İzmir İl Genel Meclisi’’nin; DTP konvoyunun taşlanmasının (domates, yumurta, soğan atıldığı da unutulmasın lütfen!) ardından ’‘yazıları nedeniyle’’ iki yazara dava açacakları haberini ciddiye almamıştım.’¶
CHP’’ye çok kızsam da’…
Her parti gibi, içinde ’‘akil adamlar’’ barındırdığından, bu akil adamlardan birinin çıkıp da arkadaşlarına ’“iyi girizgah, ama herhalde başvuruda ciddi değilsinizdir, değil mi’” diye sorduğunu/soracağını farz etmiştim.
Halt etmişim!
İzmir İl Genel Meclisi'nin 37 CHP, 3 MHP'li üyesi, DTP konvoyunun taşlanmasından sonraki yazıları nedeniyle Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı ile Milliyet yazarı Hasan Cemal'e tazminat davası açılması için avukatlara noter aracılığıyla vekalet verdi bile. Gazeteciler/kameramanlar eşliğinde’…
Kütahyalı malum, İzmir’’i ’“faşizmin merkezi’” ilan etmişti.
Hasan Cemal de ’‘Pencereden sarkıtılan kalpaklı Atatürk bayrakları. Barış bunun neresinde? Kalpak ve gerilla. İkisi de savaşın simgesi’’ ifadelerini kullanmıştı İzmir’’i yazarken.
Bu konuda yazdıklarımı/düşüncelerimi tekrarlamaya gerek yok.
Sonuçta gazeteciyiz, eli kalem tutan insanlarız.
Yazdık çizdik; kah verdik veriştirdik,
Kah ’“ama’”lara, ’“fakat’”lara, ’“çünkü’”lere sığındık.
Hemen hemen tüm gazetelerde ’–lehte ya da aleyhte- ’‘öfke yalazları’’ parladı geçti.
Geriye, röportajlarla konuyu sorgulamaya/açmaya/kente yarar sağlamaya devam eden yazılar kaldı.
Ya siz siyasetçi arkadaşlar?
Elinizde kalem olmasa da herkes gibi bir ağzınız,
Ve ağzınızdan çıkanları iyi/kötü habere/yazıya/görüntüye dönüştüren gazeteler/televizyonlar var.
Zaten onu da yaptınız, ’‘iki yazarı’’ da kınadınız. Gazetelerde/tv’’lerde boy boy yer aldınız.
Lastik gibi uzatmaya ne gerek var?
Farklı/yararlı bir şekle dönüştürmeye, ’“niye böyle oldu’” sorusunun cevabını araştırmaya niyetiniz yok, anladık da’…
Daha ne istiyorsunuz?
Gündeme gelmek, İzmir’’in hassasiyeti üzerinde tepinmek mi?
Hay hay’… Ter ter tepineceğiniz müthiş bir konu var.
Sadece kendinizle ilgili haberleri okumuyorsanız şayet, bu kentin (acil müdahale olmazsa ülkenin olacak) tehlikeli bir gündemi var: METRO.
Göçecek kardeşim, daha ne istiyorsunuz, ne bekliyorsunuz?
Bırakın belediye başkanının kendi partinizden olmasını, Üçyol-Üçkuyular hattındaki bütün İzmirliler, o hattı her gün kullanan insanlar tehlikede.
Bizim Ümit (Yaldız)başlattı. Günlerdir de Hürriyet Ege’’si/Milliyet Ege’’si/Habertürk Ege’’si yazı döşüyor; hükümete çağrı yapıyor; ’“bu işin altında kalırız/kalırsınız’” diye yazıyor/çiziyor/konuşuyor’…
İzmir İl Genel Meclisi olarak, siz ne yapıyorsunuz? Neyle uğraşıyorsunuz?
Söyleyeyim:
Yanınıza kalpaklıları da katıp poz kesiyorsunuz.
’‘Demokratik tepki’’ sınırını geçtiniz; şov yapıyorsunuz.
Bu kentin, şovla geçirecek zamanı mı var?
Yok diyorsanız, bu yaptığınız ne?
Yaptığınızın fevkalade bir iş, bir eylem, bir had bildirme olduğunu düşünüyorsanız’…
Bana da bu kentin ’‘vatandaşı/gazetecisi/seçmeni’’ olarak ’“saçmalamayın’” demek düşer ki’… Dedim gitti.
Sizin yaptığınızı yapıp lastik gibi uzatmamak için, ’“MHP ile ne de güzel yakışıyorsunuz, anlaşıyorsunuz; iki replikli müsamerelerde rol paylaşmakta’” demiyorum bakın!