GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
6 Ocak 2024 Cumartesi

Görünümünü değiştiren tek canlı: İnsan

Günümüzde “hızlı moda”- “yavaş moda” ikilemi tartışılıyor hemen her yerde…

Peki “giyim kuşam” nasıl başladı?

Değerli kardeşim Övün Selim Martin’in “Giyim Kuşam ve Çıplaklık” isimli kitabı bu soruya uzun cevaplar getirmiş. (Sakin Kitap) Bugün bu kitabı tanıtmak istiyorum:

Martin’in kitabının giriş cümlelerinden alalım: Kültürün oluşmasındaki ilk süreç; insanın etkisiz ve alıcı konumda olduğu bir zaman dilimidir. İklim ve ona bağlı coğrafya içerisinde, temel ihtiyaçları gidermek adına doğayla bir ilişki kurulduğunda, edinilen bilgilerin tümü kültürün yaratılmasında birinci aşama olarak karşımıza çıkar. İkinci aşamada ise insan etkisiz ve alıcı konumundan çıkarak üretmeye başlar; yani yaşadığı çevreye etkin ve aktif bir güç olarak katılır. Bu etkin tutumla doğaya verilen her tür karşılık, zamanla birikerek toplumsal bir yapıya evrilir, nesilden nesle aktarılarak büyük bir mirasa dönüşür.

Arkeoloji bir bilim dalı olarak her zaman bu mirasın peşinde olmuştur.İnsanın bıraktığı tüm maddi ve manevi kültür kalıntılarını araştırmak, bu bilimi bir daldan kocaman bir ağaca dönüştürmüştür. İnsan türleri, aletler, beslenme, barınma, üreme-çoğalma, giyinme-kuşanma-süslenme, savaşlar,ölüm, yerleşimler, köyler-kasabalar-kentler, devletler-krallıklar-imparatorluklar, ritüeller-törenler-inançlar, değiş tokuş, ticaret, para gibi akla bir çırpıda gelebilecek başlıkların yanında daha nice önemli yenilik, değişim ve gelişim; birkaç yüzyıldır devamlı olarak Arkeoloji, Prehistorya, Protohistorya, EskiçağAraştırmaları, Antropoloji, Sümeroloji, Hititoloji, Mısır Bilimi, Nümizmatik, Dil Bilimi, Teoloji gibi onlarca farklı bilimin uzmanlarınca araştırılmaktadır.

Giyim-kuşam ve aksesuarlar, insanın doğaya ve çevresine verdiği tepkilerinbelki de en ilginç örneklerinden birisi olarak, bu araştırma tarihi içerisinde kendisine oldukça önemli bir yer edinmiştir. Doğadaki canlılardan çok azı görünümünü değiştirme çabası içindedir ve sadece insan, bunu yapabilmek için bir şeyler üretmeyi başarabilmiştir. Bu üretimin sonucunda, başlangıçtabir olgu olarak kendini gösteren giyim, zamanla bir kültüre dönüşecek ve insan topluluklarının kendilerini diğer insanlardan ayırmasının en belirgin yollarından birini oluşturacaktır.

Bugün giyim kuşam farklılıkları, sadece çeşitli coğrafi, ırksal, dinsel ve kültürel ayrımlarda kendinigöstermez; aynı yerde yaşayan, dil, din, ırk ve kültür ortaklığı olan toplumlarda dahi ekonomi,yaş, cinsiyet, beğeni ve estetik kaygılar gibi çok çeşitli nedenlerle farklı giyim uygulamaları görülmektedir. Sadece bu durum bile, kıyafet ve aksesuarların, insanın kendini bireysel olarak ifade etmesinden, bir topluluk oluşturmadaki role kadar, insan yaşamında ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Yazar Martin kitabın yazılış problematiğini ise şöyle anlatmış:

Elinizdeki kitap bu önemin bilinciyle, Tarihöncesi çağlarda giyinme olgusunun kökenini, kıyafet ve aksesuarların ilk üretim süreçlerini, giyim kuşam alışkanlıklarını belirleyen faktörleri ve üretimde kullanılan hammaddeler ile araçları tespit etmeye yönelik yapılan bilimsel çalışmaların bir derlemesi olarak hazırlanmıştır. Bununla birlikte kitapta, çıplaklık kavramının, Tarihöncesinin göçebe, yarı yerleşik ve tam yerleşik topluluklarında, doğal bir yaşayış ve ifade biçimi olduğu, arkeolojik veriler ışığında gösterilmeye çalışılmıştır.

Kitapta ayrıca, belirli bir coğrafyada yaşayan insanların, iklim ve ona bağlı çevre içerisindeki koşulları ve kaynakları doğru yöneterek, tüm dünyayı nasıl etkilediği, insanların yaşam biçimini birden fazla çağda, çok kere nasıl değiştirdiği, giyim kuşam ve çıplaklık olgusu üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır.

