GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Eylül 2011 Salı

Baltayı granite vurmak!

Beceriksiz belediyeye başkanları için hem muhaliflerinin hem de gazetecilerin sıklıkla başvurduğu bir eleştirinin adıdır kaldırım belediyeciliği.
Dişe dokunur iş yapmak, proje üretmek yerine ‘kaldırımları’ yenilemekten öte iş yapmayanlar için kullanılır. Ve bu yönüyle ‘kaldırım belediyeciliği’ beceriksizliğin, iş bilmezliğin, tembelliğin diğer adıdır.
Ama ne yazık ki pek çok belediye başkanı ‘kaldırım belediyeciliği’ yapmaktan öte gitmez, gidemez güzel ülkemde. Daha birkaç yıl kimi zaman birkaç ay önce döşenmiş kaldırımların bile yenilendiği çok görülür. Vatandaşın parası ‘çar-çur’ edilir, çoğunlukla partili birkaç müteahhidin kasası doldurulur.
Aslında kaldırım önemlidir.
Estetik, rahat ve konforlu olmalıdır.
Bir kente dair fikir edinmenin kaç yolu varsa, kaldırımlar ilk üçe girer. Çünkü kim olursa olsun o kentin kaldırımlarına ayak basacaktır önce.
Paris’in asırlık kaldırımlarında aynı kaldırımı Napolyon’un da kullandığı hissiyle yürümüştüm.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İstanbul’a başkan olduğunda yaptığı ilk iş kaldırımların kenarlarındaki bordür taşlarını ‘sarıya’ boyamaktı. Tüm İstanbul’un bordürleri birkaç ayda sarıya boyandı. Kente yeni bir yönetimin/anlayışın geldiğinin göstergesiydi sarı renkli bordür taşları. Tabi ki Erdoğan, kaldırımları boyamaktan öte işler yaptığı için de bugünkü konumuna kadar yükseldi. Neden kaldırımsal bir girizgâh yaptığımıza gelince; Malumunuz İzmir’de İnönü Caddesi’ne döşenen kaldırımlara ilişkin yoğun/alevli bir tartışma yaşanıyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Kenan Çakar ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında…
AK Partili Çakar’ın iddiası önce internete düştü. Kaldırımların çok pahalı olduğunu savunan Çakar, dilinin altındaki baklayı çıkardı. İnönü Caddesi’ne döşenen kaldırımlardaki granitin temininde Kocaoğlu’nun oğlu ‘Ulaş’ın’ da adı geçiyor’ dedi.
Bir anda ortalık karıştı.
İzmir’in ‘dürüst’ sıfatlı başkanı Kocaoğlu’nun oğlu Ulaş’ın belediyenin yaptığı granit kaldırım işine adı karışıyordu. Ve iddiayı ortaya atan da sıradan biri değildi. İktidar Partisi’nin Büyükşehir Meclis Grup Başkan Vekiliydi.
Kocaoğlu ‘temelsiz’ iddiayı jet hızıyla yalanladı.
Ve ‘ağır’ konuştu.
Çünkü İzmir’in ‘Dürüst Başkanı’ Aziz Kocaoğlu’na yönelik gelmiş geçmiş en büyük iddianın sahibiydi Çakar. Belediye üzerinden Başkan’ın oğlunun kişisel menfaat sağladığını iddia ediyordu çünkü.
Dahası böyle iddia edildiğini savunup, bu iddianın araştırılması gerektiğini savunuyordu.
Aslında hem topu taca atıyor hem de gol attığını düşünüyordu. Siyaset ciddi bir iştir. Siyasetçi ise öncelikle ‘ağzından çıkanı kulağı duyması’ gereken kişidir.
Aksi halde ‘baltayı taşa vurur’ 
Çakar’ın başına gelen de budur. Baltayı granite vurmuştur. Çakar’a göre bu iddianın sahibi kendisi değil. O kamuoyunda (sokakta) duyduğu iddiayı, (bana göre dedikoduyu) gündeme getirip, ‘Bu iddia araştırılsın’ demiş.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 7,5 yıllık görev süresinde hiç bu kadar ağır bir ithamla karşı karşıya kalmamıştı. Yani kimse Kocaoğlu’nu oğluna belediyeden maddi menfaat temin etmekle itham etmemiş dahası etmeye cesaret bile edememişti. Dürüst başkan sıfatlı biri için bu iddianın ispatı siyasi intiharla eşdeğerdi çünkü.
Sanıyorum Çakar, iddiasının ne kadar büyük olduğunu ve ne anlama geldiğini algılayamadı. Sokakta duyduğu bir dedikoduyu kamuoyuna taşımakta da bunun için beis görmedi.
Sonra topu taca atıp kaldırımların maliyetine dikkat çekmeye çalıştı.  ‘Kaldırımlar çok pahalıya mal oluyor. İzmir’in parası çar-çur ediliyor’ gibi ifadelerle ispatlamakta zorlandığı büyük iddiasından kurtulmaya çalışan Çakar bugün basın toplantısı düzenledi.
