GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
1 Haziran 2011 Çarşamba

Saf tutmak...

Seçime tam tamamına on bir gün kaldı.
 
Seçim öncesi yaşananlara bu güne dek rastlamadığımızı bir çok kez ifade etmiştim.
 
“Gerginlik ülkenin tamamını kapsamaktadır.
 
“Şiddet” Ülkenin önemli bir bölümün de kol gezmektedir.
 
Seviye” görülmemiş derecede irtifa kaybetmektedir.
 
Harp Akademileri Komutanı “tutuklanmıştır”.
 
Anayasanın amir hükümlerinden olan “özel hayatın gizliliği, dokunulmazlığı, korunması” gibi kavramlar açık bir biçim de ihlal edilmekte, kişiler görülmemiş bir biçim de “dinlenmekte” ,ve bu durum pervasızca “siyasal istismar ve şantaj ve tehdit vasıtası” yapılmaktadır…
 
Sandıkların doğru, hukuka uygun bir biçimde korunup, yurttaşların emin bir şekilde oy kullanabileceklerinden ciddi kaygılar yaşanmakta ve bu husus açık bir biçimde dile getirilmektedir.
 
Devleti oluşturan kurum ve kuruluşlar siyasal iktidarın emir komutası altında siyasal tavırlara alet edilmekte, kullanılmakta, siyasal rekabete doğrudan Devlet alet edilmektedir.
 
Öte yandan Devleti meydana getiren kurum ve kuruluşlar görülmedik bir biçimde tahrip edilmekte, Hukuk Devletine uygun olması gereken icraat ve davranışlar yok edilerek siyasal iktidarın ideolojisi doğrultusunda ya sindirilmekte veya aynı doğrultuda faaliyete zorlanmaktadır.
 
Geçmişte verdiğimiz ve tarihin altın sayfasını oluşturan istiklal savaşının nihai hedefi “üniter Devletti.” Bu hem savaşarak ve hem de daha sonra yapılan devrimlerle gerçekleşti. “Aynı ülküyü paylaşan, kaderde kıvançta ve tasada ortak olan bir millet olarak kalkınma, yücelme, insanca yaşama doğrultusun da zaman zaman kesintiler olsa da, düne kadar adımlar atmaya devam ettik.
 
Ancak bu gün işler tamamen ters dönmüştür.
 
Eşkıya dağdan inmiş, doğrudan içimiz de ihanet dolu fikir ve davranışlarını sergiler olmuştur.
Bütün bunular karşısın da net bir tavır alması gereken iktidar ve bilhassa sorumluluğun da başı olan Başbakan konulara asla değinmemekte, değindiği zaman da iktidarın başı gibi değil ağlama duvarı gibi davranmakta, “boyun eğmeyeceğiz” gibi afaki cümleler sarf etmekte ve hala bu vahim tablo karşısında sorumluluk duygusu içinde ciddi, kararlı bir tutum ve icraat sergilemesi gerekirken, geleceği değil 12 Haziran’a yönelik hesaplar peşinde adımlar atmaktadır.
 
Bu ürkütücü ve endişe verici bir tablodur.
 
Artık, seçim, iktidarı ve muhalefeti seçme kurumu olmaktan çıkarılıp, doğrudan rejimimizin, üniterliğimizin sorgulama alanına dönüştürülmek istenmektedir.
 
 O halde?
 
Seçime on bir gün kaldı.
Seçimin anlamına uygun bir biçim de geçebilmesi için:
Saf tutma zamanıdır.
Demokrasiden yana saf tutma zamanıdır.
Hukuk Devletinden yana saf tutma zamanıdır.
Cumhuriyetten yana saf tutma zamanıdır.
“İlelebet payidar kalma” dan yana saf tutma zamanıdır.
“Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır”dan yana saf tutma zamanıdır.
Bir uçtan bir uca saf tutma zamanıdır.
Saf tutulmazsa ne olur?
Bilesiniz ki yas tutulur.
Evet saf tutmayan yas tutar.
Tabii Basra harap olduktan sonra.