GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Eylül 2011 Pazartesi

O komutan!

Baykal’ın elçiliğini yaparak Kocaoğlu’nun sözlerine açıklama yapan Kemal Karataş’ta takılıp kaldık.
Araya bayram girdi, tatil girdi. Aslında yazılacak, çizilecek çok şey vardı.
Başkan Kocaoğlu ile görüşmemizden öne çıkacak onlarca başlık vardı.
Her şeyden önce ondaki kararlılık…
Grup toplantısında ‘aday değilim’ diyen başkandan eser yoktu masada.
Yaşadığı onca şeyden sonra ‘titremiş ve kendine gelmiş’ bir başkan vardı onun yerine.
Sık sık eskiye yönelik göndermelerime karşın, ‘Ben hala öyleyim/aynıyım aslında’ diye itirazlar eden, İzmir’i kaybetmeyi/kaybettirmeyi değil kazanmayı/kazandırmayı arzulayan bir başkan…
Bazı konularda hala aynı noktadaydı.
Nuh diyor peygamber demiyordu.
Örneğin Kordon meselesi…
Kentin en az saat kulesi, asansörü, agorası kadar simgesi kabul edilen Brinci Kordon esnafıyla yaşadığı 70 santimlik güneşlik mevzuu.
‘Yaptırmam’ diye ayak diretti tüm itirazlarıma…
Ama ile başlayan tüm ‘çözüm önerilerimi’ kulak arkası edip, ‘Ne dediysem o’ noktasında takılıp kaldı.
Süreç içinde yaşananlardan, söylenenlerden çok etkilendiği belliydi.
Olay Büyükşehir Belediyesi ile Kordon arasındaki sorundan çıkıp Kordon esnafı ile Kocaoğlu arasındaki bir kişisel soruna dönüşmüş gibiydi.
‘Ben onları beş yıl dinledim, artık dinlemiyorum’ diyecek kadar hem de.
Ne Tacettin Bayır’ın projesi ne de başkası…
Kordon meselesi en azından belirli bir süre daha çözümsüz kalacak gibi görünüyor.
*
Mesela başka bir ilginç not daha…
Hem de çok ilginç.
Son dönemde internete düşen/düşürülen ses kayıtlarıyla gündeme oturan, YAŞ sürecinde görevden istifa tavrıyla da dikkat çeken Genel Kurmay Eski Başkanı Işık Koşaner ile ilgili.
(İnternete düşen ses kayıtlarında Koşaner’in TSK’ya yönelik özeleştirilerine aynen katılıyor, hassasiyetinden ötürü de kutluyorum. Tabi ki Türkiye gibi bir ülkenin genelkurmay başkanının dinlenmesini (yabancı ya da yerli mihraklar tarafından) kamuoyunun takdirine bırakıyorum)
Yaşanan küçük aksaklıklarla gündeme gelse de kent içi ulaşıma nefes aldıran Aliağa-Menderes Projesi’nde en büyük emeğin Işık Koşener ait olduğunu biliyor muydunuz?
Başkan Kocaoğlu anlatana kadar ben de bilmiyordum doğrusu.
Dönemin Ege Ordu Komutanı Işık Koşaner, kentin sorunlarına da duyarlı bir kişilikmiş. Başkan Kocaoğlu’nun Piriştina’nın yerine yeni seçildiği ve beklemediği bu göreve adapte olmaya çalıştığı dönemde kucağında bulduğu dev proje Arap saçına döner.
Mesela 1999’da TCDD ile imzalanan sözleşme iptal noktasına gelmiş. Piriştina’nın hazırladığı projenin pek çok noktası iptal edilir.
Dev projeye yeniden hayat vermeye çalışan ancak hükümetle diyalog konusunda zorlanan Kocaoğlu’nun imdadına da o komutan yetişir.
Kocaoğlu’ndan bilgi alan Ege Ordu Komutanı Koşaner, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ten yardım ister.
Dahası Özkök üzerinden Başbakan Erdoğan’dan…
Kocaoğlu’na göre TSK’nın zirvesinde defalarca konuşulmuş bu konu.
Ortak yürütülmesi gereken dev projede CHP’li belediye ile masaya oturmak istemeyen hükümet, Özkök’ün devreye girmesiyle Aliağa-Menderes Projesi için Büyükşehir ile el sıkışır. ‘Bunu kimse bilmez, kimseye anlatmadım’ diyen Kocaoğlu, ‘Koşaner olmasaydı başaramazdık’ dediği projeye 600 milyon lira kaynak aktardığının altını da sık sık çizmeyi ihmal etmiyor.
Ulaşım demişken…
İsyancı başkanların hatta milletvekili adaylarının ‘CHP’ye en az 3-4 puan kaybettirdi’ diye Ankara’ya rapor ettiği otobüs güzergahları hakkında yeni bir karardan söz ediyor Başkan.
‘ESHOT zarar etmesin, raylı sisteme alışılsın dedik’ diye savunduğu, onlarca otobüs hattının iptal edilmesine neden olan uygulamayı gözden geçirdikleri müjdesini veriyor.
‘Hepsini değil ama bazılarını yeniden hizmete alacağız’ dediği yeni otobüs hatlarıyla ilgili resmi kararın önümüzdeki günlerde açıklanacağını kaydediyor.
‘ESHOT biraz zarar edecek ama halkın rahat ulaşımı daha önemli’ diyen Kocaoğlu, 30 Kasım’ı işaret ettiği ‘1 katrilyonluk’ projeler demetinin kentteki siyasal algıyı tersyüz edeceğini savunuyor.
Sonuçta Kocaoğlu yüzde 56,7’lik zaferinden sonra gelinen noktadaki algı değişikliğinden rahatsız. Bir şeyler yapmak istiyor. Aldığım izlemine göre yapmaya da başladı.
Kocaoğlu bir taraftan hükümet diğer taraftan bastıracak…
Projelerin havada uçuştuğu bir 2,5 yıl bekliyor bizleri.
Hangi partinin/adayın ne kadar oy alacağını bilemem. Ama kazananın İzmir olacağı kesin.  
*
Karataş’la başladık, Karataş’la noktalayalım o zaman…
Fuarı açmak için İzmir’e gelecek olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi’ni de İzmir’de toplayacakmış.
PM’yi kentte toplaması doğru olduğu kadar manidar da.
Doğru, çünkü partinin kurultaydan sonra en yetkili karar organı PM’nin, CHP’nin başkenti İzmir’de toplanması kadar doğru ne olabilir.
İşin manidar tarafına gelince…
PM’nin gündemindeki birinci konuya bakar mısınız?
CHP’li başkanlar arasındaki kavga…
Kocaoğlu ile bir türlü masaya oturamayan ‘isyan cephesi’ Kılıçdaroğlu’na sunmak üzere dosya hazırlıyor.
CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır da aynı konuda farklı bir dosya hazırlamaya çalışıyor.
CHP parti içi meselelerle vakit kaybederken AK Parti ne yapıyor dersiniz?
35 proje ile İzmir’in siyasal gündemini değiştiren AK Parti, 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunda yeni projeler açıklamaya hazırlanıyor.
Bayramlaşma töreninde Bakan Binali Yıldırım müjdeyi verdi.
Karataş da bu çelişkiye dikkat çekiyor işte.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyerek…