GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Ağustos 2013 Cuma

Aziz Başkan’a çağrımdır: Gerekirse…

Bir yanda asfalt eriten Ağustos sıcağı öbür yanda her geçen gün yükselen siyasi tansiyon!
Kişisel olarak bir türlü havaya giremesem de İzmir yerel seçim atmosferine yavaş yavaş teslim oluyor. Havada keskin ama tanıdık bir koku…
Çöp kokusu… Siyasi tansiyonu arttıran da bu koku…
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ı tokuşturan ‘çöp krizi’ içeriden ve dışarıdan rakiplerin de iştahını kabartıyor.
*
AKP’den MHP’ye kadar herkes ‘çöp siyasetine’ tutunmak için fırsat kolluyor. Potansiyel adaylar ‘Karşıyaka’ya çöp tesisi’ istemeyiz sloganını bayraklaştırmanın derdinde.
İşin içine Karşıyaka; Çiğli ve Menemen gibi 3 güzide kentin girdiği ve dahi tüm İzmir’in çöpünün söz konusu olduğu düşünülürse, siyasetçilerin neden bu denli iştahlı olduğu anlaşılabilir.
Ama bazılarının derdi üzüm yemekken bazıları bağcıyı dövmeye çalışıyor.
Sürecin en rakidal açıklamasını Hüseyin Çalışkan yaptı. Yamanlar Dağı eteklerine düşünülen tesis için ‘benim cesedimin çiğnenmesi lazım’ dedi CHP grup toplantısında. Başkan Durak’ın yardımcısı, KSK Eski Başkanı Çalışkan ilk günden bu yana çöp tesisine tavırlı.
Ve tavrı hep bu yöndeydi.
“Kocaoğlu’nu ikna etmeye çalışırız, konuşuruz. Gerekirse bu doğa harikasına neden çöp tesisi yapılmaması gerektiğini bilimsel bir dille de anlatırız. Hala olmuyorsa, eylem için düğmeye basarız. Karşıyaka ve çöp kelimelerinin artık yan yana gelmemesi için ne gerekiyorsa yapar, bedeli neyse öderiz” diyordu aylar öncesinden…
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ı siyasi başkan yardımcısı Hüseyin Çalışkan tüm bu çekincelerini Kocaoğlu’na bizzat aktardı. Hem de birlikte yargılandıkları tarihi dava sürecinde… Ama görünen o ki sonuç alamadı. Yahut alamadığını düşünüyor. Böyle ‘cesetli, mesetli’ konuştuğuna göre…
İddia odur ki, Çalışkan çöp tesisine karşı hazırladıkları bilimsel raporlardan oluşan dosyayı CHP Genel Merkeziyle de paylaşacak. Ve Genel Merkez’den ‘tesise karşı’ destek isteyecek.
Yani İzmir’in çöp kokusu kısa süre içinde CHP Genel Merkezi’nden de hissedilecek. 
Çalışkan ve Durak’a göre çöp tesisi Karşıyaka’ya büyük zararlar verecek. Yamanlar Dağı gibi İzmir’in temiz su deposunda geri dönülmez, telafisi mümkün olmayan yaralar açacak.
Onlar başından beri aynı noktadalar.
Kocaoğlu’na göreyse ‘modern tesis’ doğaya en küçük bir zarar vermeyecek.
Altı ay önce kent gündemini alt üst eden, AK Partili vekillerinde de topa girip, ‘istemezük’ dediği, Bakan Yıldırım’ın ‘Neden yer arıyorsunuz. Harmandalı’nda yapın tesisi’ diyerek katkı koyduğu, Tahir Şahin’den, Metin Solak’a, Aydın Şengül’den Kamil Sındır’a kadar hemen herkesin konuştuğu, istemezükçülere karşı Kemalpaşa’nın Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın ‘çöp tesisinin fabrikadan farkı yok artık. Kemalpaşa’ya getirin’ diyerek şaşırttığı, Çevre Mühendisleri’nin Bornova’daki taş ocaklarından arta kalan çukurları işaret ettiği, Manisa Valisi’nin bile fikir beyan ettiği, Kocaoğlu’nun dört bir yandan kuşatma altına alındığı bir süreci yaşadık.
Kimileri bu krizin Kocaoğlu’nun adaylık sürecine büyük zarar vereceğine inanandı.
Kimileriyse Cevat Durak’ın Kocaoğlu’na karşı çıkarak siyaseten sonunu hazırladığını düşündü. AK Partililerse ‘bitmeyen metrodan sonra’ ikinci bir muhalefet başlığı bulmanın sevincini yaşadı. Genel seçimde 93 bin fark yedikleri Karşıyaka’da farkı eritecek bir materyal bulmanın hesabını yaptılar.
Ortada fol yok, yumurta yokken çöp krizi aylarca gündemin ilk sırasından inmedi.
Bugün yeniden krizi hortlatanların muradı farklı değil…
Kimi üzüm yemek istiyor kimi bağcıyı dövmeye çalışıyor hala…

