GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
17 Kasım 2023 Cuma

Muhalefet Anayasayı savunuyor ama…

Türkiye çok kritik bir sürece girdi. Başlayan anayasa tartışmaları, Yargıtay-AYM çatışmasıyla derinleşiyor. Bu tartışma karakolda bitmez, inşallah…

Neyse, sadede gelelim. Seksen darbesinden sonra yapılan 82 Anayasası yürürlüğe girdi. Kırk yıldır solun, sosyal demokratların karşı çıktığı bu Anayasada 19 kere değişiklik yapıldı. Yetmemiş ki yeni anayasa talebi dile getiriliyor.

Mesele şu; Cumhuriyet’in kuruluşunda 1921 ve 1924 Anayasaları ile sağlanan toplumsal mutabakat, ikibinli yıllarda ortadan kalktı. Siyasal İslamcılar ve Kürt etnisitesi,yüz yıllık toplumsal mutabakattan çekildi. Bu nedenle, yeni bir sosyal sözleşmeye, yeni anayasaya ihtiyaç var.

Oysa, yeni bir anayasa yapmak için sağlanması gereken toplumsal mutabakat ne Millet İttifakında ne Cumhur İttifakında ciddiye alındı.

Yargıtay- AYM çatışması kadar kritik bir başka gelişme; Kentsel dönüşüm yasası ile Şehircilik Bakanlığı’na tanınan Rezerv Alan ilan etme yetkisi, mülkiyet hakkını tehdit ediyor. Üstelik, yasanın işleyişinde belediyeler devre dışı bırakılmış.

Ne oluyor da ülke böyle hızla kaosa sürükleniyor?

İkibinli yılların İslamcı rövanşist politikalarının olağan sonucu; Mülkiyet ve sermaye el değiştiriyor. Bu kritik değişimin sonuçları, sistemde zaten yaşanagelen krizi enikonu derinleştiriyor.Yeni trend, 21 yıldır yapılan edilenlerin yarattığı çöküntü üstüne milli tüy dikmek... En son, milli yargı da dediler…

CHP’nin Meclis’te başlattığı eylem, yapması gerekenlerin küsuratı…

Asıl mesele, uluslararası sistem dengeden çıktıktan sonra paradigma çökmesiyle ortaya çıkan sorunların ve yeni sosyolojinin getirdiklerinin başlattığı değişimdir. Öyle ki bu değişimin mülkiyet ve paranın yeniden tanımlamasına kadar yolu var.

Ana muhalefette sosyal demokratların uzun zamandır etrafında dolandığı fakat bir türlü çözüme odaklanamadığı bu meselede, toplumsal mutabakat ve ortak program ihtiyacını, oluşturduğumuz Düşünce Topluluğu’nda yıllarca dile getirdik; Toplumsal mutabakat için bütün partilerin görüşlerini dile getirdiği bir platform ve bu sürecin ete kemiğe büründüğü bir Ortak Program.

Ülkenin yeni dünya düzenine nasıl hazırlanacağını anlatan “Ortak Program” ile seçimlere girmek fikri nedense ilgi çekmedi. Onun yerine, bir masa etrafında söz israfıyla umutlar tüketildi.

Şimdi, iktidar grubu kendince bir anayasa çalışması başlatma hazırlığında. Tarif edilen yeni anayasa ile dayatılanlardan bir mutabakat çıkmayacağı muhakkak.

Bu ahval ve şerait içinde, ana muhalefetten toplumsal mutabakat üzerine çağın gerekleriyle mütecanis bir çalışma başlatmasını bekliyoruz.

Ve ittifak hikayeleriyle toplumu oyalamak yerine, seçimlerde muhalefeti bir araya getirecek beş yıllık ortak program hazırlamak üzere harekete geçmesini bekliyoruz.