yazmış idim.

Şu günlerde siyasi arenada yüksek beklenti dönemi de gıcır gıcır komplo teorilerinin üretilmesine yol açıyor.

Geleneksel medya kendini sıfırlamak üzere, TV kanalları boşa kürek çekme yeri, her gece aynı adamlar aynı şeyi söyleyip duruyorlar.

İyi ki Egedesonsöz gibi haber portalleri var da sağlıklı iletişim sağlanabiliyor.Egoist ve işe yaramaz haber portalleri de var sadece komplo teorisine ve kişisel çıkara inanan…

Hannah Höch- Komplo Teorileri… MOMA

Elbette sosyal medya komplo teorilerinin en çok üretildiği, en çok itibar edildiği yer.

Bugün bir iletişim sosyoloğu olarak meseleye yaklaşmak istiyorum. Komplo teorileri popülerdir ve internetin onları körüklediğine şüphe yoktur. 11 Eylül’ün ABD’de istihbarat örgütlerinin içeriden yaptığı bir iş olduğu teorisinden, sürüngen insansıların dünyaya hükmettiği fikrine kadar, komplo teorileri sosyal medyadayaşamaya devam ediyor.

Bu yazıyı yazarken sosyolojide “yetkin” olduklarından zerre kuşku duymadığım bilim insanlarına danıştım. Komplo teorilerinin popülaritesini internete ne ölçüde bağlayabileceğimizi konuştuk.

Cevap elbette çok basit değil.

Komplo teorileri mevcut siyasi bağlamlarda öne çıkıyor ancak uzun bir geçmişe sahipler. Antik Roma’da komplo teorilerinin yaygın olduğuna dair iyi kanıtlar bile var. Yani komplo teorilerinin internet olmadan da gayet iyi geliştiğini biliyoruz.

Düşündüğünüzün aksine, insanların komplo teorilerine inanmaya eskiden beri çok yatkınlarmış. New York Times’ın editörüne yazılan mektupların analizi, 1897 ile 2010 yılları arasında insanlar komplo teorilerini her zaman ilginç ve eğlendirmeye değer bulmuş gördüklerini ortaya koyuyor.

Ancak bazı insanların komplo teorilerini diğerlerinden daha fazla benimsediğine ve komplo teorilerine olan inancın özellikle “psikolojik ihtiyaçları karşılanmayan insanlar” arasında güçlü göründüğüne dair güçlü kanıtlar var. Yani ruh hastaları komplo teorisine daha yatkın. Ve internetin en büyük etkisini, ilk etapta komplo teorileri üretmeye daha yatkın olabilecek bu insanlar için görüyoruz.

Değerli iletişimci bir dostum diyor ki: Komplo teorileri internet üzerinden ayrım gözetmeksizin kişiden kişiye sıçramaz. Bunları herkes okumaz ve kesinlikle herkes tarafından benimsenip paylaşılmaz. Bunun yerine, komplo teorileri zaten kendileriyle aynı fikirde olan topluluklar tarafından paylaşılma eğilimindedir. Örneğin, 11 Eylül’ün içeriden gelen bir iş olduğuna kuvvetle inanan bir kişinin bir internet grubuna katılması ve aynı fikirde olan diğer kişilerle iletişim kurması muhtemeldir. Zaten bu komplo teorisine inanmayan bir kişinin böyle bir gruba katılması veya materyallerini paylaşması pek olası değildir.

Dolayısıyla internet, genel olarak komplo teorilerine olan inancı artırmak yerine, komploya inananlar arasında farklı ve kutuplaşmış çevrimiçi toplulukların teşvik edilmesinde önemli bir rol oynuyor. İnananlar fikirlerini ve “kanıtlarını” diğer inananlarla paylaşırlar ancak komplo teorilerini eleştiren insanlarla paylaşmaya daha az isteklidirler. Yani internetle birlikte komplo grupları daha homojen hale geliyor ve inançları zamanla daha da güçleniyor.

Bu iletişim tarzı, bilginin yalnızca insanların zaten düşündüklerini pekiştirmesi durumunda tüketildiği ve paylaşıldığı “yankı odaları” yaratır. Bu tür kapalı iletişimlerde komplo teorilerine olan inanç daha da güçlenebilir ve inanmayanların fikirlerinden daha da kopabilir.

2015 yılında yapılan bir araştırma, bir komplo teorisine inananların tamamen yeni, ilgisiz ve uydurma komplo teorilerini paylaşma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermişti. Daha geleneksel komplo teorilerine inanan kullanıcıların, “sonsuz enerjinin keşfedildiği fikri” gibi yeni, açıkça yanlış ve kolayca doğrulanabilir komplo teorilerini paylaşma olasılıkları daha yüksekti. Çalışma, komplo interneti kullanıcılarının eleştirmeden dağıttıklarını ve hatta kasıtlı olarak yanlış, son derece mantıksız materyalleri bile onayladıklarını gösterdi.

Bu komplo teorisyenleri bazen çok alçaklaşırlar.

Mesela siyanürle altın çıkarmanın hiç de zararlı olmadığını iddia ederler.

Mesela iklim değişikliğinin, iklim bilimcileri tarafından daha fazla araştırma fonu sağlamak için yaratılmış bir aldatmaca olduğunu öne sürerler.

İklim değişikliğinin bir aldatmaca olmadığına dair çok sayıda kanıt olmasına rağmen, bu komplo teorileri insanları karbon ayak izlerini azaltmak için harekete geçmekten caydırır. 

Evet tekrar edelim: Bazı komplo teorileri tehlikelidir. Aşıların zararlı olduğunu ve zararlarının da büyük olduğunu öne süren aşı karşıtı komplo teorileri gibi siyasi süreçleri uzatmak da tehlikelidir ve en çok da uzatanlara zarar verir.