GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Eylül 2013 Pazartesi

Sarıgül CHP’ye geçerse…

Sevelim, sevmeyelim.
Ama hemen hepimiz Sarıgül’ün Türk siyasetinde bir fenomen olduğu gerçeğini kabul ederiz.
Sürekli gündemde kalabilen ve adından söz ettiren biridir çünkü.
Ve de ‘algı yaratma ve yönetme’ konusunda eline su döken sayılıdır.
Aksini iddia edenin niyetini sorgularım.
Ben onu izlerken Başbakan Erdoğan’ı görürüm çoğunlukla.
Bazen onun ‘tipik bir taklitçi’ olduğunu düşünsem de çoğunlukla yoğurt yiyiş tarzlarının benzerliğini başka nedenlere bağlarım. Yoksul bir aileden yani ‘eksiden’ gelip çok sıfırlı banka cüzdanlarına genç yaşta ulaşmalarını kast etmiyorum sadece…
Üslup ve yöntem olarak da benzeşiyorlar bence.
Siyasette sonuç almak için yapmayacakları çok az şey var ikisinin de…
*
Uzun etmeden popüler bir soruyla devam edelim.
Sarıgül CHP’nin İstanbul Büyükşehir adayı olur mu? Yahut gösterilir mi?
İki sorunun yanıtı da bugünden belli aslında…
Sarıgül aday olmak için can atıyor. Ve de Kılıçdaroğlu açısından İstanbul meselesi tamam…Yani CHP’nin adayı Sarıgül’dür.  Görünen köy misali…
Ne Baykal’ın ‘O gelirse ben giderim’ resti ne de yerel seçim sonrasına dönük senaryolar…
Hiç biri İstanbul’u alma ihtimalinden fazla heyecanlandırmaz bir muhalefet liderini.
Hep söylüyoruz tekrarında yarar var.
30 Mart 2014 sadece yerel seçim olmayacak.
Türk siyaseti için milat, dönüm noktası olacak bu seçimler…
Liderlerin kaderi söz konusu…
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında kalıp kalmayacağı…
Erdoğan’ın köşke çıkıp çıkmayacağı…
Gül’ün durumu hatta Bahçeli’nin konumu…
Bence tüm kartları yeniden karacak sonuçlara gebe önümüzdeki yerel seçimler!
O yüzden Kılıçdaroğlu normal şartlar altında ‘selam bile vermeyeceği’ isimlere katlanmak zorunda. O yüzden Başbakan Erdoğan, bakanları istifa ettirip kritik illerde (İzmir, Eskişehir vs) aday yapmak zorunda.
Ve hiç kuşku yok ki Sarıgül, CHP’nin adayı olursa yerel seçimin başkenti İstanbul olur.
Kıran kırana bir mücadele… Sarıgül’ü farklı ve güçlü kılan CHP’nin terk ettiği ya da CHP’yi terk eden tabanda var olmasıdır. Varoşlardaki gücü yani karşıdan oy çalabilecek bir isim olması Sarıgül’ü sürecin yıldızı yapmaya yetiyor bence. İddia ediyorum Sarıgül kentin çeperlerinde olduğu kadar dikey yapılarda örneğin Beşiktaş’ta, Kadıköy’de yahut Bakırköy’de yoktur.
Zaten dikey yapılarda CHP’nin ‘banko’ seçmeni olduğundan varoştan/çeperden gelecek destek oylarıyla Sarıgül, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 38’ini geçip 40-45 arasında oy alabilir.
Varoşlarla bağını bir şekilde taze tutmayı başaran Sarıgül’ün varlığı CHP’yi umutlandırırken AK Parti’yi de korkutacaktır haliyle.
İşte tam da bu noktada Sarıgül’ün CHP’ye geçişiyle birlikte yaşanacak ‘domino’ etkisinden söz etmek mümkün olabilir.
Örneğin Başbakan Erdoğan’ın ‘Bazı iller bizim için kritik öneme sahip… Bakan arkadaşların bazılarını istifa ettirip oralardan aday yapabiliriz’ açıklamasıyla ‘yüksek ihtimal’ haline gelen Binali Yıldırım’ın İzmir adaylığı Sarıgül’ün topa girmesiyle yeniden ‘uzak ihtimale’ dönüşebilir.  
Çünkü Sarıgül’ün karşısına yorgun bir Kadir Topbaş ya da silik bir başka isim yerine ulaşım alanında devrim yapmış, Marmaray, 3. köprü, 3. havalimanı hatta Kanalistanbul projeleriyle göz dolduran, İstanbul adayı olmak için düşünsel olarak hazır olan Binali Yıldırım’la çıkılabilir Başbakan.
Yani Binali Yıldırım’ı İzmir’den çekebilir.
Yıldırım’ın İzmir’den çekilmesi de Binali lokomotifine güvenen bugün en az 13 ilçede ‘seçimi kazandık’ gözüyle bakan AK Parti’ye İzmir ölçeğinde darbe vuracaktır.
Çünkü Sarıgül’ün İstanbul’u düşürebileceği algısı tabana yayılırsa Erdoğan için bir anda en kritik il İstanbul olacaktır. İktidarını borçlu olduğu İstanbul…
15 milyon nüfus, 10 milyonun üzerinde seçmeniyle CHP’nin İstanbul’da yakalayacağı iyi bir hava/rüzgar ülke genelinde her sandıktan hissedilecektir ayrıca da.
Peki, Sarıgül transferi CHP içinde ne gibi sonuçlar doğurur.
İstanbul özelinde yaratacağı sarsıntıyı tahmin etmek güç değil.
Erdoğan Toprak-Gürsel Tekin hesaplaşması nasıl sonuçlanacak, kim kazanacak diye merakla bekleyenler Sarıgül’ün devreye girmesiyle hesabı yeniden yapmaya başladı.
Demokrasi için Ankara’ya yürüyen eski eşi Aylin Kotil’in adaylığına ne der bilinmez ama Sarıgül’ün CHP içinde taşları yerinden oynatacağı kesin.
 
