GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
27 Ocak 2020 Pazartesi

Yalnız insan

Üstüne abanan kalabalıklardan öyle bezmişti ki sonunda kendisini sosyalleştiren uygarlıktan kaçar oldu.  Ya da kendisindeki yabancıdan…

Kendisini ötekinin bakışıyla tarif eden kişi, aslında bir yabancı… Sosyal tanışık yabancılar… Ve bu tanışıklıklarda vücut bulan sosyal hayat…

İnsanın yeryüzü serüveninin belli bir aşamasında (soyutlamayı öğrenme) ortaya çıkan yalnız insanın kalabalıklarda sosyalleşme ihtiyacı, insan topluluklarından toplumsallaşmaya giden yolu açtı; O yol da uygarlığı getirdi.

Günümüz toplumlarının durumunu hangi disiplinin diliyle açıklarsanız açıklayın, sorunsalı değişmez; Yani insan zekâsının soyutlama yeteneği geliştikçe, doğaya egemen olma arzusunun tetiklediği toplumsal dayanışma, örgütlenme ve nihayet yöneten/yönetilenin ortaya çıkışı, uygarlığın özgeçmişidir.

İnsanlık âlemi, hayata tutunmanın yolunun uygarlık olduğuna bir kere karar verdikten sonra; tanrı, dinler, bilgi, soyut düşünce, üretim, efendiler, sistemler, para, toplum, hiyerarşik örgütlenme, neyi var neyi yok ortaya koyarak uygarlık yolunda ilerlemeye başlamış. Bu ilerleme düşe kalka elan sürüyor. Gittiği yere kadar…

İşte bu hengâmede, yalnız insan, toplumsal gözaltında, uyumlu olmaya zorlanıyor. Uyumsuzun uyumu…

İnsan ister tanrısal yaratı ister rastlantısal, hudayinabit bir yaratık olsun; nihayetinde, kusurlu ve yetersiz... Hayvanlar gibi mükemmel değil. Hayata tutunmak için doğa ile baş etmek zorunda. Dolayısıyla, doğaya meydan okuması, insani bir durumdur. Kusurlu olması, bu meydan okumanın koşullarını hazırlıyor.

Bütün bunların ötesinde, uyumsuz insan iyidir. Uyumsuzun, ötekinin tahakkümünü yıkıp kendini bulmak, Ben ile buluşmak için bir şansı olmalı. Süper ego tahakkümünü yıkıp egosuyla buluşmak gibi…

Bu uyumsuzluk aynı zamanda, doğa ile daha barışık bir hayatı da mümkün kılacaktır.

Toplumsallığın ve sistemin bir arada yürümesi için öngörülen “iyiler” ve “kötüler” bilgisi, kişinin muktedirler huzurunda diz çökerek “iyi yurttaş” olmasından daha fazlasını amaçlamaz.

Peki, iyi yurttaş kimdir? Her şeyden evvel, sistemin aklıyla düşünen insandır. Ve sistemin iyi yurttaşı, başına gelen her şeyi hak eden insandır.

Bana sorarsanız, sistem aklını ve normlarını elinin tersiyle iten yalnız insan, iyi insandır.