Bu konuda bir kitap hazırlama fikri, yüksek lisans eğitimimin sonunda “Mitolojik Tasvirlerde Tekstil ve Giyim Kuşam” başlıklı bir tez hazırlarken ortaya çıkmıştı. Arkeolojik verilerde karşıma çıkan tekstil üretiminin, geçmiş toplumların yaşayışından sanatına, mitolojisinden inanç sistemine kadar hemen her alanda ne kadar etkisi olduğunu gördüğümde, tezin kapsamını giyinme olgusu, ilkel toplumlarda giyim, dokuma teknolojisinin ortaya çıkışı gibi tarihöncesi araştırmaları içine alacak şekilde genişletme ihtiyacı hissetmiştim. Araştırma sürecinde karşılaştığım en belirgin zorluklardanbir tanesi, ülkemizdeki kazı ve araştırmaların sonucunda tekstil üzerine çok az verinin yayınlanmış olması ve bu alanda Türkçe kaynak yetersizliğiydi.

Tezin bitiminde, başlangıcından Helenistik Dönemin sonuna değin, Yakındoğu coğrafyasında giyim kuşam ve aksesuarları; yerleşim, teknolojik, coğrafi, kültürel, siyasi, mitolojik ve dini başlıklar altında kategorize edip karşılaştıran bir çalışma ortaya çıkınca, Türkçe’de böyle bir alana eğilen yayın olmadığını daha net anlamış oldum.

Tez çalışmasından bu yana geçen on iki yılı aşkın süreçte, yürüttüğüm/desteklediğim Üslup Tarihi, Giyim Tarihi, Tekstil Arkeolojisi gibi derslerin programlarını hazırlarken, yeni Türkçe yayın sayısının çok az olduğunu ve önceki bilimsel yayınların güncelliğini ne yazık ki yavaş yavaş yitirdiğini üzülerek gözlemledim.

Pandemi nedeniyle evlere kapandığımız o uzun dönemin sonunda, sevgili meslektaşlarım Mert Hüseyin Doğan ve Serhat Sevik’in yoğun ısrarları ile giyim kültürü üzerine bir kitap hazırlama fikri tekrar gündeme geldi. Aynı ısrara sevgili yayıncımız Çağrı Öner de katılınca, geçmiş toplumlarının giyim kültürünü kitaplaştırmaya karar verdik. Ancak eldeki arkeolojik verilermevcut kılık kıyafet ve aksesuarların yanında, en az onlar kadar belirgin bir çıplaklık olgusunu da ortaya koyuyordu. Böylece insanın en doğal giysisi olan bedeni de bu kitaba dahil oldu.

Kitap yayına hazırlanırken, Tarihöncesi çağların giyim kuşam ve aksesuarları ile Antik Çağ giyim kültürünün ayrı ayrı değerlendirilmesi, iki farklı kitapta toplanması gündeme geldi. Böylece, hem kronolojik, coğrafi ve konusal bir bütünlük sağlamanın hem de günümüz koşulları dikkate alındığında, arkeoloji öğrencileri ve meraklılarına bu kitapları daha uygun şartlardaulaştırmanın mümkün olacağını düşündük.

***

Martin’in teşekkür bölümünü aynen aktarıyorum:

“Giyim Kuşam Ve Çıplaklık: Tarihöncesi Çağlarda Yakındoğu’da Giyim Kültürü” kitabı için en çok teşekkürü, bu topraklarda en az iki yüzyıldır her türlü zorluğa rağmen büyük bir özveri ve heyecanla bilimsel kazı ve araştırmalar yapan başta Arkeologlar olmak üzere çeşitli alanlarda uzman bilim insanları hakediyor.

Bu kitap bu bilim insanlarının bilgileri ve emekleri sayesinde yazılmıştır. Ayrıca kişisel olarak da birkaç teşekkür eklemek isterim. Israrları nedeniyle Mert ve Serhat’a, “hocam çıplaklığı basalım hemen” diyen Çağrı ve Sakin Kitap ailesine, yazım süresince her türlü davranışı hoş gören sevgili annelerimiz Süreyya Martin ve Zeynep Özbayar’a, gördüğü eser resimlerine “babacım bunlar hazine mi” diye sorup duran neşe kaynağı oğlumuz Yamaç Andre Martin’e, bir yandan işte çalışıp diğer yandan çocuğumuz ile ilgilenirken aynı zamanda da kitabın yazım dilinde bana yardım eden sevgili eşim Deniz Martin’e ve Neolitik Devrim’den bu yana bu topraklarda yaşamış tüm devrimcilere içten teşekkürlerimi sunarım.