CHP yönetimlerinin yıllardır süren İzmir’e karşı umursamaz tavrı, yerel seçimlerde yine kendini gösterecek gibi...
İstanbul ve Ankara’da mevcut Başkanlar ile yola devam… İzmir’e gelince; dur bakalım, bir ara ilgileniriz…
Seçimlerde, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Başkanları, şehri yönetmeyi bırakıp ülkeyi yönetmek üzere Kemal Bey ile rekabete girmişti. Meral hanım da onları hararetle desteklemişti. Aynı süreçte, Tunç Soyer, Büyükşehir Başkanı olarak sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyi sürdürdü.
İzmir, 2019 yerel seçimlerin ardından başlayan felaketler zinciriyle en az iki yıl kaybetti. Sel, deprem, pandemi derken günü normal yaşamayı unuttuk.
Hal böyle olunca, Tunç Soyer, “dirençli şehir” fikrinin hayata aktarılması için kolları sıvadı, altyapı hizmetlerine yöneldi. Kısa vadede sonuç alamayacağını elbet de biliyordu, ama vicdanı ne diyorsa ona kulak vereceğini de biliyordu. Doğru olanı yaptı.
Şehrin temizliğine gelince, değişen nüfus yapısı temiz bir şehre izin vermiyor. Pislik içinde yaşamaya teşne insanların kahir çoğunluğu oluşturduğu şehirde temizlik mümkün olmuyor. Kaldırımda her yürüyenin peşine bir temizlik işçisi takmak belki çare olabilir! Bir de o hayvan gezdirenlerin gamsızlığı… Kaldırımlar yürünecek gibi değil. Ama pislikten de en çok onlar yakınıyor.
Tarihselliği ve bölgesine kattığı değerler itibarıyla İzmir’i Dünya ile buluşturacak yönetim anlayışı. Altyapıyı yenileme. İklim değişikliği, çevre sorunları derken ekosistemde ortaya çıkan yeni koşullarla mücadele edebilen dirençli ve akıllı şehir. İklim krizi ve kuraklık koşullarında oluşturulan yeni tarım politikası. Tunç Soyer’in mücadelesinin tam olarak özeti budur.
Şehrin geleceği için bu uzun soluklu mücadeleyi konuşmak yerine ucuz siyasi manevralarla Tunç Soyer’in önünü kesmek, aklı başında insanların harcı değil.
Dahası, Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanı seçilen Tunç Soyer’e gösterilen güveni İzmir’in göstermemesi olacak şey değil.
İzmir, 21 yıldır AKP ile getirilmek istenen yönetim anlayışına ve İslam normlarına dayalı kamu düzenine karşı mücadele ediyor. Ve bu mücadeleyi sadece AKP’ye karşı değil, zaman zaman CHP’ye rağmen de veriyor. Ne ki CHP yönetimi İzmir’in bu tepkisini anlamak yerine “çantada keklik muamelesi” yapıyor.
Bu defa, toleransı tükenen seçmenin CHP’ye tepki vermesi muhtemeldir.
İzmir İktisat Kongresi sonuç bildirgesi, İzmir duruşu gibi Cumhuriyet’i savunan çıkışlar hangi akla hizmet görmezden geliniyor?
İstanbul ve Ankara’nın gölgesinde geri plana itilen İzmir’in sabrını sınamaktan vazgeçseler çok iyi olacak.