Kocaoğlu’nun ‘Harmandalı’ndaki vahşi depolamaya son vermemiz ve İzmir’i modern tesislerle donatmamız gerekiyor. Yeni tesis çöpün ayrıştırıldığı, her gramının ekonomiye kazandırıldığı, elektrik üretilen, kapalı sistem, kokusuz, sineksiz, martısız, böceksiz bir sistem olacak. Sadece kentin kuzeyine değil güneyine de batısına da yapılacak” sözü önemli ve de değerli.
Şu veya bu gerekçeyle tesise karşı çıkanların kentin hafızasında/algısında yaratmaya çalıştıkları Harmandalı, Halkalı, Ümraniye görüntülerine karşı, 4 milyon İzmirlinin bir biçimde bertaraf edilmesi gereken milyonlarca ton çöpünün EXPO’ya ‘sağlık temasıyla’ aday bir kente yakışır şekilde çözülmesi gerekiyor.
Ve bir şekilde seçime aylar kala yeniden hortlatılan çöp krizine bakarsak Kocaoğlu’nun kamuoyuna derdini sağlıklı anlatabildiğini söylemek mümkün değil.
Burada yol ve yönteme ilişkin soru işaretleri var.
İzmir halkı hala Büyükşehir Belediyesi’nin çöp tesisini tam olarak hangi noktaya kuracağını, hangi teknolojiyle yapacağını bilmiyor. Hangi yöntemlerin izleneceğini hangi risklerin olduğunu yahut olmadığını da…
Burada halka dönük bilgilendirme eksikliğinin yanında CHP’li yöneticiler arasında da ciddi bir koordinasyon sorunu var.
Zaman zaman basına kapalı toplantılar yapan/yapabilen CHP’li başkanlar seçime aylar kala medya üzerinden birbirlerine zarar verecek açıklamalar yaparak rakibin ekmeğine yağ sürmek yerine kendi aralarında konuşabilseler siyaseten daha sağlıklı bir adım atmış olmazlar mı?
Madem çöp tesisi doğaya ve kente en küçük bir zarar vermeyecek…
Neden Hüseyin Çalışkan ve Cevat Durak buna ikna olmuyor?
Yahut neden AK Partililer, hala ‘Ümraniye, Halkalı, Harmandalı algısı’ yaratarak zihinleri bulandırabiliyor CHP’nin 93 bin fark yaptığı Karşıyaka sınırlarında?
Aziz Başkan’a düşen kızmadan, köpürmeden zihinlerdeki bulanıklığı gidermektir.
Kendi adıma ben Kocaoğlu’nun getireceği teknolojinin kente zarar vermeyeceğine inanıyorum. En azından halen Çiğli Harmandalı’nda devam eden vahşi depolama ayıbının ortadan kaldırılacağını düşünüyorum.
Kaldı ki dünyada katı atık teknolojisi bu kadar gelişmişken…
İzmir’in EXPO’daki rakibi Sao Paoulo’nun kentin merkezindeki çöp tesisleri belgesel kanallarında yayınlanıyorken…
Modern teknolojiye sırt çevirmenin İzmir gibi öncü kente tabi ki yeri yok. Ama insanlar çöp tesisi gibi ciddi bir fikrin kendilerine deklare/empoze edilmesini değil bu konuda ikna edilmeyi bekliyorlar.
Gezi Parkı isyanının temelinde de aynı şey vardı aslına bakarsanız.
Yönetişim sorunu… Yani birlikte yönetme/yönetememe meselesi…
Aziz Başkan’a çağrımdır.
Madem gerekli izinleri aldınız. Maden Yamanlar Dağı eteklerinden başlayacaksınız bu kentin çöp ayıbını çözmeye. Nasıl yaparsınız bilemem… Ama tesisin yerini, teknolojisini, fayda ve zararlarını 4 milyon İzmirliye (gerekirse kapı kapı dolaşarak) anlatın. İnsanları ikna edin… İşte size Gezi Sürecinde Başbakan Erdoğan’ın ıskaladığı ‘birlikte yönetimin’ en güzel örneklerinden birini yapma fırsatı…
Dolmuşa binmeyin, dolduruşa da gelmeyin Sayın Başkan…
İyi anlatırsanız İzmir halkı dün olduğu gibi bugün de size inanır.
Kim ne anlatırsa anlatsın… Arkanızda dimdik durur!