Mesele şudur; Tunç Soyer’den önceki Büyükşehir Belediye Başkanları ikinci dönemlerinde aday gösterildiler. O halde, Tunç Soyer’in performansı hiçbirinin altında değilken, hangi gerekçeyle önü kesilmek isteniyor? Hem de gerçekten olağanüstü koşullarda görevini sürdürdüğü meçhulümüz değilken.
Tunç Soyer, Nisan 2019’da göreve başladı.
COVİD-19’un yol açtığı Pandemi yasakları Nisan 2020’de başladı, Temmuz 2021’den itibaren kademeli olarak kısıtlamalar kaldırıldı. Tunç Soyer, göreve başladıktan bir yıl sonra pandemi önlemlerinin getirdiği olağan dışı koşullarla baş etmek zorunda kaldı.
2020 Ekim ayında meydana gelen depremde, başta Bayraklı ve Bornova, İzmir ciddi hasar gördü. Büyükşehir, depremin yol açtığı sorunlarla elan mücadele ediyor.
2021 ve 2023 yıllarında yaşanan sel felaketlerinin vahim sonuçları oldu. Altyapı yatırımları, yeni iklim koşullarında yeniden ele alındı. Nitekim, süren altyapı çalışmaları sonucu, hafta sonunda yaşanan sağanak ve fırtınada Kemeraltı çok az zarar gördü.
20 Şubat 2023’te yaşanan iki büyük deprem sonrasında yerle bir olan bölgede, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Osmaniye’ye hizmet götürdü.
İklim krizi ve kuraklık nedeniyle tarımda sulama ve ürün tercihleri üzerine çalışmalar başlatıldı. Tunç Soyer’in sık sık dile getirdiği gibi, “başka tarımı mümkün kılmak” hayati önem taşıyor. Ve “dirençli şehir”artık bir zarurettir.
Her Başkan gibi ilk beş yılında hatalarından aldığı derslerin de verdiği güçle, başlayan altyapı yatırımlarının, projelerin, hizmetlerin devamını sağlamak yerine, Tunç Soyer’i engelleme çabaları hangi akla hizmettir, anlamak mümkün değil.
AKP’nin muhalefetini anlamak mümkün de CHP’nin kendi içindeki haksız ve çirkin muhalefet düşündürücüdür. CHP İzmir’in önde gelenleri, boşalması muhtemel koltuğa iştahla yöneldi; “memlekette ne olunacaksa biz oluruz” kafası hemen tezahür etti. Dahası, İstanbul’un İzmir’i “uzak ilçesi” gibi görmesi, tahammülleri ziyadesiyle zorluyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu centilmenliğe aykırı şekilde koltuktan indirdikten sonra, Tunç Soyer’in adaylığına yönelen haksız saldırılar sonuç verirse, yerel seçimlerde CHP’nin İzmir’de kayda değer oy kaybı kuvvetle muhtemeldir.
Değişim dedikleri, “sen kalk, ben oturayım” ise, işimiz çok zor.