GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
17 Eylül 2013 Salı

Tunç Soyer nereye koşuyor?

Bugünlerde herkes bir yerlere koşuyor.
Bilhassa da siyasetçiler…
Türkiye’nin ilk Sakin Şehri Seferihisar’ın başkanı Tunç Soyer, yönettiği kenti yavaşlatırken kendisini hızlandırdı.
Hiç kuşku yok ki Başkan Soyer, 4,.5 yılda İzmir’in başkanları arasında fark ya da farkındalık yaratmayı başarmıştır.  
Son 10 yılda yaşanan yüksek şiddetli depremlerin merkez üssü olduğu için ‘gözden düşen’ Seferihisar’ı allayıp pullayıp Türkiye’ye hatta dünyaya tanıtmayı başaran Soyer’in başarısı hafife alınmamalı.
En azından kentin önüne koyduğu vizyon…
Son dönem kentin farklı noktalarında yapılan sohbetlerde İzmir’in en önemli sorununun vizyon eksikliği olduğu vurgusu dikkate alınırsa Soyer’in İzmir’in en küçük ilçelerinden birinin önüne koyduğu hedef dahası o hedefe dönük atılan adımların anlamı daha net anlaşılır.
İzmir kamuoyunun EXPO 2015 yolculuğu sırasında ‘Genel Sekreter’ sıfatıyla tanımaya başladığı, CHP’nin ise (2009 sürecinin etkili il başkanı Kemal Karataş’ın deyimiyle) kendini naza çeken Hamit Nişancı’nın yerine bulduğu son dakika alternatifi olarak sahaya sürdüğü Soyer, kentini dünyanın yükselen trendi olan ‘sakin, yavaş’ şehir ilan ederek işe koyuldu.
Ve anında fark edildi.
Hem İzmir, hem Türkiye hem de CHP kamuoyu tarafından…
Görev sürecinde pek çok başarılı hamlesi var Soyer’in…
Yavaş, Sakin şehir hedefi öyle birkaç senede ulaşılacak bir kadar kısa değil elbet.
Ama Seferihisar, stresli kent yaşamından uzaklaşıp biraz huzur diyenlerin, teknolojisiz yaşamayı özleyenlerin, organik beslenmek isteyenlerin adresi olmaya adaydır şimdiden.
İzmir’in pek çok ilçesine bakarak rahatlıkla söyleyebilirim.
Soyer’in ‘sakin şehir’ hamlesi koca koca ilçelerin ‘çiçek-böcek-konserden’ öte geçemeyen icraatlarının tamamının üzerindedir bana göre…
Kıskanılmamış mıdır?
Açık söyleyeyim…
Ben olsam, ben de kıskanırdım arkadaş!
*
Soyer’e baktığımda vizyoner bir başkanın ötesinde planlı bir siyasetçi görüyorum öncelikle…  
Planlı ve ne yaptığı bilen…
Örnek mi? Geleceğin Köyleri Hareketi…
Bütünşehir Yasasıyla ülke genelinde 16 bin köy tüzel kişiliğini kaybetti.
Ve mahalleye dönüştü. Köyden mahalleye dönüşmenin ne anlama geldiğini insanlar yaşadıkça öğrenecekler. CHP köylere sandıklar kurup sözüm ona halk oylamalarıyla meseleyi siyasallaştırmaya çalıştı.
Haklı olarak bu konu üzerinden siyaset yapmak istedi.
Yasaya karşı davalar açıldı, söylenecekler söylendi.
Herkes eteğindeki taşları dökünce sahneye Soyer çıktı.
Geleceğin Köyleri Hareketi’yle…
İlk etapta ilçesinden bir kartopu gibi başlayan hareket kısa sürede çığ etkisiyle büyüdü.
Ve bence ‘sakin şehir’ kadar olmasa da farkındalık yaratan adımlardan biriydi bu da…
 
Mikro ölçekte sosyal demokrasinin güzel örneklerinin sunulduğu projeleri hayata geçiren Soyer, birilerine ‘yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır’ mesajı veriyordu adeta.
Kimlere mi?
Elbette partisinin üst düzey yöneticilerine…
Ve de İzmir kamuoyuna…
*
CHP yönetimi İzmir’deki parlak çocuğu fark etmekte geç kalmadı.
Belediye başkanları toplantılarının özel davetlisiydi o artık.
Ve de liderinin otel odasına kadar girebiliyor aynı uçaktan inip olası rakiplerini VIP sürpriziyle çatlatabiliyordu.
Ankara’da İstanbul’da kurduğu/yönettiği ilişkilerle medya, siyaset hatta sanat dünyasında adından sıklıkla söz ettirebiliyordu.
Kimilerine göre geleceğin Büyükerşen’i…
Kimilerine göreyse sadece ilizyondu.
Yahut ilçesini dünyaya tanıtan ama kendini Seferihisar’a anlatamayan siyasetçiden çok CEO görünümlü bir kaptan…
Hatta ‘seçime girse kaybeder, o yüzden başvurmadı’ diyenler bile vardı.
‘Tek marifeti mal satmak, 70 trilyonluk gayrimenkul sattı… 200 kişinin çalışacağı belediyeye 500’den fazla adam aldı’ diyenler…
*
Partisi adaylar için 2 Eylül’ü işaret ettiğinde sürpriz yapanlardan biri de oydu.
Ne Seferihisar’a başvurdu ne Büyükşehir’e…
Seferihisar’a başvurmaması anlaşılabilirdi. İlçedeki siyasi yapıyla doku uyuşmazlığı yaşamış, Seferihisar’da yapacağını yapmış, başından beri o koltuğa birkaç numara fazla gelmiş vs…
Ama Büyükşehir’e neden başvurmamıştı?
Sordular,  ‘CHP Başkan Kocaoğlu varken, adaylık iddiasını sürdürüyorken başvurmayı doğru ve etik bulmam… O adaysa ben adaylıktan çekilirim’ diyordu.
Verdiği yanıtlardan Soyer’in 5 yılda siyaset okulunda fazladan 3-5 sınıf birden atladığı anlaşılıyordu.  Düşünülmüş, hesaplanmış adımlar, yanıtlardan…
*
Peki Tunç Soyer nereye koşuyordu?
O soruyu da ben sordum.
Kısa, net ve de klişe bir yanıt verdi.
Hizmete!
—Hangi hizmete, neredeki hizmete?
Hizmetin adresi neresiyse… Seferihisar, Büyükşehir ya da başka bir yer…
—Başka bir yer derken?  
Biz koltukta doğmadık. Hiçbir koltuk için de yanıp tutuşmuyoruz. Ben bir yurtseverim… Ve sivil toplum örgütlerinde hizmet için mutlaka kendime bir yer bulurum.

Anlayana basbayağı rest!
Anlamayana davul zurna… 
Ya Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimali... 
Her zaman var tabi ki. 
Gerçi pirinç ve bulgurdan ne anladığınıza da bağlı biraz bu.

Not: 70 trilyonluk mal sattı iddialarını kesin bir dille yalanlayan Soyer, “Önceki dönemde İngilizler’e satılmış, parası alınmış/harcanmış ama teslimi yapılmamış bir gayrimenkulü 40 milyon liraya sattık. İngilizler’e paralarını ödeyip kalanıyla Seferihisar halkına hizmet ediyoruz. Önemli olan değer yaratıp bu değeri tabana yaymaktır” dedi.