GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
2 Ocak 2010 Cumartesi

Biten yıl, sadece bir rakamdan mı ibaret?

’“Shakspeare, V. Henry’’nin ölümünü nasıl anlatır, bilir misin?
O öldü!
Hepsi hepsi bir cümle. İki kelime.’¶
Abartı yok,
Edebiyat yok,
Süsleme yok. Sadece,
O öldü!
 
Shakspeare gibi bir edebiyat dehası; bir kralın ölümünü, işte bu kadar basit bir cümleyle anlatır.
Ama yine de, ne kadar basit olsa da’…
O cümleyi ne zaman okusam, hüzünlenirim.
Çünkü o cümlenin arkasında yaşanan bir hayat vardır. Anılarla, kazanılanlarla, kaybedilenlerle, aşklarla, acılarla, sevinçlerle dolu bir geçmiş’…
Kocaman bir ömür’…’”
 
2010’’a saat sayarken nasıl heyecan/coşku duyduysam, ne kadar kabarttıysam/tazelediysem umutlarımı’…
2009’’u devirip yeni yıldan gün aldıktan sonra da alabildiğine hüzünlendim.
Oysa sebepsiz hüzünleri, melankolik dalgalanmaları, çoktan geride bırakmış ’–yaşta- olmalıydım.
’“O zaman gözlerimdeki bu, ha yağdı, ha yağacak bulutlar/bu nem niye?’” diye sorarken içime’…
Açık ekrandaki ’“Sihirli Oyuncakçı’” filmine takılan gözlerim, üstteki bu diyalogda durdu.
’“İşte bu’” dedim. Hüznüm sebepsiz değil, nedeni bu.
Sadece ’“2009 bitti’”yle kalmıyor söz.
O rakamın ardında, ne çok biten, ne çok başlayan var aslında.
Anılar var, acılar var, kaybedilenler, yere düşmeler, yerden kalkmalar, dibe vurmalar, dipten çıkmalar var.
Ruhu boşalmış arkadaşlıklar, kazanılan/tazelenen dostluklar var.
2009 rakamdan ibaret değil ki. İçinde kocaman bir hayat var.
Geride bıraktığın yarım asrı geçmiş bir hayat.
Gözümdeki bulutların/nemin, nedeni bu’…
 
Yazıyı William Shakspeare ile açtık madem, ondan bir şiirle sürdürelim:
 
’“Bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan,
güneş kucağındadır bilemezsin,
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
göğsünde kuruludur orkestra, duyamazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
Uçar gider, koşsan da tutamazsın’…’”
 
2009, umutlandıracak kadar iyi bir miras bırakmadı bizlere, ne yazık ki.
2010’’un evveliyatını bilmek, insanın umudunu/coşkularını törpülüyor, biliyorum.
Ama hiç değilse yapabileceğimiz bir şey var, o da ’“kucağımızdaki güneşin, bir çocuğun gözündeki ışıltının/hayretin/merakın’” farkına varmak. Basit sevinçleri ıskalamamak.
Elimizdekilerin; sağlığımızın/dostlarımızın/yakınlarımızın, ülkemizin, kentimizin kıymetini bilmek. Ve kıymet vererek yaşamak/yaşatmak’…
Çok da zor olmasa gerek, değil mi?
 
Hepimiz için iyi bir yıl diliyorum bu yeni yılın ilk yazısında’…  Tüm kalbimle.