Kazanırsa fazla sorun çıkarmaz. En azından 3-4 yıl…
Ya kaybederse!
Ki burun farkıyla da olsa kaybetme ihtimali daha fazla bence.
İşte o zaman kızılca kıyamet kopar. Hele hele Kılıçdaroğlu’ndan daha çok oy alırsa… Yenilgiyi genel merkeze bağlayıp anında ‘Çare Sarıgül’ sloganıyla düşer yollara.
Rakibi Kılıçdaroğlu mu olur Gürsel Tekin mi yoksa Baykal’ın bizzat kendisi mi bilinmez.
Kurultay toplanır CHP içinde de kartlar yeniden karılır. “Sarıgül gelirse ben giderim…” mesajı veren Baykal’ın aksine Önder Sav’ın Sarıgül’e yeşil ışık yaktığı, en azından ‘ben giderim’ diyecek kadar tepkili olmadığı yönündeki söylentiler Ankara kulislerinde dalga dalga yayılmaya başladı bile.
İşte Sarıgül’ün CHP’ye geçme ihtimali şimdiden bu senaryoları getiriyor akıllara…
Nasıl ki Başbakan Erdoğan ‘yerel seçim’ sandığına bakıp Köşk’e giden yolu görüyorsa… Sarıgül’ün gelişini görüp 3-5 adım sonrasında olacakları görmemek, konuşmamak bize yakışmazdı.

Not: Günay’ın kırıldığı an.. başlıklı yazıda adı geçen ORC araştırma şirketinin sahibi Mehmet Sefa bey aradı. Uzunca konuştuk. Araştırmasının arkasında duruyor. Bir iki noktada yanlış yorumlanan bölümler olduğunu söyledi ve araştırmasının tamamını gönderdi. Biraz göz atıp sonraki yazılarda değinebiliriz.

Not2: Gürsel Tekin’le Radyo Pause’deki 1 saatlik canlı yayın İzmir kamuoyunda ciddi yankı uyandırdı. AK Parti’nin İzmir’i alma arzusuna ‘Üçün birini alırlar’ gibi ‘talihsiz’ bir ifadeyle karşılık vermemiş olsaydı kanımca ’25-30 adayın üzerini şimdiden çizdik’ şeklinde özetlenebilecek diğer açıklamaları daha fazla tartışılırdı.