GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
25 Aralık 2023 Pazartesi

CHP’de olan biteni konuşmak gerek

CHP, Atatürk’ün kurduğu ve ilk genel başkanı olduğu, Cumhuriyet’i kuran partidir. Her zaman dile getirilen bu özelliklerinin yanı sıra, CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayi devriminin getirdiği modernite ve aydınlanma hariminde kapitalist sisteme dahlini, entegrasyonunu sağlayan partidir. Ve nedense bu özelliği hep göz ardı ediliyor.

Sonucunda, Türkiye, uluslararası kapitalist sistemin periferisinde yerini almış bir ülkedir. Ve tarihinde anti kapitalist bir an bile yoktur. İktidar ile ana muhalefet arasında süren 70 yıllık siyasi çekişme de kapitalist sistemde olan bitenlerdendir.

Günümüze gelince, ikibinli yıllar boyunca liberal sistemin denge partisi olarak muhalefette siyasal varlığını sürdüren CHP’nin tartışmalı sosyal demokrat kimliği nedense tartışmaya değer bulunmuyor. Ve bu durum, sosyal demokrat olduğu varsayılan CHP’de siyasal savrulmalara yol açıyor.

CHP’nin Cumhuriyet Devrimi ve kapitalist sistemin inşasında belirleyici rolü seksen darbesiyle son buldu. Neo liberal dönemde, belirleyici rol muhafazakarlara geçti. CHP’ye muhalefette edilgen bir rol biçildi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelişine bakın; Önce eline verilen yolsuzluk dosyalarıyla tanınması sağlandı. Ardından, özel yaşamıyla ilgili görüntüler paylaşılarak Deniz Baykal’ın istifası sağlandı. Ve bir tek delegesi olmayan Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultay’da rakipsiz Genel Başkan seçildi. İşte o gün bu gündür,CHP yönetiminin kimlik siyasetiyle utangaç ilişkisi sürüyor. Dahası örgüt olan biteni içine sindiriyor.

Yine bir Kurultay ve kurulan delege pazarında seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu… Ekibi ise “değişim” şiarıyla yola devam ediyor. Ne değişecek zamanla göreceğiz…

Gelin görün ki Cumhuriyet devriminin ve kuruluş felsefesinin üstüne düşen İslamcı gölge, ikinci yüzyılında Cumhuriyet’i dönüştürmek isteyenlere cesaret veriyor. Ve ne yazık ki CHP muhalefeti “mış” gibi yapmaktan öteye geçemiyor.

Oysa Türkiye’nin yeni sosyolojisinin, değişen koşulların gerektirdiği yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyacı var. Bu mesele ciddiye alınmadığı için seküler toplum tehdit altında. Siyasal İslam kadroları durumdan görev çıkarıyor.

Dijital devrim hayatı dönüştürürken dinlerin zemin kaybettiği bir çağdayız. İslamcılar Atatürk’e, Cumhuriyet’e saldırıyor fakat onlar için asıl tehdit deizmdir. Kendi evlatlarını ikna edemiyorlar, gençler deizme yöneliyor.

İşte bu hengamenin orta yerinde, ülkenin yeni dünya düzeninde nasıl yer alacağını bilmek ihtiyacı içinde içindeyiz. Ve tam da bu nedenle, CHP’nin oluşturduğu politikaları bilmek istiyoruz. Her ne kadar bunu CHP yönetimine anlatmak mümkün olmuyorsa da…

Gerçek yürüyor. CHP’nin artık yitik zamanın peşinden gitme lüksü yok; yeni dünya düzeninin siyaset sahnesinde yerini alacak veya silinip gidecek.

Seküler yaşam normlarına yönelen islamcı tehdidi ve CHP’de olan biteni konuşmak lazım; bu bir zarurettir.