Bizler Çakar’ın iddiasını ‘belgelerle’ ispat edeceğini düşünürken, o yine ‘maliyet’ muhabbeti yaparak günü kurtarmaya çalıştı. Kocaoğlu’na ilişkin tarihin en büyük iddiasını biz Çakar’ın ağzından duyduk. O ise iddianın kendisine ait olmadığını savunmaya devam ediyor. Şimdi soruyorum. İnönü Caddesi’ne döşenen granitlerin Kocaoğlu’nun büyük oğlu Ulaş’ın şirketinden alındığı iddiasını İzmir kimden duydu?
Yanıt: AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar’dan…
Soru: Çakar bu iddiasını ispat edebildi mi?
Yanıt: Hayır, ‘Ben Başkan’ın oğlu var demedim, sadece böyle iddialar var, araştırılsın dedim’ diyerek soruyu/konuyu savuşturdu. AK Partili Çakar’ın bu iddiayı nerden/kimden duyduğunu bilemem. Kimden duyduğunu açıklamadığı sürece bu iddianın sahibi bana göre Kenan Çakar’dır. Çünkü İzmir bu iddiayı Çakar’dan duydu.
Ve de Çakar, büyük iddiasını ispat edememiştir. Başkan’ın oğluna attığı çamur ise öylece durmaktadır. Ama bu çamurun izi kalmaz. Çünkü tanıdığım Kocaoğlu, bu işin peşini bırakmaz. Baltayı taşa değil en sert kayalardan biri olan granite vuran Çakar, siyaseten büyük iddiasının altında ezilir.
Çünkü Kocaoğlu’nun kendisinin ya da oğlunun belediyeden maddi menfaat temin ettiği iddiasına İzmir’de kimseyi inandıramaz Çakar. Partililerini bile inandıramaz.  
Sanıyorum aynı zamanda Grup Başkanı sıfatı da taşıyan İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ı da inandıramamış olacak ki, il başkanlığındaki basın toplantısında ne Akay ne de bir il yöneticisi vardı. Gaziemir, Bayraklı ve Çiğli’den bir meclis üyesi ile birlikte düzenlenen basın toplantısında savunulan tek şey kaldırımların ne denli pahalı olduğuydu.
İnönü Caddesi’ndeki kaldırım meselesini tüm bu iddialardan önce konuşmuştuk Başkan Kocaoğlu ile… ‘İftardan sahura’ başlıklı yazı dizimin içinde buna ilişkin ibareler bulacaksınız. İnönü Caddesi’ne döşenen kaldırımların ‘evladiyelik’ olduğuna dikkat çeken ve en az 100–200 yıl gider’ diye övünen Başkan, normal kaldırımların 5-10 katı maliyetine yapılan işçiliğin metro sürecinde üzdüğü cadde halkına/esnafına bir nevi ‘teşekkür’ anlamına geldiğini söylüyordu. Ve devam ediyordu Kocaoğlu: “İzmir’in prestij noktalarına bu taşları döşeyeceğiz. Hatta hakiki Bergama Graniti olan bu taşın fabrikasını kurmayı düşünüyoruz”
*
Yusuf Kenan Çakar bu konuda ne diyor;
“Efendim bu taşlar çok pahalı… Metrekaresi 100 lirayı geçiyor. Neden 20 liralık kaldırımlar varken bu kadar maliyetli iş yapılıyor. Bu para İzmirlinin cebinden çıkıyor. Vs… Vs…’ Kocaoğlu’nun İnönü -Hatay Caddesi’nden ‘özür’ mahiyetinde düşündüğü en az 100–200 yıl dayanacak evladiyelik bir iş’ diye övünmesine mi hak verirsiniz yoksa ’20 liralık kaldırım yap’ diyen muhalefete mi?
20 liralık kaldırımları biliyoruz. Kaldırım belediyeciliği yapanların her 3-5 yılda bir değiştirdiği, birkaç müteahhidin cebini doldurduğu türden işler. Başkanın oğlunu bu işin içine soktuğu yetmiyormuş gibi evladiyelik bir işçilik yapan Kocaoğlu’na ‘kaldırım belediyeciliği yap’ önerisi getiren Çakar’ı bir kez daha düşünmeye davet etmek durumundayım.
Tabi ki İzmirlinin parası çar-çur edilmesin. Tabi ki hem estetik hem ekonomik işçilik yapılsın. Ama kaldırım belediyeciliği de yapılmasın. Kaldırımlar yap-boz tahtası olmaktan, beceriksiz başkanların müteahhitleri zengin ettiği mecralar olmaktan kurtarılsın.
Şimdi soruyorum. Asırlık granit kaldırım yaparak 10 kat maliyeti göze alan Kocaoğlu mu haklı yoksa 20 liralık kaldırım önerisinin sahibi Çakar mı? Takdir sizlerin…