GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
8 Kasım 2013 Cuma

Yarım yamalak işler… Yarım yamalak sözler… Yarım yamalak ilişkiler…

Hayatımız artık bir ressamın tuvalinde fırça darbeleriyle yarattığı rengârenk aykırılıklardan, bir senfoniden sonsuzluğa yayılan eşsiz armoniden beslenmiyor.
Kafka’ya Şato’yu, Dostoyevski’ye Suç ve Ceza’yı yazdıran, Proust’u yitik zamanın peşine takan, Lautréamont’a Maldoror’un Şarkıları’nı yazdıran,   Beatles’ı yaratan, Jacques Brel’e “Ne Me Quitte Pas” dedirten zamanlardan bize kalan sadece hoş bir sedadır. O duyguları, o kültürü tükettik. Sartre’ın “Akıl Çağı” artık bize çok uzak. Camus’nün Yabancı’sına da yabancıyız artık…
 
Bugün, “0”lardan ve “1”lerden oluşan sayısal cehennemde sanal bir dünya kurmanın heyecanı içindeyiz. Yüz yüze gelemeyenlerin dünyası… Görüşmüyoruz. Görüntüleşiyoruz.
Üç satırı alt alta yazdığında üç hata yapanların Facebook’ta ahkâm kestiği bir iletişim dünyasında iletişememekten muzdaripiz.
Üç satırda üç hata ne gam! Yazı bitti, dil sığlaştı. Kısaltılmış sözcüklerle kendimizi ifade ediyoruz. Cümleler gereksiz…
 
Kapitalizmin son aşamasında, küreselleşerek belki de kendi sonunu hazırlayan sistemde, her şeyi yarım yamalak yaşıyoruz. Bütün değerleri eksilten bir şeyler oluyor. Sözlerimiz yarım, ilişkilerimiz dolaylı, işlerimiz sıkıntılı… Ertelenmiş umutlarla yarım yamalak bir hayat yaşıyoruz.
 
Küreselleşen dünyanın metalik gri kültürü hayatın bütün renklerini solduruyor. Bu solgun dünyadan umudu olmayanlar, sanal âleme firar ediyor.
Kuşaklar arası kopuş, 500 yıl önce feodalizmin çöküşünden beri, ilk defa bu kadar derin. Büyük çöküşün ilk bedellerini ödemeye başladık.
 
500 yıl önce kapitalizmin doğuşuyla başlayan değişim, toplumsal sistemde paradigma çökmesine yol açtı. Feodalizmin çöküşü ve kapitalizmin ortaya çıkışı ani ve hızlı oldu. Shakespeare bu değişimi yakaladığı için ölümsüz eserlerini yazdı. Miguel de Cervantes Saavedra, ha keza bu büyük değişimi yakaladığı için bütün zamanların eseri Don Kişot’u yarattı.
Günümüzde benzer bir değişimin yaklaşmakta olduğuna dair öncüller ortaya çıkmaya başladı.
Dünya sistemi olarak kapitalizmin yaşadığı büyük bunalım ve yaklaşan Bilişim devrimi, kuşaklar arası büyük bir kopuşa yol açtı, bunu görebiliyoruz.
Ne var ki Bilişim devriminin öncüllerinin ortaya çıktığı süreçte olan bitenin sanatta ve edebiyatta yaratıcılığa nasıl etki ettiğini gösteren eserler yok.
Büyük sistem çöküşlerinin doğuracağı sonuçları öngörmek mümkün olmadığından, daha fazlasını söylemek kehanet olur. Ancak kapitalizmin satıhlaştırdığı insan sisteme tepki vermeye başladığında, hiç beklenmedik sonuçlarla karşılaşabiliriz. Yani hala iyimser olmak için nedenlerimizi var.
 
Paleolitik Çağ’da sembolik kültürün başlangıcında kullanılan iletişim araçlarını andıran işaret ve seslerle iletişim kuran y kuşağı, teknoloji kullanımının doruklarında böylesine bir yalınlaşmayla ilginç bir paradoks yaratıyor.
Bu paradoksal duruşun hepimizi şaşırtacak gelişmelere yol açması muhtemeldir.
 
Şimdiki halde, yeryüzüne hükmeden Efendiler hayatlarımıza musallat; tüketiyoruz, tükeniyoruz
Ağır hasarlıyız; her şeyi yarım yamalak yaşamak hayatlarımızı çekilmez yaptı. 
Para ve tüketimle kalibre edilen hayatlarımızın yavanlaştığı, anlamsızlaştığı gri bir çağın ortalık yerindeyiz.
Yitik hayatlar, yitik zaman, yitik değerlerdir tükeniş zamanlarından bize kalan.