GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
17 Aralık 2023 Pazar

İzmir Radyosu'nun unutulmaz günleri….

Lise yıllarımızda meraklı birkaç arkadaş Kültürpark’a 9 Eylül kapısından girmiş ve Manolya Gazinosunun arkasındaki TRT İzmir Radyosunun “stüdyolarına” ulaşmıştık. Fuar zamanı olmalı. Tam bir gecekondu idi o zamanlar Kültürpark’taki radyo. Daha sonra şimdi yıkılan İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Basın Apartmanı’na taşındı İzmir Radyosu, gazetecilik mektebinde staj yaparken o binada da 3 ay geçirdim… Ne anılar canlandı gözümde bir kitabı karıştırırken…

Önceki hafta da yazmıştım, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet’in 100. Yılında yayın dünyasına İzmirli bir yayınevi kazandırdı. Belediye şirketi olan İZELMAN bünyesinde kurulan İzBB Yayınları peş-peşe kitaplar yayınlamaya başladı ve bugün çok değerli bulduğum ve anıları canlandıran bir kitaptan söz etmek istiyorum size: İzmir Radyosu: 1961-1962 Bir Radyo Programının Öyküsü: Bilgi Dünyası / Dr. Nail Türkoğlu…

Kitabın yazarı Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu önemli bir işe imza atmış. Döneminde İzmir’in çok önemli bir iletişim aracı olan İzmir Radyosu’nun çok güzel yıllarından harika bir öykü anlatmış. İzmir Radyosu’nda Şubat 1961’de Konuşma programı saati içinde başlayan “Bilgi Dünyası” programı, 26 Temmuz 1962 tarihine kadar her Perşembe 10 ya da 15 dakika olmak üzere yayınlanmış.

Prof. Nurçay Türkoğlu’ndan “dinleyelim” hikâyeyi… Radyo dediğin şey dinlenir malum.

[Bu kitabın hikâyesi, kütüphanemin kapalı gözlerinde duran tozlu dosyaları karıştırmaya vakit bulduğum bir yaz günü başladı. Dolapta eski dergi ve gazetelerin yanı sıra, unutulmuş bir sarı dosyanın içinde, “Sayın Dinleyiciler” diye başlayan sayfa öbekleri vardı. Tarihleri düzenli olarak takip eden bu sayfalar konuşma dilinde yazılmıştı.

Dr. Nail Türkoğlu tarafından Şubat 1961- Temmuz 1962 tarihleri arasında İzmir Radyosu’nda haftada bir sunulan Bilgi Dünyası adlı radyo programının konuşma metinleriydi bunlar. Pelür kâğıtlara daktiloyla özenle yazılmış ama yıpranmış, yırtılıp yok olmaya yüz tutmuş bu yazıların, özellikle radyo tarihi üzerine çalışan, medya arkeolojisine meraklı okur-yazarın ilgisini çekeceğini düşündüm.

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) öncesi İzmir Radyosu’yla ilgili yazılı kaynakların yetersizliğiyle karşılaşınca, bu alandaki boşluğa bir parça katkıda bulunmayı kendimce gönüllü bir sorumluluk olarak gördüm. İzmir’in 1960’lı yılların başındaki gündelik yaşamını tahayyül etmeme yardımcı olacağına inandığım çeşitli yan kaynaklardan yararlanarak, kişisel bir arşivi, uygun bir zemine özetleyerek yerleştirmeye çalıştım. Seslerini duyamadığımız bir ortamla ilgili bu incelemenin, toplumsal belleği canlandırmasını umuyorum.

İzmir Radyosu’nun TRT öncesi programları nasıldı? Radyo ve İzmir nasıl bir ilişki içindeydi? Dr. Nail Türkoğlu’nun İzmir Radyosu’na program önerisi verme ve gerçekleştirme süreci nasıl, kimlerin desteğiyle başlamış ve iki yıla yakın devam etmişti? Bu ve benzeri soruların en azından bazılarına yanıt bulmaya çalışacağım. Bunun kolay olmayacağını biliyorum.]

