GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
19 Aralık 2011 Pazartesi

Beş mi, yedi mi?..

Pek çok kez tekrarlamışımdır. Siyasi istikrarla ,ülkede istikrar ayrı şeylerdir diye. Bir parti TBMM nin çoğunluğunu elde edebilir. Hatta tamamına bile sahip olabilir. Bu siyasi istikrarı sağlar ama ülkede istikrarı sağlamaya yetmeyebilir. Aynen şimdi olduğu gibi.
 
Siyasi istikrar tamamen hükümet kurulması ile ilgili bir olgudur. Yani TBMM de yeterli çoğunluğa sahip olan bir parti hükümeti tek başına ve zaman kaybetmeden kurabilir. Bu siyasi istikrarı sağlar. Ancak ülkede istikrar ayır bir husustur. Ve doğrudan iyi yönetimle diğer bir deyişle yönetebilmekle ilgili bir konudur.
 
Bu gün ve son dokuz senedir siyasi istikrar vardır.
Ülkede ise istikrar ve buna bağlı olarak huzur yoktur.
Niçin?

Bakın, dokuz yıldır tartışılmadık konu kalmamıştır.
“Tarihimizle yüzleşiyoruz” safsatası ile tartışılmadık konu, harap edilmedik kavram, yıkılmadık kutsal değer kalmamıştır. Sonuç? Bundan cesaret alan içteki ve dışta ki şer güçler top yekün taarruza geçmişlerdir. Bölüp parçalamak için.
Konumuza gelelim.

Yıllar önce Anayasa değiştirildi ve Cumhur Başkanının halk tarafından seçilmesine karar verildi. Cumhurbaşkanının görev süresinin de beş artı beş olarak tespiti yapıldı. Yani bir kişi ancak beş yıl Cumhurbaşkanlığı yapabilecek ve fakat aynı kişi aday olur ve kazanırsa bir beş yıl daha aynı görevi sürdürebilecek.
Parlamenter sisteme tamamen aykırı bir durum.
Önceden de yazdığım gibi fiilen Başkanlık sistemi.
Ama şimdiler de bakın neyi  tartışıyoruz? Mevcut Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl mı, yedi yıl mı?

Anayasa önceden değiştirildi mi? Evet. Beş yıl olarak yazıldı mi? Evet. O halde neyi tartışıyoruz? O zaman iki kere ikinin de kaç olduğun tartışalım?Hatta referanduma sunalım. Nasıl olsa bir “evet” veya “hayır” la işi hallediyoruz ya işin bilimsel yönüne hiç bakmadan.

Efendim mevcut Cumhurbaşkanı yedi yıl için seçil di. Ben de beş yıl için seçilmiştim ama 44 ay sonun da seçim yapıldı. Hiç kimse de biz seçildiğimiz de Milletvekilliği süresi beş yıldı, geri kalan müddet ne olacak demedi. Diyemez di çünkü “siyasette müktesep hak”tan (kazanılmış hak)söz edilemez. Biz den sonrakiler de ha keza beş yılı doldurmadan seçime gittiler. Türkiye de bu husus pek çok kez tekrarlanmıştır ve hiç kimse şimdiye kadar biz şu müddet için seçildik, geri kalan süre ne olacak dememiştir.
Şimdi niçin işler ters çevriliyor?
 
Çünkü hukuk sadece yargı da siyasallaşmadı, bütünüyle bütün kurum ve kuruluşlarda siyasallaştı.Öyle olunca da Anayasanın veya yasanın çok açık bir metni siyasal çıkara göre yorumlanabiliyor. Onun için diyorum ki kanun devleti ile hukuk devleti ayır şeylerdir. Ve önemli olan hukuk devleti olabilmektir. Ve hele bir bakan var ki muhalefet partilerinin sürenin beş yıl olarak söylemelerini “fitne çıkarmak” olarak yorumluyor.
Allah akıl versin başka ne diyeyim.