GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
6 Ağustos 2023 Pazar

Son bayram!

Bugün Pazar…

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü…

Bir kez daha…

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım…

Bunu yaparken de…

Atatürk’ün hizmetinde yıllarca görev yapan Cemal Granda’yı...

Saygıyla analım…

***

1938 yılının Ekim ayı, son haftası...

Cumhuriyet Bayramı gelip çatmıştı ama...

Atatürk’ün sağlığı hiç iyi değildi...

Türkiye’nin her köşesinde Cumhuriyet’in 15’inci yıl kutlamaları için...

Müthiş bir heyecan yaşanıyordu...

Ankara’da yas havası estirmemek için...

Şenliklerin eskisi gibi yapılması uygun görülmüştü...

Yine taklar kuruldu...

Geçit töreni provaları bile gözleri nemlendirecek kadar parlaktı...

Gece fener alayı düzenlendi...

Hatta Kuleli Askeri Lisesi’nin öğrencileri...

Dolmabahçe Sarayı’nın önüne gelip, gösteri yaptılar...

Havai fişek gösterileri sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü...

Ne var ki...

Cumhuriyet’in 15’inci yıl şenlikleri...

Atatürk’e zehir olmuştu...

O güne kadarki tüm Cumhuriyet Bayramları’nı...

Sabahın ilk ışıklarına kadar...

Ayakta...

Neş’e, keyif ve heyecan içinde...

Halkla kucaklaşarak geçiren...

Ulu Önder için...

Hayatının son Cumhuriyet Bayramı’nın gününü ve gecesini...

Tabir yerindeyse...

Dolmabahçe Sarayı’nın sessiz bir odasında geçirmesi...

Gazi Mustafa Kemal Atatürk için...

Ne büyük, ne dayanılmaz bir acıydı...

***

Günleri değil, neredeyse saatleri sayılı olan Atatürk...

Süzülmüştü... Solgundu...

Artık...

Kesik kesik konuşmaya başlamıştı...

Birdenbire...

Gece ışıklarla donatılmış bir vapur...

Dolmabahçe’nin rıhtımına değecek kadar yanaşmıştı...

Vapurdan yükselen alkış sesi...

Ölüm sessizliğine bürünen odanın soğuk duvarlarında yankılandı...

Yanındakiler bilgilendirdiler:

“Üniversiteli gençler kutlamaya gelmişler...”

Çok duygulandı...

Kalmak istedi; yapamadı...

Güçten düşmüştü...

İşaretle kaldırılmasını istedi...

Kılıç Ali ile Şükrü Kaya kollarına girip...

Ulu Önder’i...

Büyük pencerenin yanına getirdiler...

Elini salladı, vapurdaki gençleri selamladı...

Vapurdan müthiş bir alkış koptu...

“Yaşa... Varol Atam...” sesleri göklere yükseliyordu...

Gençlerin söylediği “Dağ Başını Duman Almış” marşı...

Vapurla birlikte uzaklaştı...

Karanlıkların içinde kayboldu...

***

Atatürk...

O halsiz haliyle...

Ancak…

Mutlu bir sesle...

Sanki işiteceklermiş gibi...

Gençlere arkalarından şöyle seslendi:

“Bu bayramlar ve yarınlar sizindir... Güle güle...”

Birkaç dakika ayakta kalmak bile...

Atatürk’ü yormuştu...

Yatağına yatırıldı...

Yanındakiler sessizce odadan çıktılar...

Herkes sessiz sessiz gözyaşı dökerken...

Hıçkırıklarını içlerine akıtıyorlardı...

***

Bi’ara...

Havai fişeklerin gürültüsü rahatsız etmiş olacak ki...

Zile bastı; sofracı hizmetlilerden Kamil’i çağırdı ve sordu:

“Bu patırtılar nedir?”

Sofracı Kamil...

Atatürk’ün üzülmemesi için minik bir yalana sığındı:

“Gök gürlüyor paşam...”

Atatürk, ister istemez gülümsedi...

O haliyle bile espri yaptı:

“Hadi oradan, enayi...”

Ardından tekrar yatağına uzandı...

***

Bitiriyoruz...

Türkiye Cumhuriyeti’nin en acı veren bayramıydı...

Cumhuriyet’in...

15’inci yıl kutlamaları...

Koca bir milleti kahreden...

Günleri de peşine takmıştı...

Kim bilir?

Belki de...

29 Ekim 1938 Cumartesi gecesi...

Hasta yatağında tattığı o büyük “kıvanç”

Belki de...

Ulu Önder Atatürk’ü...

10 Kasım 1938 Perşembe sabahı...

Saatler 09.05’i gösterinceye kadar yaşatmıştı...

Işıklar içinde uyusun...

Nokta...

Sonsöz: “Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır… Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır: Sana ayna olacak insanı bul… / Hz. Mevlana…”