8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Doğrusu Dünya Emekçi Kadınlar günüdür. Ancak bu günün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasının hiçbir sakıncası yoktur ve daha da önemlisi pek çok faydası vardır.
Genel olarak bu hafta içinde pek çok kuruluş bu günü anlamına uygun olarak ve çeşitli etkinliklerle kutlayacaktır.
Dört yıldan bu yana ayda en az iki kez pek çok konuyu gündemine alan ve bunu paneller halinde üyeleri ve yurttaşlarla paylaşan Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi’de 6 Mart Çarşamba saat 14.00 de kendi salonun da bu günü farklı bir gündemle kutlayacaktır. Konuyu “Anılarla Siyasette Kadın Erkek El ele” başlığı altında toplayan Türk Parlamenterler Birliği; Sayın Işılay Saygın (Eski Devlet bakanı), Sayın Yılmaz Karakoyunlu (Eski Devlet Bakanı), Sayın Türkan Miçooğulları (Eski İzmir milletvekili),Sayın Canan Arıtman (Eski İzmir milletvekili), Sayın Emel Denizaslan (İKKB Başkanı) ve Sayın Ayşe Akın ( Kamed Başkanı)’ın sunumları ve benim açış konuşmamla konuya farklı bir boyut getirecektir.
İçinde bulunduğumuz durum dikkate alındığın da konuyu iki açıdan ele almakta zaruret vardır.
Birincisi artık “siyasette ve diğer kurum ve kuruluşlarda zıtlaşarak yer alma” yerine “omuz omuza” yönetmek yolu tercih edilmelidir.
İkincisi ve çok daha önemlisi yukarda belirttiğimiz gibi içinde bulunduğumuz durum fevkalade vahimdir. Artık Ülkemiz ciddi bir biçim de bölünmenin eşiğindedir. Hele yapılmak istenen “Anayasa” tek kelime ile “bölünme” anayasası olacaktır. Olup bitenler karşısında demokratik ve hukuki tepkileri göstermenin tam zamanıdır. Ülke çok kullanılan deyimle elden gitmektedir. Ateş çemberi ile çevrilmiş bir Ülke ve için de bin parçaya bölünmek istenen bir toplumsal yapı. Daha ne olsun?
İşte bu safha da kadınlarımıza çok önemli görevler düşmektedir. Çünkü dün Kurtuluş Savaşı’nda ve tüm zor günler de kadınlarımız en önde saf tutmuşlardır. Bu gün de artık “siyasette kota, subjektif ayrımcılık” gibi konuları değil, (elbette bunlar da çok önemli konulardır) elimizden bir sabun gibi kayan Ulus devletimizi, Üniter yapımızı, laik Cumhuriyetimizi, Milliyetçiliğimizi, hasılı bizi biz yapan değerlerimizi, tek Dil, tek Bayrak ve tek Devlet ilkelerimizi savunmanın tam zamanıdır. Bunun öncülüğünü de bana göre kadınlarımız yapmalıdır ve yapacaktır.
Ebedi Önderimiz Atatürk “Mevzuu bahis olan Vatansa, gerisi teferruattır” dememiş midir?
Etkinliklerin ana konusu bu olmalıdır.
Altını çizerek vurguluyorum:
Vatan elden giderse hiçbir hak elde edilemeyeceği gibi edilse ne yazar?
Evet bu gün Dünya Kadınlar günüdür ve elimizden alınmak istenen kutsal değerlerimizin asla kaybedilmemesi için de dünya kadınlarını bilmem ama Türk kadınlarının demokratik şahlanmasının günü olmalıdır.