GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
24 Aralık 2022 Cumartesi

Yalancının mumu sönmüyor

Kriz hükmünü sürüyor; Gelirlerin hayat pahalılığı karşısında hızla erimesi, maaşlarda yapılan düzenlemelerin yetersiz kalması giderek geçim sıkıntısını büyütüyor.

Orta sınıf yoksullaşıyor. Yoksullaşma sonucu, milliyetçi, ulusalcı siyasi yaklaşımlar öne çıkmaya başladı. Ancak yoksulluğu yönetmek artık eni konu zor. Hibe ekonomisi de yetmiyor.

Keskin demeçlerle milletin gazını almaya çalışıyorlar… Ancak her şey olacağına varıyor. Emekçiler sefalet koşullarında çalışmaya devam ediyor. Tarihselliğin tezahürü… Ne sınıf mücadelesi ne emeğin gücü derman olabiliyor emekçilere.

Dayanışma salt Kürt sorunu veya benzer etnisite sorunlarında ortaya çıkıyor. Batı, CHP’ye de bunu belletmiş, parti yönetimi, yoksullukla mücadelede etnisite sorununa vurgu yapıyor.

Halk kendi sorunlarına sahip çıkacak erginlikte değil. Siyasetçilere havale edilen mücadeleden de teslimiyetten başka sonuç çıkmıyor.

Hangi dili konuştuğu, hangi inanca sahip olduğu, kültürel kimliği aslında muktedirin indinde pek anlam taşımıyor, yeter ki halk dediğin munis, itaatkâr, edilgen olsun.

Halkları itaatkâr kılmanın yolu da siyasal partilerin temsile dayalı gücünden geçiyor.

Bu güç, halk adına ileri geri konuşan siyasetçinin halkı muktedirlere altın tepside sunan diskurunda ziyadesiyle sırıtıyor.

Servetler daha az sayıda insanın elinde toplanırken yoksulluk hem genişliyor hem derinleşiyor. Kapitalizmin altın kuralı işliyor…

Çıkışsızlıkla malul yoksullar efendilerin eline bakıyor.

Barınmak ve beslenmek en temel insan hakkı olmak gerektiği halde, ülkede sol bile, etnisitesi üzerinden “insan hakkı” tarifi yapıyor.

Çünkü Batı daha ötesine destek vermiyor. Sermayenin başına iş açmak hoş karşılanmıyor.

Sonucunda, inanç grupları, etnisite grupları, yoksullukla mücadele, insan hakları derken asıl mesele arada kaynayıp gidiyor.

Yeryüzü nimetlerinden her insan payına düşeni talep ediyor. Siyaset de bu talebi boşa çıkarmak için sağdan soldan yoksul kitleleri kuşatıyor. Olan biten bu…

Kural şöyle işliyor; Sağ veya sol partilerden hangisi daha iyi yalan söylüyorsa, o iktidar oluyor. Muhalefette kalanlar ise daha iyi yalan söylemek için çalışmaya devam ediyor.

İktidar ve hiyerarşi olan yerde, özgürlük, adalet, eşitlik barınamaz.

Hepimizi yalanla besliyorlar.

Yalanla beslenmeye teşne olduğumuz sürece de çıkış yok.