GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
20 Haziran 2011 Pazartesi

Yeni anayasa

Bolivya’da yeni anayasa yapılmasına karar verilmiş. Hemen bir komisyon kurulmuş. Kurulmasına kurulmuş da işe nereden başlayacaklarına bir türlü karar verilememiş. Bunun üzerine “bari bir uzman çağıralım” demişler. Nerden çağıralım derken akıllarına ABD gelmiş. Adamlar bir anayasa yapmışlar, iki yüz senedir aşağı yukarı aynı anayasa ile koskoca Ülkeyi idare ediyorlar. En iyi anayasa uzmanı bu ülke de olsa gerek demişler. Demesine demişler ama tam o esnada üyelerden biri itiraz etmiş. “Bana göre” demiş “en iyi uzman Türkiye’de, Oradan çağıralım” demiş. Diğer üyeler biraz da hayretler için de bu da nerden çıktı dercesine itiraz eden üyeye bakmışlar. Üye sözlerini şöyle sürdürmüş:
“Baksanıza her hafta bir anayasa yapıyorlar, en iyi uzman onlarda olmayacak da kimde olacak?”
Evet hemen hemen söylendiği gibi her hafta olmasa da her yıl bir anayasa değişikliği yapılıyor.
Baksanıza 1982 anayasası kabul edildiğinden bu yana 19 kere olmak üzere, yüz elliye yakın maddesi değişmiş.
 
Seçim öncesi ve bu günler de yine gündemin baş konusu yeni Anayasa.
Yeni seçilip TBMM de kayıtlarını yaptıranları dinliyorum. Hemen söze yeni anayasa ile başlıyorlar. Ve fetvayı veriyorlar. Türkiye’nin gündeminin birinci maddesi yeni Anayasa. Ve bu zatı muhteremler bu konuda ellerlinden geleni yapacaklarmış. Hatta bazıları daha ileri gidip yeni anayasa ile ilgili önemli ip uçları da veriyorlar. Bireyi esas alan Anayasa. Devlet mevlet hak getire.
Artık değişiklik idare etmiyor. Zaten değiştirilecek üç maddesi kaldı Anayasa’nın.
Hani şu değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeler var ya.
Devletimizin kuruluş felsefesini tanımlayan maddeler.
Bunlarda değiştimi, Türkiye’nin bütün meseleleri hallolmuş olacak.
Terör bitecek.
Bölücü ,gerici bütün cereyanlar bitecek.
Türkiye güllük gülistanlık.
İşsizlik bitecek.
Artık önüne gelen telefonlarımızı dinleyemeyecek.
Bir gün sabaha karşı polis evimize veya iş yerimize baskın yapmayacak.
Tutukluluk cezaya dönüşmeyecek.
Yıllarca süren davalar birkaç aya bitecek.
Cinayetler, şiddet, intiharlar sona erecek.
Yasaklar kalkacak, özgürlükler boy atacak.
Yolsuzluklar sona erecek.
Tabiatıyla yoksulluk da bitecek.
Kim bilir belki de yeni Anayasa ile fert başına düşen milli gelir de şöylesine en azından elli bir dolara yükselecek.
Hatta borçlarımızın tamamı belki de silinecek.
Aklınıza ne gelirse.
Uzat uzatabildiğin kadar.
Bir zamanlar belki de gelmiş geçmiş en demokratik anayasa olan 1961 anayasası için de aynı şeyler söyleniyordu.
O anayasa toptan kaldırıldı ve yerine 1982 anayasası geldi.
Ama aynı teraneler söylenmeye devam ediyor.
Şimdiler de de aynı teraneler konuşuluyor.
 
Her şeyin yasa ile hallolacağını zanneden kafaların ürünüdür bunlar.
İnsan unsurunu hiçe sayan kafalar.
Eğitimi hiçe sayan kafalar.
Çözüm üretme yerine kestirmeden işin yasa ile hallolacağını zanneden kafalar.
 
Rahmetli Osman Bölükbaşı beceriksiz kaptan gemiyi karaya oturtunca “deniz bitti dermiş” diye söylerdi.
Oysa hiç deniz biter mi?
Hep Anayasadan söz edileceğine biraz da yönetemeyenlerden söz edilse.
Ve bilhassa “yönetemeyen ileri demokrasiden” ??????