Kendisine haksızlık etmesin Nurçay Türkoğlu birçok soruya cevap vermiş.

Ve değerli yazar teşekkür bölümünde kimseyi unutmamaya çalışmış. Bu zamanda böyle kadirşinaslık zor görülür: [Destekleriyle beni yüreklendiren değerli dostlarım, iletişim profesörü ve radyo programcısı Özden Cankaya’ya, İzmir kent kültürüyle ilgili bana yol gösteren iletişim profesörü Konca Yumlu’ya, her daim sevgili hocam Tuğrul Eryılmaz’a ve Metin Celâl’e çok teşekkür ederim. İzmir Radyosu’nun 1960’lı yıllarıyla ilgili anılarını, deneyimlerini benimle paylaşan, yorumlarından, değerlendirmelerinden yararlandığım Tekin Özertem, Meral Odabaşoğlu, Neşe Bilginer, Bilgehan Oğuz, Misket Dikmen, Nazım Bülent Özerdem, Ali Kocatepe, Deniz Barçın, Dr. Cahide Aydın ve Şehnaz (Mirkelamoğlu) Arın’a ve destekleri için Recai Oktan’a teşekkür ederim.

Facebook gruplarında eski öğretmenlerini unutmayan, anma sözlerinden bazı örnekleri anonim olarak paylaştığım, 1960’lı yıllarda İzmir Radyosu’nun çocuk saatine, radyo temsillerine, müzik korolarına katılanların sosyal medyada kültürel devamlılığı sağladıklarını görmek benim için heyecan ve mutluluk vericiydi.

Yazılarıyla “Primum non nocere” (Önce zarar verme) ilkesini hatırlatan, 1953 İstanbul Tıp Fakültesi mezunlarından sevgili Dr. Mürüvvet Türkili’ye ve onunla konuşmamı sağlayan kızı Mine Türkili’ye minnettarım. Kitap yazım sürecinde takıldığım konularda sevgili kuzenim, araştırmacı yazar Dr. Fuat Kıvran ve sevgili Fransızca öğretmenim Çağrı Kor bana çok yardımcı oldular.

Gazete ve dergi gibi süreli yayınlar için önemli arşivleri koruma işlevini sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi ve İzmir Milli Kütüphane’nin özverili çalışanlarına ve Gökay Akgün’e teşekkür ederim. ]

Bu kitabın ana mevzuu olan “Bilgi Dünyası” programına yeniden döneceğim ama yazarın güzel kentimizle ilgili şu saptamasını da paylaşmasam olmaz:

Çekim Merkezi / Yaşam Ortamı İzmir, Ege bölgesinde çekim merkezi olmakla birlikte, radyo programcılarının ve sanatçılarının hayat hikâyelerinden gördüğümüz gibi iç ve dış göç hareketliliğinin yaygın olduğu bir kenttir. 1960 yılı verilerine göre İzmir’deki nüfusun yaklaşık yüzde 53’ü İzmir dışı il ve ilçelerde doğmuştur. Bu oranda, 1950’li yıllardan başlayarak İzmirli Yahudi ve Rumların kenti terk etmeleri, öte yandan Bulgaristan ve Yugoslavya’dan göçmenlerin İzmir’e yerleşmelerinin de büyük bir payı vardır. İzmir doğumlu olmayanların çoğunluğu çevre il ve ilçelerden olmakla birlikte İstanbul ve Ankara doğumlular da İzmir’de kent merkezinde yaşamaktadırlar (Gedikler, 2006:29-35). İzmir tarihi boyunca hem diğer kentlere hem dünyaya açık bir kent olmuştur. Aile, eğitim ve mesleki yaşam süreçlerinde başta İstanbul olmak üzere, yurt içi ve yurt dışı hareketlilik sürekli yaşanmaktadır.

Teşekkürler ve tebrikler Prof. Nurçay Türkoğlu…