GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
11 Mayıs 2011 Çarşamba

Ortalık toz duman

1969 yılından bu yana seçmenim. Yine aynı yılın öncelerinden bu yana siyasete ilgi duydum. Hasılı pek çok seçim yaşadım. Çoğun da da aktif olarak görev yaptım. Ama şu 12 haziran seçimleri yok mu,belki de siyasi literatüre pek çok açıdan “örnek” olarak geçecek.
Örnek olarak geçecek diyorum, çünkü:
Uslup olarak geçecek
İçerik olarak geçecek.
Heyecansızlık olarak geçecek
Kafalar karışık olarak geçecek.
Aynı zamanda bütün kavramların karmakarış yapılması olarak geçecek.
Saygı,edep olarak geçecek.
Ve en önemlisi sonuçları olarak geçecek.
 
Bir müddettir Ege Üniversitesin de EgeKoop Üniversite iş birliği ile Anayasal Haklarımız ve Kurumlarımız ana başlığı altında çeşitli konuları içeren seminerler verdik. Açış konuşmalarım da niçin böyle bir seminer dizisine ihtiyaç duyduğumuzu anlatırken son zamanlarda meydanlarda halkla röportaj yapan TV muhabirlerinin sordukları sorulara yurttaşların verdiği ilginç cevapları örnek olarak gösterdim ve “demokrasi bilenlerin rejimidir” dedim.
Bu gün de aynı konuyu yazılarını büyük bir zevkle okuduğum Yılmaz Özdil yazdı.
Pek çok örnekten sonra Başbakan Zonguldak’ta soruyor:
Zonguldak’ta Karaelmas Üniversitesini kim kurdu?
Biz .
Daha önce varmıy dı?
Yoktu.
Oysa Karaelmas Üniversitesi 1992 de kurulmuş.
 
Uslup meselesi dedim. Bu çok önemli. Söylenen sözün içeriği kadar bu uslup meselesi de önemli. Yine Başbakan Zonguldak’ta Sayın Demirel’i kast ederek ağır cümleler sarfetmiş. Ne söylediğini burada yazmayacağım. Çünkü bunca yıl kürsüye çıktım böyle bir uslubum olmadı. Olmazdı da.
 
Demirel’in fikirleri beğenilmeyebilir. Tartışılabilir. Çünkü o kırk yılı aşkın süredir Devlet yönetimin de. Bir siyaset duayeni. Ama O’nunla ve benzerleri ile  ve hemen herkesle ilgili konuşurken usluba çok dikkat etmek gerekir. Hele konuşan bir Başbakan ise diline hakim olmalıdır. Hele söz bahse konu kişinin fikirleri değil de bir takım kişisel konumu ise (yaşı gibi) işte o zaman kelimeleri bir kuyumcu hassasiyeti ile tartmak gerekir.  Siyasetçi, sanatçı, yazar, örnek olmak zorundalar.
 
Edepten söz edip sonra uslubu bozmak, edepten bahsedip sonra kasetlerden söz etmek, edepten bahsedip bel altı vurmak, edepten söz edip, aklına  geleni söylemek siyasi uslup olamaz,olmamalıdır.
 
Yolda yürürken karşılaştığım tanıdıklar “sizden sonra siyaset ne hale geldi “ diye yakınıyorlar.
Haklılar galiba.
Sadece siyaset edğil her şey ne hale geldi?